4688 sayili Kanunda Degisiklik Öngören Kanun Tasarisi Taslagi ve Taslaga Iliskin Degerlendirmelerimiz
12 Eylül 2010 tarihinde gerçeklestirilen referandumla kabul edilen Anayasa degisikliklerinin kamu görevlileri açisindan önem tasiyan hükümleri, hiç süphesiz, Anayasa’nin 53 ve 128. maddelerinde yapilan degisikliklerdir.
Anayasa’nin 53. maddesinde yapilan degisiklikle, kamu görevlileri toplu sözlesme hakkina sahip olurken, 128. maddesinde yapilan degisiklikle ise kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarina iliskin toplu sözlesme hükümlerinin kanun hükümlerinden önce uygulanacagi kayit altina alinmistir.
Toplu sözlesme hakkinin fiili kullanimina iliskin usul ve esaslari belirleyecek olan ikincil düzenleme niteligindeki kanun degisikligi ise, aradan geçen bir yila ragmen halen yürürlüge girmis degildir. Kisa sayilmayacak bu sürede Memur-Sen olarak, toplu sözlesme hakkina iliskin ikincil mevzuat düzenlemelerine dair görüs ve önerilerimizi belirlemek amaçli hem teskilat toplantilari hem de bilimsel çalismalar yaptik. Görüs ve önerilerimizin bütününü de “Kamu Görevlileri Toplu Sözlesme Kanunu Tasarisi Taslagi” ve “4688 sayili Kamu Görevlileri Sendikalari Kanununda Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun Tasarisi Taslagi” olarak sekillendirdik. Her iki taslagi ve toplu sözlesmeyle ilgili çalismalarimizi bir kitapta toplayarak, kamuoyuyla paylastik.
Kendi içimizde bu çalismalari yaparken, diger taraftan da toplu sözlesme hakkina iliskin ikincil mevzuatla ilgili kamu kesimi çalismalarina diger konfederasyonlarla birlikte katildik. 12 Haziran seçimlerinden sonra yeni Bakanlar Kurulu’nun olusmasi sonrasinda Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakani Faruk Çelik’in koordinasyonunda yürütülen çalismalarla, toplu sözlesme hakkinin fiilen kullanimina yönelik kanun tasarisi taslaginin Bakanlar Kurulu’na sevk edilecek asamaya gelmesine katki sagladik.
Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakani Faruk Çelik baskanliginda Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi, Devlet Personel Baskanligi bürokratlari ve en çok üyeye sahip üç kamu görevlileri sendikalari konfederasyonunun temsilcilerinin katilimiyla gerçeklestirilen toplantilarla olusturulan “4688 Sayili Kamu Görevlileri Sendikalari Kanunu’nda Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun Tasarisi Taslagi”nin hükümleri ve olusum süreçleri hakkinda kamuoyunun dogru bilgilendirilmesinin önemli ve gerekli oldugunu düsünüyoruz.
Taslaga Iliskin Genel Bilgiler
Taslagin hazirlanma gerekçesini, 12 Eylül 2010’da kabul edilen Anayasa degisiklikleriyle Anayasa’nin 53 ve 128. maddelerinde yapilan degisiklikler olusturmakla birlikte, 4688 sayili Kanun’da toplu sözlesme hakkinin fiilen kullanimini saglayacak düzenlemeler ilave edilmesi yaninda 4688 sayili Kanun’un sendika üyeligi, örgütlenme ve sendika ve konfederasyonlarin faaliyetleriyle ilgili hükümlerinde de degisiklik yapilmasini öngören düzenlemeler de yapilmistir. Bu baglamda, taslagin “üyelik”, “örgütlenme”, “sendika ve konfederasyonlarin faaliyetleri”, “toplu sözlesme” gibi alt basliklar halinde incelenip degerlendirilmesi daha uygun olacaktir. Öncelikle, yapilan kapsamli degisikliklere ve toplu sözlesmeyle ilgili hükümlerin kanunda yer alacak olmasina bagli olarak 4688 sayili Kanun’un adinin, “Kamu Görevlileri Sendikalari ve Toplu Sözlesme Kanunu” olarak degistirilmesinin öngörüldügünü ifade etmek gerekir.
A-Taslagin “Sendika Üyeligi” Konusunda Degisiklik Öngören Hükümleri
1-Aday devlet memurlari sendika üyesi olabilecek: 4688 sayili Kanun’un “Tanimlar” baslikli 3. maddesinde yer verilen “Kamu Görevlisi” kavrami, “Bu kanun kapsamindaki kurum ve kuruluslarda isçi statüsü disinda kalan bütün çalisanlari” seklinde tanimlanmak suretiyle, adaylik ve deneme süresi içerisinde bulunan kamu görevlilerinin de sendikalara üye olabilmesi öngörülmektedir. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, aday devlet memurlari ile deneme süresi içerisindeki kamu görevlilerinin sendika üyesi olma yasagi sona erecektir.
2-“100 veya daha fazla kamu görevlisinin çalistigi isyerlerinin en üst amirleri ve yardimcilari” sendika üyesi olma hakkini kaybetmeyecek: 4688 sayili Kanun’un 15. maddesinde yer alan, “100 veya daha fazla kamu görevlisinin çalistigi isyerlerinin en üst amirleri ve yardimcilari” ibaresinin madde metninden çikarilmasi öngörülmektedir. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, kadro, görev ve unvani itibariyle sendika üyesi olma hakkina sahip olmakla birlikte 100 veya daha fazla kamu görevlisinin çalistigi yerin en üst amiri ya da yardimcisi olmasi nedeniyle bu haklarini kullanamayan kamu görevlilerinin sendikalara üye olma yasagi sona erecektir.
3-Kamu kurum ve kuruluslarindaki özel güvenlik personelinin sendika üyesi olma yasagi sona erecek: 4688 sayili Kanun’un 15. maddesinin (j) bendinde yer alan, “kamu kurum ve kuruluslarinin özel güvenlik personeli” ibaresinin metinden çikarilmasi öngörülmektedir. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, daha önce yargi kararlariyla fiilen saglanmis olan özel güvenlik personelinin sendika üyesi olabilmesi durumu kanunla hüküm altina alinmis olacaktir.
