Genel Yetkili Sendika
23284 | | | 05-04-2016

Şehit yakınlarına sürgün, kendi adamlarına her kadro uygun

Doç. Dr. Hasan FURKAN
Doç. Dr. Hasan FURKAN

 

1996 yılında Özel Harekât Polisi olan ağabeyinin Elazığ Arıcak’ta terörle mücadele ederken şehit düşmesi neticesinde, bir Şehitleri Anma Günü olan 18 Mart 1997 tarihinde Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’nda göreve başlatılan Ali Dağ’ın, mevcut Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci tarafından suni sebepler oluşturularak, 19 yıldır görev yaptığı birimden yine bir şehitleri anma günü 18 Mart’ta Mühendislik Fakültesi’ne sürülmesi zamanlama açısından oldukça manidardır.

18 Mart Şehitleri Anma Günü’nde, devletimizin şehit yakınlarına tanıdığı memur kontenjanından üniversitemizde göreve başlayan, kahraman bir şehidimizin bize emaneti olan arkadaşımız Ali Dağ’ın sürgün edilmesi, üniversite mensuplarının manevi duygularını sarsmakta, vicdanları sızlatmaktadır.

Ülkemizin iç ve dış tehditlere karşı korunmasında cansiperane görev yapan bir vatan evladının hatırasına bu derece sorumsuz ve saygısız yaklaşılması, onların yaşadığı tarifsiz ve acının hoyrat bir yönetim anlayışının mağduru olarak ikinci bir üzüntüye boğulması kabul edilebilir bir durum değildir. Ülkeyi korumak uğruna can verenlerin kendilerini haksız uygulamalardan koruyamaması bürokratik terör değil de nedir?

Üniversitemizde herkesin hak, adalet ve ehliyete göre değer bulduğu huzur içinde, çalışma barışının gölgesinde görev yapmak istiyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın haksız kederi şevkimizi kırıyor, yetkilerin hoyrat kullanımı, ne yapsam yanıma kâr anlayışı, bazı yönetsel mevzilerin kurulması ve korunması arzusu, haksız yere insanların mağdur edilmesi, verimli çalışma ortamını tehdit ediyor.

Terör olaylarının yaşandığı, polis ve askerimizin şehit edildiği bu zor günlerde birlik ve beraberliğimizi pekiştirmemiz gerekirken, bir şehit güvenlik görevlisinin yakınına, onun eşine ve çocuklarına, dolayısıyla anne ve babasına mobbing uygulamak Sayın rektörün vicdanına nasıl sığdı? Yoksa Sayın Rektör, şehidin hatırasına, emanetine kendisini sürgün ederek mi sahip çıkıyor?

Çalıştığı birimde herkes tarafından sevilen, yetişmiş kalifiye bir elaman olan arkadaşımızın, başka birimde uydurma gerekçe ve yasal zorlamalarla sudan gerekçeler üretilerek boşa çıkarılıp hiçbir iş, oda ve çalışma ortamı sunulmadan suçlu psikolojisine sokulması, üniversitemizin bu personeline psikolojik baskı uygulanması etik değildir. Sayın Rektör bu kararıyla hakları hiçe saymış, mevzuatın ruhuna rahmet okutmuş, vicdanlı tüm yürekleri dağlamıştır.

Rektör tarafından çalışma arkadaşımıza reva görülen bu uygulama maksatlı ve kötü niyetli bir yaklaşım tarzı olduğu gibi, iş arkadaşımızın psikolojik ve sosyolojik mağduriyetine de sebep olmuştur.

Devleti için canını veren şehidin hatırası olan arkadaşımızın böyle bir muameleye tabi tutulması, şehidimizin kemiklerini sızlatmakta, kamu vicdanını yaralamakta, dinî, ahlaki değerlerimizle ve devlet geleneğimizle bağdaşmamaktadır. Arkadaşımızın, asıl görev yerine iade edilerek mağduriyeti derhal giderilmelidir.

Eğitim-Bir-Sen Üniversite Şubesi olarak, baş tacı ettiğimiz, desteğimizi esirgemediğimiz değerli arkadaşımızın yanında olmaya, hakkını aramaya devam edeceğiz. Bununla birlikte, Rektöre de bazı sorularımız olacak:

İçinde yaşadığı derin acıyla beraber vatan uğruna canını vermiş bir şehidin yakını olmanın izzetini taşıyan arkadaşımızın ve ailesinin psikolojini bozup, onları üzmek sizi mutlu ediyor mu?

Bu yaptığınız uygulamalarla, tek özelliği size yakınlığı olan taze müdürlerinize yer açmak için fırsat mı kolluyorsunuz? 

Tüm Yazılar
Tüm Makaleler
1 Şehit yakınlarına sürgün, kendi adamlarına her kadro uygun
2 Yeni YÖK Kanunu tasarısına dair
3 Diplomalarını ihanet belgesine dönüştürenler bulundukları makamda işgalcidir