Hazirladigimiz kanun tasarisinin ilgili bölümünde de yer verdigimiz sendika üyesi olmasi yasaklanan kamu görevlilerinin kapsaminin daraltilmasina iliskin önerimiz çerçevesinde, silahli kuvvetlerde ve emniyet hizmetlerinde görev yapan sivil kamu görevlilerinin sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkina sahip olmasina iliskin talep ve teklifimizi, çalismalarin bütün asamasinda dile getirdik. Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi’nin konuya olumlu bakmasini da sagladik. Avrupa Birligi’ne üye ülkeler basta olmak üzere, demokrasisi gelismis ülkelerin neredeyse tamaminda, asker ve polislerin hatta yargi mensuplarinin sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkina sahip oldugunu hatirlattik. Konunun ilgili bakanliklarla görüsülmesi sözünü de aldik. Biz, bu ayibin ortadan kaldirilacagini düsünürken, silahli kuvvetler ile emniyet hizmetlerinde görev yapan sivil memurlar basta olmak üzere, Cumhurbaskanligi Genel Sekreterligi, TBMM ve MGK’da görev yapan kamu görevlileri ile diger kamu görevlilerinin sendika üyesi olma yasagina son verilmesini saglayacak bir hükme kanun tasarisinda yer verilmemesi kabul edilebilir degildir. Bu hüküm eksikligi, 19. Faslin açilmasinin ertelenmesine kapi aralayacak gibi gözüküyor.
B-Taslagin “Örgütlenme” Konusunda Degisiklik Öngören Hükümleri
1-Sendika kurucusu olabilmek için iki yillik süre sarti kaldiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 6. maddesinde yapilacak degisiklikle, “sendika kurucusu olabilmek için iki yillik kamu görevlisi olmak” sartinin kaldirilmasi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, sendika kurucusu olabilmek için kamu görevlisi olmak yeterli olacaktir.
2-Sendika ve konfederasyon kurulusunda istenen belgeler ve bürokratik süreç azaltiliyor: 4688 sayili Kanun’un 6. maddesinde yapilacak degisiklikle, sendika ve konfederasyonlarin kurulus sürecinde istenen belgelerin sayisinin azaltilmasi ve islem sürecinin kisaltilmasi öngörülmektedir.
3-Sendika ve konfederasyon tüzüklerinde bulunmasi gereken hususlar netlestiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 7. maddesinde yapilan degisiklikle, sendika ve konfederasyonlarin tüzüklerinde yönetim, denetleme ve disiplin kurullarinin olusumu ile üyelik ödentisi oranina ve ilgili makamlarca düzeltilmesi istenen hususlara iliskin tüzük degisikliklerini gerçeklestirme konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi hususunun tüzüklerde düzenlenmesi öngörülmektedir. Bu degisikligin gerçeklesmesi durumunda, özellikle ilgili makamlar tarafindan yapilmasi öngörülen tüzük degisikliklerini gerçeklestirmek için genel kurulu toplamak gibi sendika ve konfederasyonlar açisindan mali külfet olusturan bir süreç, yönetim kuruluna yetki verilmek suretiyle daha kisa sürede ve beklenmedik bir maliyet olusturmayacak sekilde gerçeklestirilebilecektir.
4-Sendika ve konfederasyonlarin, zorunlu organlarinin yetkilerini istege bagli olusturacaklari organlara devretmesine imkan saglaniyor: 4688 sayili Kanun’un 8. maddesinde yapilan degisiklikle, -genel kurul hariç olmak üzere- zorunlu organlarin yetkilerinin istege bagli organlara devretme yasaginin kaldirilmasi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, sendika ve konfederasyonlar, genel kurul disindaki zorunlu organlarinin yetkilerini kendi kararlariyla olusturduklari organlara tüzüklerinde belirtmek kaydiyla devredebilecekler.
5-Genel kurullarini delegelerle yapabilmek için sendika subelerinde aranan 500 üye sarti kaldiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 9. maddesinde yapilan degisiklikle, sendika subelerinin delegelerle genel kurul yapmak için sahip olmalari gereken 500 üye sartinin kaldirilmasi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, sendika subeleri 500 üye sayisina ulasmadan da genel kurullarini delegelerle yapabilecekler.
6-Olagan genel kurullari dört yilda bir toplama imkani getiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 10. maddesinde yapilan degisiklikle, genel kurulun toplanma süresindeki azami sinirin dört yila çikarilmasi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, sendika ve konfederasyonlar, tüzüklerinde daha kisa sürede toplanmasini öngörme imkanina sahip olmakla birlikte genel kurullarini dört yilda bir yapabilecek.
7-Genel kurul delegelerinin bilgisine sunulacak belgeler, elektronik ortamda gönderilebilecek veya internet sitesinde ilan edilebilecek: 4688 sayili Kanun’un 10. maddesinde yapilan degisiklikle, faaliyet ve hesap raporu, denetleme kurulu raporu ve gelecek döneme iliskin bütçe önerisinin genel kurula katilacaklara gönderilme zorunlulugunun elektronik ortam araciligiyla gönderilmek ya da sendika ve konfederasyonunun internet sitesinde yayimlanmak suretiyle yerine getirilebilmesi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, genel kurula katilacaklara ulastirilmasi gereken belgelerin gönderilmesi için olusan zaman ve para kaybi sona ermis olacaktir.
Ayrica, yine bu maddede yapilan degisiklikle, konfederasyon ve sendikalar ile sendika subesinin yönetiminin kayyima devredilmesi durumunda, kayyima görevi devraldigi tarihten itibaren altmis günü geçmemek kaydiyla genel kurulu toplama zorunlulugu getiriliyor.
8-Sendika genel kurullari, kurulus sartlarini kaybeden subeleri kapatma yetkisini yönetim kurullarina devredebilecek: 4688 sayili Kanun’un 12. maddesinde yapilan degisiklikle, sendika genel kurullarina kurulus sartlarini kaybeden subelerin kapatma yetkisini yönetim kurullarina devredebilmesi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, sube kurulusu için gereken sartlari kaybeden subeler, genel kurullarin yetki vermesi halinde yönetim kurulu karari ile de kapatilabilecek.
9-Denetleme kurulu en fazla bes üyeden olusacak: 4688 sayili Kanun’un 13. maddesinde yapilan degisiklikle, denetleme kurulunun en fazla bes üyeden olusmasi öngörülüyor. Mevcut durumda asgari üye sayisina iliskin sinirlama öngörülerek en az üç üyeden olusturulmasi gereken denetleme kurulunun üye sayisi, bu degisikligin gerçeklesmesi halinde azami üye sayisini sinirlamasi öngörülmek suretiyle bes üyeyle sinirlaniyor.
10-Farkli hizmet koluna atanan konfederasyon yöneticilerinin durumuna iliskin tereddütler gideriliyor: 4688 sayili Kanun’un 16. maddesinin farkli hizmet koluna atanan konfederasyon yöneticilerinin görevlerinin sona erecegi algisina neden olan hükümde degisiklik yapilarak, sendika üyeligini sona erdirmeyecek bir görev olmak kaydiyla farkli hizmet koluna atanan konfederasyon zorunlu organ üyelerinin görevlerinin devam edecegi hususu netlestiriliyor.
11-Sendika ve konfederasyonlara uluslararasi kuruluslar kurabilme imkani getiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 17. maddesinde yapilan degisiklikle, sendika ve konfederasyonlarin uluslararasi kuruluslara üye olabilme yaninda uluslararasi kuruluslar kurabilmesi öngörülüyor.
12-Isyeri sendika temsilcisi, il ve ilçe temsilcileri yasal zemine kavusuyor ve bunlarin belirli yasal güvencelerden yararlanmasi imkani getiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 18 ve 23. maddelerinde yapilan degisikliklerle, isyeri sendika temsilcisi, il ve ilçe temsilcileri ilk defa yasal olarak tanimlaniyor ve belirli yasal güvencelere sahip kiliniyor. Sadece isyerindeki en çok üyeye sahip olan sendikaya ait olan isyeri sendika temsilcisi belirleme yaninda isyerinde üyesi bulunmak kaydiyla diger sendikalarin da sendika isyeri temsilcisi belirlemesi imkani getiriliyor.
Diger taraftan, sendikalarin genel merkez ve sube olarak belirlenmis ikili yapilarinin yanina fiilen var olan il ve ilçe temsilcileri de ekleniyor. Sendika ve sube yöneticileri ile isyeri sendika temsilcilerinin yararlandigi, sebepsiz olarak isyerini degistirilememesi güvencesinin kapsamina il, ilçe ve sendika isyeri temsilcileri de dahil ediliyor.
13-Sendika ve sube yönetim kurulu üyelerinin ayliksiz izne ayrilmasindaki 30 günlük süre siniri kaldiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 18. maddesinde yapilan bir baska degisiklikle, sendika ve sube yönetim kurulu üyeliklerine seçilmesine bagli olarak ayliksiz izne ayrilmada uygulanan 30 günlük süre sinirlamasinin kaldirilmasi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, seçildigi tarihten görevinin sona erecegi tarihe kadar herhangi bir zaman diliminde bu görevlerde bulunanlar sendika ve konfederasyonunun mali durumunu da dikkate alarak ayliksiz izne ayrilabilecekler veya ayliksiz izinlerini sona erdirebilecekler.
14-Sendika yönetim kurulu üyelerine saglanan haklardan yararlanmada, hakkin kötüye kullanmasini engelleme amaçli kurallar getiriliyor: 4688 sayili Kanun’un 18. maddesinde yapilan degisiklikle, 18. madde belirtilen haklardan, sube kurulmasi için öngörülen üye sayisina (400 üye sayisina) ulasmis sendikalarin yöneticileri ile bagli sendikalarinin üye sayisi toplami genel kurullarini delegelerle yapabilmek için aranan üye sayisina (1000 üye sayisini) ulasmis konfederasyon yöneticilerinin yararlanabilmesi öngörülüyor.
15-Isyeri sendika temsilcileri ile sendika isyeri temsilcilerinin görevleri, azami sayilari ve haklari belirleniyor: 4688 sayili Kanun’un 23. maddesinde yapilan degisiklikle; isyeri sendika temsilcisi belirlemek için gereken asgari çalisan sayisi 20’den bire düsürülmesi, azami temsilci sayisinin 7’den bese indirilmesi öngörülürken, en çok üyeye sahip sendika disindaki sendikalarin da sendika isyeri temsilcisi belirlemesi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, isyerinde üyesi bulunan sendikalarin, yasal zemini bulunan temsilciler araciligiyla örgütlenme ve kendilerini ifade etme çalismalari yapmasi saglanmis olacak.
C-Taslagin “Sendika ve Konfederasyonlarin Faaliyetleri” Konusunda Degisiklik Öngören Hükümleri
1-Sendika ve konfederasyonlara “misafirhane yapmak” ve “kamu yararina çalisan derneklere” ayni ve nakdi yardimda bulunma yetkisi veriliyor: 4688 sayili Kanun’un 19. maddesinde yapilan degisiklikle, konfederasyon ve sendikalara “misafirhane” kurmak yetkisi ile afet durumlarinda kamu yararina çalisan derneklere de ayni ve nakdi yardimda bulunma imkani verilmesi öngörülüyor. Bu degisikligin kabul edilmesi halinde, konfederasyon ve sendikalar, afet durumlarinda kamu kurum ve kuruluslari yaninda veya yerine kamu yararina çalisan dernekler araciligiyla da ayni veya nakdi yardim faaliyetinde bulunabilecekler.
2-Konfederasyonlar, kamu görevlileriyle ilgili düzenleyici islemlere karsi dava açabilecek: 4688 sayili Kanun’un 19. maddesinde yapilan bir baska degisiklikle, konfederasyonlarin, kamu görevlilerini ilgilendiren düzenleyici islemlere karsi dava açma yetkisinin olmadigi yönünde son zamanlarda ortaya çikan yargi kararlarinin olusturdugu olumsuzlugun sona erdirilerek, konfederasyonlarin kamu görevlilerini ilgilendiren düzenleyici islemlere karsi dava açabilmeleri öngörülüyor.
3-Yüksek Idari Kurul kaldiriliyor ve “Kamu Personeli Danisma Kurulu” olusturuluyor: 4688 sayili Kanun’un 21. maddesinde yapilan degisiklikle, toplu görüsme sürecinin unsurlarindan biri olan “Yüksek Idari Kurul”un sona erdirilmesi ve kamu personel mevzuati ile kamu yönetimi uygulamalarinin sosyal diyalog kurgusuyla degerlendirilmesi islevini yerine getirmek üzere “Kamu Personeli Danisma Kurulu” olusturulmasi öngörülüyor. Bu degisikligin gerçeklesmesi halinde, kamu görevlileri sendikalari konfederasyonlarinin kamu personel sistemine iliskin sorunlari tasiyabilecegi ve bu alanla ilgili teklif ve önerilerini getirecegi yeni bir diyalog zemini olusturulmus olacaktir.
D-Taslagin, Toplu Sözlesme Hakkinin Fiilen Kullanimina Yönelik Hükümleri
Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi’nin koordinasyonunda gerçeklestirilen toplantilarda düzenlenen taslagin, kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlari ile kamu görevlileri açisindan en önemli bölümlerini, hiç süphesiz, toplu sözlesme hakkinin fiilen kullanimina yönelik hükümler olusturmaktadir.
Esasen, taslagin olusturulmasina iliskin çalismalarda gerek Bakanlik ve Konfederasyonlar gerekse Konfederasyonlar arasinda görüs ayriliklarinin en yogun yasandigi hükümler, bu bölümdeki hükümler olmustur.
Anayasa degisikliginin kabul edilmesi sonrasinda baslatilan çalismalarin sonucunda olusan bu taslagin, Memur-Sen olarak, bizim görüs, öneri ve taleplerimizi bütünüyle yansittigini kabul etmek hiç süphesiz mümkün degildir. Ancak, tasarinin toplu sözlesmeyle ilgili hükümlerine yönelik elestirilerimizi diger konularla ilgili elestirilerle birlikte son bölümde yapacagiz. Bu bölümde, tasarinin toplu sözlesme sürecini düzenleyen hükümlerini açiklayacagiz.
Bu açiklamalari, toplu sözlesmenin tanimi, toplu sözlesme konulari, toplu sözlesme düzeyi, toplu sözlesmenin taraflari, toplu sözlesmenin süresi, toplu sözlesme hükümlerinin emeklilere yansitilmasi, toplu sözlesme görüsmeleri süreci, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapisi ve isleyisi gibi basliklarla siralayacagiz.
1-Toplu Sözlesme, “Genel Toplu Sözlesme” ve “Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesi” olmak üzere iki düzeyde yapilacak: 4688 sayili Kanun’un “Tanimlar” baslikli 3. maddesinde yapilan degisiklikle, “Genel Toplu Sözlesme” ve “Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesi” kavramlarina yer verilmek suretiyle toplu sözlesmenin iki düzeyde yapilmasi öngörülmektedir. Degisikligin kabul edilmesi halinde, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarini belirlemek üzere, bütün kamu görevlilerine uygulanan mali ve sosyal haklarla ilgili hükümlerin yer alacagi genel toplu sözlesme, hizmet koluna münhasir mali ve sosyal haklarla ilgili hükümlerin yer alacagi hizmet kolu toplu sözlesmesi olmak üzere iki tür toplu sözlesme yapilacaktir. Hizmet kolu toplu sözlesmesi uygulamasinin, yerel yönetimler hizmet kolunda uygulanmayacagi da tanimin içeriginde kayit altina alinmistir.
2-Toplu sözlesmenin kapsamini, maddede ismen sayilan mali ve sosyal haklarla diger mali ve sosyal haklar olusturacak: 4688 sayili Kanun’un 28. maddesinde yapilan degisiklikle, genel toplu sözlesmenin, kamu görevlileri için uygulanacak katsayi ve göstergeler, aylik ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözlesme ikramiyesi, fazla çalisma ücretleri, harcirah, ikramiye, …. ile diger ve mali sosyal haklari kapsamasi öngörülmektedir.
Hizmet kolu toplu sözlesmesinin kapsaminin ise, genel toplu sözlesmede belirlenen toplam artis ve mali çerçeve asilmamak, kamu görevlileri arasindaki genel ücret dengesi korunmak kaydiyla sadece hizmet kolundaki kurum ve kuruluslarda görev yapan kamu görevlilerine yapilacak ödemelerden olusmasi öngörülmektedir. Diger taraftan, yerel yönetimler hizmet kolunda, hizmet kolu toplu sözlesmesi uygulamasinin yapilmayacagi ayni hüküm içerisinde ifade edilmek suretiyle bu hizmet kolunda toplu sözlesme yapilmamasi öngörülmektedir.
3-Toplu sözlesmenin kapsami Anayasa’da öngörülmeyen bir biçimde daraltiliyor: 4688 sayili Kanun’un 28. maddesinde yapilan düzenlemeyle, maas ve ücret sisteminde degisiklik öngören taleplerin toplu sözlesme kapsami disinda olmasi öngörülmektedir. Anayasa’nin 53 ve 128. maddelerinde yer verilmeyen ve esasen toplu sözlesmede münhasiran pazarlik konusu olusturacak bir hususun dogrudan kanun koyucu tarafindan sinirlandirilmasi anlamina gelen bu öngörü, toplu sözlesmenin kanun eliyle anlamsizlastirilmasi gibi bir sonuç doguracaktir. Bu degisikligin kabul edilmesi halinde, toplu sözlesme masasi eksik kurulmus olacak ve evrensel kural ve ilkelerin gerektirdigi bir toplu pazarlik süreci bizzat kanun tarafindan engellenmis olacaktir.
Ayni madde kapsaminda yapilan bir baska düzenlemeyle, toplu sözlesme hükümlerinin, “toplu sözlesme ikramiyesi” hariç olmak üzere sendika üyesi olmak yönüyle ayirim yapilmaksizin bütün kamu görevlilerine birlikte uygulanmasi öngörülmektedir.
4-Toplu sözlesme iki yilda bir yapilacak: 4688 sayili Kanun’un 28. maddesinde yapilan düzenlemeyle, genel toplu sözlesme ile hizmet kolu toplu sözlesmesinin iki yilda bir yapilmasi öngörülmektedir. Bir baska ifadeyle, toplu sözlesmenin süresinin iki yil olmasi öngörülüyor. Bu düzenlemenin kabul edilmesi halinde, ilk toplu sözlesmenin 2011 yilinda yapilmasi ve bu toplu sözlesmenin 2012-213 yillarinda uygulanmasi, ikinci toplu sözlesmenin ise 2014-2015 yillarinda uygulanmak üzere 2013 yilinda yapilmasi söz konusu olacak.
Kanunun 31. maddesinde yapilan düzenlemeyle; toplu sözlesme görüsmelerinin, -ilk toplu sözlesmenin 2011 yilinda yapilacak olmasi dikkate alinarak- son rakami tek olan yillarin Eylül ayinin ilk is günü yapilmasi öngörülmektedir.
5-Toplu sözlesmenin aylik ve ücretlerle ilgili oransal artis öngören hükümlerinden kamu görevlileri emeklileri de yararlanabilecek: 4688 sayili Kanun’un 28. maddesinde yapilan düzenlemeyle, kamu görevlisi emeklilerine, toplu sözlesmenin sadece aylik ve ücretlerde oransal artis öngören hükümleri yansitilmasi ve bunun disindaki hükümlerden kamu görevlisi emeklilerinin yararlandirilmamasi öngörülmektedir.
6- Genel toplu sözlesmede kamu görevlileri adina taraf yetkisi, üyeleri nispi temsil esasiyla belirlenecek “Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti” tarafindan kullanilacak: 4688 sayili Kanun’un 29. maddesinde yapilan düzenlemeyle, genel toplu sözlesmenin taraflarinin, “Kamu Isveren Heyeti” ile “Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti” olmasi öngörülmektedir.
Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti’nin; bagli sendikalarinin üye sayisi toplami itibariyle en çok üyeye sahip konfederasyon temsilcisinin baskanliginda olmak üzere 7 üyeden olusmasi, baskan disindaki alti üyenin en çok üyeye sahip üç konfederasyona paylastirilmasinda, konfederasyonlarin üye sayisinin konfederasyonlarin bagli sendikalarinin toplam üye sayisina orani esas alinmasi öngörülmektedir.
7-Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti, genel toplu sözlesmenin imzalanip imzalanmayacagina iliskin kararini salt çogunlukla verecek: 4688 sayili Kanun’un 29. maddesinde yapilan düzenlemeyle, Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti’nin genel toplu sözlesme görüsmeleri sonucunda toplu sözlesme imzalanip imzalanmayacagina iliskin kararini heyetin salt çogunluguyla verecegi ve toplu sözlesmenin de bu yönde oy kullanan salt çogunluk tarafindan imzalanmasi, toplu sözlesmenin imzalanip imzalanmayacagina iliskin oylamada esitlik olmasi halinde heyet baskanin bulundugu tarafa itibar edilmesi öngörülmektedir.
8-Genel toplu sözlesmenin imzalanmasi halinde, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurulamayacak: 4688 sayili Kanun’un 29. maddesinde yapilan düzenlemeyle, Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti’nin salt çogunlugu tarafindan imzalanmak suretiyle toplu sözlesme metninin olusmasi halinde, bu metne imza atmayan heyet temsilcilerinin toplu sözlesmede uyusmazlik çiktigi saviyla Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvuru yapamayacagi öngörülmektedir.
9-Hizmet kolu toplu sözlesmelerinde kamu görevlileri adina taraf yetkisini, hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendika kullanacak: 4688 sayili Kanun’un 29. maddesinde yapilan düzenlemeyle, hizmet kolu toplu sözlesme görüsmelerinde kamu görevlilerini o hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendikanin taraf sifatiyla temsil edecegi ve bu temsilin üç kisiden olusacak bir heyet tarafindan gerçeklestirilecegi öngörülmektedir.
Diger taraftan, bagli oldugu konfederasyon genel toplu sözlesme görüsmelerine katilmayan sendikanin hizmet kolu toplu sözlesme görüsmelerine taraf sifatiyla katilma yetkisini kaybedecegi de öngörülmekte ancak bu durumda söz konusu hizmet kolunda toplu sözlesmenin nasil imzalanacagi veya kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarinin nasil bir yöntemle belirlenecegine iliskin bir öngörü ortaya konulmamistir.
10-Yerel yönetimler hizmet kolunda, toplu sözlesme niteliginde olmayan ve sadece “mahalli idare tazminati” adiyla yapilacak ödemenin tutarini belirlemek amaçli sözlesme yapilacak: 4688 sayili Kanun’un 31. maddesinde yapilan düzenlemeyle, yerel yönetimler hizmet kolunda hizmet kolu toplu sözlesmesi yapilmamasi, bunun yerine toplu sözlesme hükmünde olmamak üzere “mahalli idare tazminati” adiyla yapilacak ödemenin tutarini belirlemek amaçli sözlesme yapilmasi öngörülmektedir.
Diger taraftan, yerel yönetimler hizmet kolunda yapilabilecek bu sözlesmenin, ilgili yerel yönetimin yürütme organinin teklifinin en yüksek karar organinca uygun görülmesi kaydiyla kurumsal sözlesme seklinde ve o yerel yönetimde en çok üyeye sahip sendikayla imzalanmasi da öngörülmektedir.
11-Genel toplu sözlesme görüsmeleri 10, hizmet kolu toplu sözlesme görüsmeleri 5 gün sürecek: 4688 sayili Kanun’un 31. maddesinde yapilan düzenlemeyle, genel toplu sözlesme görüsmelerinin on gün içinde sonuçlandirilmasi ve Kamu Isveren Heyeti Baskani’nin uygun görmesi halinde bu sürenin bes gün uzatilmasi öngörülmektedir.
Hizmet kolu toplu sözlesmesi görüsmelerinin, genel toplu sözlesmenin imzalanmasi halinde takip eden is günü, Kamu Görevlileri Hakem kurulu tarafindan karara baglanmasi halinde kararin açiklanmasini takip eden üç gün içinde baslamasi ve bes gün içerisinde sonuçlandirilmasi öngörülmektedir.
Genel ve hizmet kolu toplu sözlesme metinlerinin Resmi Gazete’de yayimlanmasi da öngörülüyor.
12-Konfederasyon ve sendika temsilcilerinin hiç birinin görüsmelere katilmamasi halinde mali ve sosyal haklar genel hükümlere göre belirlenecek: 4688 sayili Kanun’un 31. maddesinde yapilan düzenlemeyle, toplu sözlesme görüsmelerine katilmaya yetkili konfederasyon veya sendika temsilcisinin hiç birinin görüsmelere katilmamasi halinde, iki mali yil için kamu görevlilerine uygulanacak mali ve sosyal haklarin genel hükümlere göre belirlenmesi öngörülmektedir.
13-Yerel yönetimler hizmet kolundaki kamu görevlileri genel toplu sözlesme hükümleriyle sinirli olmak üzere toplu sözlesme hakkindan yararlanabilecek: 4688 sayili Kanun’un 32. maddesinde yapilan düzenlemeyle, kanunun yukarida degerlendirilen hükümlerinde belirtildigi gibi, yerel yönetimlerde hizmet kolu toplu sözlesmesi yapilmayacagi ve sadece aylik veya ücretleriyle birlikte ödenecek “mahalli idare tazminati”ni belirlemek üzere sözlesme imzalanmasi öngörüsü tekrar edilmistir.
Bu sözlesmeyle belirlenen tazminatin, baska bir kurulusa atanma halinde kazanilmis hak olmayacagi, yapilacak bu sözlesmenin usul ve esaslarinin da ayni sözlesme içeriginde belirtilecegi öngörülmüstür.
Ayni düzenlemeyle, bu sözlesmenin seçim döneminde en fazla iki kez yapilabilecegi ve seçim dönemini asan toplu sözlesme yapilamayacagi da kayit altina alinmistir.
Mahalli idare tazminatinin belirlenmesine yönelik sözlesmeyi, yillik personel gideri, gerçeklesen en son yil bütçe gelirinin yeniden degerleme orani katsayisi ile çarpimiyla bulunacak miktarin yüzde otuzunu asan yerel yönetim kuruluslari ile personelin aylik ve ücretlerini ödemeyen mahalli idarelerin bu sözlesmeyi akdetme yetkisinin bulunmadigi öngörülmektedir.
Ayrica genel seçimlere yirmidört aydan daha az süre kalmasi halinde bu sözlesmenin imzalanamayacagi da hüküm altina alinmistir.
14-Genel toplu sözlesme sürecinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisi, “Kamu Isveren Heyeti” baskani ile “Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti”nde temsil edilen Konfederasyonlar tarafindan ayri ayri kullanilabilecek: 4688 sayili Kanun’un 33. maddesinde yapilan düzenlemeyle, görüsmeler sonucunda toplu sözlesme imzalanamamasi halinde taraflarin imzasini içeren “toplanti tutanagi”, taraflarin bu tutanagi imzalamamasi halinde ise “tespit tutanagi” düzenlenmesi öngörülmektedir.
Söz konusu tutanaklarin düzenlenmesinden itibaren üç isgünü içerisinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurulmasi gerektigi, bu basvurunun Kamu Isveren Heyeti adina heyetin baskani, Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti bakimindan ise genel toplu sözlesmelerde heyette temsilcisi bulunan konfederasyonlarin her biri tarafindan ayri ayri, hizmet kolu toplu sözlesmelerinde ise –en çok üyeye sahip sendikanin temsilcisi konumundaki- Kamu Görevlileri Sendikalari Heyet baskani tarafindan kullanilacagi öngörülmektedir.
15-Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Sayistay Baskani’nin baskanligindaki 11 üyeden olusacak: 4688 sayili Kanun’un 34. maddesinde yapilan düzenlemeyle, toplu sözlesmede uyusmazlik çikmasi halinde devreye girecek olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun 11 üyeden olusacagi ve kurulun baskanliginin Sayistay Baskani tarafindan yürütülmesi öngörülmektedir.
Kurulun diger 10 üyesi;
Ikisi en çok üyeye sahip konfederasyon, birer kisi de diger iki konfederasyondan olmak üzere Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti tarafindan bildirilecek dört temsilci,
Maliye Bakanligi, Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi, Hazine Müstesarligi ile Devlet Personel Baskanligi’ndan birer olmak üzere Kamu Isveren Heyeti Baskani’nca belirlenecek dört temsilci,
Kamu yönetimi, is hukuku, kamu maliyesi, çalisma ekonomisi, iktisat ve isletme bilim dallarinda olmak üzere en az doçent unvanina sahip olmak kaydiyla, Devlet Personel Baskanligi ile -en çok üyeye sahip konfederasyon üç, diger iki konfederasyon ikiser olmak üzere- Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti tarafindan ayri ayri bildirilecek yedi ögretim üyesi arasindan Kamu Isveren Heyeti Baskani’nca ayri ayri belirlenecek birer ögretim üyesi olmak üzere iki akademisyen temsilciden olusacaktir.
16-Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararlari oy çokluguyla alinacak ve alinan kararlar toplu sözlesme hükmünde olacak: 4688 sayili Kanun’un 34. maddesinde yapilan düzenlemeyle, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararlarinin oy çokluguyla alinmasi ve oylamada çekimser oy kullanilamayacagi, alinan kararlarin kesin ve toplu sözlesme hükmünde olacagi öngörülmektedir.
Diger taraftan, ayni düzenlemeyle, kurul kararlarinin 3 gün içerisinde yazili olarak taraflara bildirilecegi ve Resmi Gazete’de yayimlanacagi da kayit altina alinmistir.
Genel Toplu Sözlesme ile Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesi’nin kapsami, taraflari ve diger hususlari ilerleyen maddelerde düzenlenmistir.
E- Taslagin Diger Hükümleri
1-4688 sayili Kanun’un mevcut geçici maddeleri yürürlükten kaldiriliyor: Taslagin 30. maddesinde yapilan düzenlemeyle, 4688 sayili Kanun’un islevini yitirmis ve uygulanma niteligini kaybeden mevcut geçici maddelerinin bütününün yürürlükten kaldirilmasi öngörülüyor.
2-2011 yili toplu sözlesme görüsmeleri, kanunun yürürlüge girmesini takip eden 30 gün içinde baslayacak: Taslagin 30. maddesinde yapilan düzenlemeyle, 4688 sayili Kanun’un geçici birinci maddesi olarak düzenlenen hükümle, 2011 yili toplu sözlesme görüsmelerinin, kanunun yürürlüge girmesini takip eden 30 gün içinde baslamasi ve yetkili sendika ve konfederasyonlarin 2011 yili sendika üye sayilarina iliskin Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi Tebligi’ndeki sayilara göre belirlenecegi hüküm altina aliniyor.
3-Kanunun yürürlüge girmesinden önce imzalanan sosyal denge sözlesmelerinin hükümlerine bagli olarak ödenen tutarlar, sözlesmeyle belirlenecek “mahalli idare tazminati” tutarina ininceye kadar artirilamayacak: Taslagin 30. maddesinde yapilan düzenlemeyle, 4688 sayili Kanun’a eklenecek geçici ikinci maddeyle, yerel yönetimler hizmet kolundaki sendikalar ile yerel yönetimler arasinda imzalanan sosyal denge sözlesmesi ve benzeri sözlesmelere dayali olarak yerel yönetimlerdeki kamu görevlilerine ödenmekte olan ödeme tutarlarinin, bu taslakta öngörülen “mahalli idare tazminati” sözlesmesiyle belirlenecek tutardan fazla olmasi halinde artirilmamasi öngörülüyor.
4-Toplu Sözlesme Primi, Toplu Sözlesme Ikramiyesi adiyla ödenecek: Taslagin 31. maddesiyle 375 sayili KHK’nin Ek 4. maddesinde yer verilen “toplu sözlesme primi” ibaresinin, “toplu sözlesme ikramiyesi” olarak degistirilmesi öngörülmektedir.
Kanun Tasarisi Taslagi, Talep ve Önerilerimizi Bütünüyle Karsilamaktan Uzak
Kamu görevlilerinin anayasayla güvence altina alinmis bir sekilde toplu sözlesme hakkina sahip olmasi ve Anayasa’nin 53 ve 128. maddelerinde bu çerçevede degisiklik yapilmasi için Memur-Sen Konfederasyonu olarak yürüttügümüz çalismalar, konuyla ilgisi olanlarin bilgisi dâhilindedir.
Bu süreçleri takip edenler, Memur-Sen’in kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkini fiilen kullanmalarina iliskin ikincil mevzuat düzenlemeleriyle ilgili talep ve önerilerine de vakiftirlar. Bu çerçevede, Bakanlar Kurulu’yla es zamanli olarak kamuoyunun da bilgisine sunulan Kanun Tasarisi Taslagi’nin, toplu sözlesmeyle ilgili hükümleri dahil olmak üzere kamuoyuna defalarca deklare ettigimiz talep ve önerilerin bütününü karsilamadigini söylemek yanlis olmayacaktir.
Bu durumu izah etmek ve kamuoyunun dogru bilgilendirilmesini saglamak adina öncelikle toplu sözlesmeyle ilgili ikincil mevzuat çalismalarimiz sonucunda netlestirdigimiz talep ve önerilerimizi hatirlatmayi gerekli ve yararli görüyoruz.
Memur-Sen’in; toplu sözlesme düzenine, toplu sözlesme düzeyine, toplu sözlesmenin kapsamina, toplu sözlesmeden yararlanacaklara, toplu sözlesmenin taraflarina, toplu sözlesmenin süresine, toplu sözlesme görüsmelerinin sekil ve süresine, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapisi ve isleyisine dair görüs ve önerileri ile sendika üyesi olma hakki, sendikalarin kurulus ve örgütlenmesi, yetki ve faaliyetleri gibi konulara iliskin talep ve önerilerine esasen, çalismalarimiz sonucunda hazirladigimiz iki kanun tasarisi taslaginda yer vermistik. Söz konusu taslaklarda yer verdigimiz ve anilan taslaklari bir kitapta toplamak suretiyle kamuoyunun bilgi ve degerlendirmesine sundugumuz talep ve önerilerimizle, Bakanlar Kurulu’na sunulan Kanun Tasarisi Taslagi’nin toplu sözlesme düzenine iliskin hükümleri karsilastirildiginda baslikta belirttigimiz tespitin dogrulugunun, objektif zihne sahip herkes tarafindan teyit edilecegine inaniyoruz.
Memur-Sen Konfederasyonu olarak, toplu sözlesme düzeniyle ilgili talep ve önerilerimizi asagida belirtilen basliklar ve genel açiklamalari kapsayacak sekilde olusturduk.
Bu kapsamda,
1-Toplu Sözlesmenin Yasal Dayanagi: Toplu sözlesme ve örgütlenme hakki ayri kanunlarda düzenlensin,
2-Toplu Sözlesmenin Düzeyi: “Kamu Görevlileri Toplu Sözlesmesi (Genel Toplu Sözlesme) ve “Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesi” olmak üzere iki düzeyde toplu sözlesme yapilsin,
3-Toplu Sözlesmenin Kapsami: Toplu sözlesmeyle, mevcut mali ve sosyal haklardaki artislarla birlikte yeni mali ve sosyal haklar da belirlenebilsin, genel toplu sözlesmede bütün kamu görevlilerinin yararlandigi ve yararlanacagi mali ve sosyal haklar, hizmet kolu toplu sözlesmesinde o hizmet kolundaki kamu görevlilerinin yararlandigi ve yararlanacagi mali ve sosyal haklarla ilgili hükümler yer alsin,
4-Toplu Sözlesmenin Süresi: Toplu sözlesme, esasen bir yil süreli olmak üzere ve iki yildan az olmak kaydiyla taraflarin anlasmasiyla bir yildan uzun süreli düzenlenebilsin,
5-Genel Toplu Sözlesmenin Taraflari: Kamu Görevlileri Toplu Sözlesmesi’nin (Genel Toplu Sözlesme’nin) taraflari, en çok üyeye sahip konfederasyon ve kamu isvereni olmali,
6-Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesinin Taraflari: Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesi’nin taraflari, hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendika ile Kamu Isveren Heyeti olmali,
7-Toplu Sözlesme Görüsmelerinin Süresi: Toplu sözlesme görüsmeleri, ilk oturumdan itibaren baslayacak 45 günlük sürede gerçeklestirilmeli,
8-Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna Basvurma Yetkisi: Genel Toplu Sözlesme’de, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisi en çok üyeye sahip konfederasyona ait olmali,
Hizmet Kolu Toplu sözlesmelerinde, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisi o hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendikaya ait olmalidir,
9-Dayanisma Aidati: Sendika üyesi olmayan kamu görevlileri, yetkili sendikaya dayanisma aidati ödemek suretiyle toplu sözlesmeden yararlanabilsin,
10-Toplu Sözlesmenin Emeklilere Yansitilmasi: Münhasiran çalisanlara ait hükümler hariç olmak üzere toplu sözlesmenin hükümleri, bütünüyle kamu görevlileri emeklilerine de yansitilsin,
11-Yerel Yönetimler Hizmet Kolunda Isyeri Toplu Sözlesmesi: Yerel yönetimler hizmet kolunda, ilgili mahalli idarenin isvereni ile o mahalli idarede en çok üyeye sahip sendika arasinda “isyeri toplu sözlesmesi” imzalansin,
12-Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun Yapisi: Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun; kamu isvereni adina katilacak 4 temsilci, en çok üyeye sahip üç konfederasyondan (birinci siradaki iki, diger ikisi birer olmak üzere) 4 temsilci, biri maliye veya iktisat, biri is hukuku veya çalisma ekonomisi bilim dallarindan olmak üzere Üniversitelerarasi Kurul tarafindan belirlenecek iki ögretim üyesi ve kurulun baskanligini yürütecek Danistay 1. Daire Baskani olmak üzere 11 üyeden olusturulmasi,
seklindeki talep ve önerilerimizi deklare ettik. Toplu Sözlesme hakkina iliskin ikincil mevzuat çalismalarinin bütün safhalarinda da bu talep ve önerileri dile getirdik ve savunduk. Konuyla ilgili olarak bütün taraflarin katilimiyla önce Devlet Personel Baskanligi’nin sonrasinda Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi’nin ve Sayin Bakan’in koordinasyonunda gerçeklestirilen toplantilar sonucunda düzenlenen tutanaklarda ve görüsme kayitlarinda, bu öneri ve taleplerimiz görülebilir. Taraflarin ortak katilimiyla gerçeklestirilen toplantilarda gerek kamu isvereni tarafinin gerekse konfederasyonlarin görüs ve talepleri arasindaki farkliliklarin giderilmesine yönelik uzlasma arayisi çerçevesinde, temel yaklasimimizi koruyarak farkli seçenekler de ortaya koyduk.
Kanun Tasarisi Taslagina Iliskin Elestiriler
Kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkina sahip olmasina yönelik olarak Anayasa’nin 53 ve 128. maddelerinde yapilan degisiklik sonrasinda baslatilan toplu sözlesme hakkina iliskin ikincil mevzuat çalismalari sonucunda hazirlanan Kanun Tasarisi Taslagi, toplu sözlesmeyle ilgili hükümleri dahil bir çok konuda beklentileri karsilamaktan uzak hükümler içeriyor. Bu yönüyle Kanun Tasarisi Taslagi’na iliskin elestirilerimizi de asagidaki basliklar halinde ifade etmekte yarar görüyoruz.
1-Toplu Sözlesmenin Yasal Dayanagi: Toplu sözlesme hakkinin fiilen kullanilmasina dönük düzenlemenin ayri bir kanun olarak tasarlanmasi hem gerekli hem de yararli olmasina ragmen, Kanun Tasarisi Taslagi’yla 4688 sayili Kanun’un çesitli maddelerinde degisiklik yapilmak suretiyle toplu sözlesme sürecinin düzenlenmesi, örgütlenme ve toplu pazarlik hakkinin ayni kanunda düzenlenmesi ve bu suretle toplu sözlesmeyle ilgili hükümlerin gereken netlikte ve sayida olmasina engel olmustur.
2-Toplu Sözlesmenin Düzeyi: Kanun Tasarisi Taslagi’nda toplu sözlesmenin “Genel Toplu Sözlesme” ve “Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesi” biçiminde iki düzeyli olarak öngörülmesi Memur-Sen olarak dile getirdigimiz talep ve öneriyle örtüsmektedir. Ancak, yerel yönetimler hizmet kolunda, hizmet kolu toplu sözlesmesinin öngörülmemesi ve bu hizmet kolunda “mahalli idare tazminati” adiyla imzalanmasi öngörülen sözlesmenin zorunlu nitelikte olmamasi hizmet kolu düzeyli toplu sözlesme ilkesine uyulmamasina neden olacaktir. Bir baska ifadeyle, yerel yönetimler hizmet kolunda ve yerel yönetimlerde hizmet üreten kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkindan yararlandirilmamasi sonucunu dogurmustur. Yerel yönetimler hizmet kolunda uygulanacak “mahalli idareler tazminati” tutarinin belirlenmesine esas olacak sözlesmeyle ilgili elestiriler, ayri baslik altinda ayrica ifade edilecektir.
3-Toplu Sözlesmenin Kapsami: Kanun Tasarisi Taslagi’nda, genel toplu sözlesmenin ve hizmet kolu toplu sözlesmelerinin kapsami ayri ayri ifade edilmistir.
Genel Toplu Sözlesme’nin kapsami bugün itibariyla kamu görevlilerinin bordrolarinda yer alan mali ve sosyal haklarla sinirlanmis ve yeni bir mali hak olusturmayacak bir çerçeve çizilmistir. Bu durum, maas artisiyla sinirli ve toplu sözlesmeyle ilgili evrensel nitelik arz eden dünya uygulamalariyla çelisen bir toplu sözlesme kapsami demektir. Kaldi ki, toplu sözlesmenin esitler arasi pazarlik seklinde hem hak hem de parasal tutar odakli gerçeklestirilmesi gerekir ve beklenirken, toplu sözlesmeyi mevcut mali ve sosyal haklarla sinirli tutmak için kanun gücüne siginmak toplu sözlesmenin Anayasal teminat altina alinmasini kabul eden millet iradesiyle de örtüsmemektedir. Kanun Tasarisi Taslaginda, kanun gücünde hükümler üretecek toplu sözlesmenin dar bir kapsama hapsedilmesi kamu görevlilerinin toplu pazarlik hakkina sahip olmasinin hazmedilmediginin göstergesidir.
Diger taraftan, taslaga son sekli verilirken, “maas ve ücret sisteminde degisiklik öngören talepler toplu sözlesmenin kapsami disindadir” hükmüne yer verilmesi, taslaga son seklini verenlerin, toplu sözlesme hakkina katki saglamak anlayisi yerine toplu sözlesme hakkina katlanmak seklinde bir bakis açisiyla hareket ettiklerini göstermektedir. Maas ve ücret sisteminde degisiklik öngörecek teklifleri engellemek adina ortaya konan bu hüküm, bizim için yok hükmünde olacaktir.
Kanun Tasarisi Taslagi’nin hizmet kolu toplu sözlesmesinin kapsamiyla ilgili hükümleri de, toplu sözlesme kavramiyla örtüsmemektedir. Taslakta yer verilen, “genel toplu sözlesmede belirlenen artis ve mali çerçeve asilmamak kaydiyla” ibaresi, genel toplu sözlesmeyi hizmet kolu toplu sözlesmesinin kapsamini daraltma gerekçesi haline getirmistir. Böyle bir sinirlama, hizmet kolu toplu sözlesmesi görüsmelerinde taraflarin iradesinin daha baslangiçta tahakküm altina alinmasi demektir. Genel toplu sözlesme görüsmelerinde ortaya konan artis oranlarindan daha fazla artis yapilmasina yönelik hükümlerin yer aldigi bir toplu sözlesmeyi kanun engellerken daha düsük belirlemeyi de en azindan hizmet kolunun yetkili sendikasi kabul etmeyecegi dikkate alindiginda, hizmet kolu düzeyinde toplu sözlesmenin lafzi nitelikte olmasi ve pratikte bir sonuç dogurmamasi öngörüsüyle hareket edildigi anlasilmaktadir. Taslaga son sekli verilirken eklenen ve hizmet kolu toplu sözlesmesinin zaten dar olan kapsaminin daha da daraltilmasini öngören bu hüküm, gerçeklestirilen toplantilarin herhangi birinde dogrudan ya da dolayli olarak ifade edilmemistir.
4-Toplu Sözlesmenin Süresi: Toplu sözlesmenin iki mali yili kapsayacagina yönelik Taslak hükmü, yillik bütçe esasiyla çelismektedir. Bu nedenle, toplu sözlesmenin süresinin esasen bir yil olmasi, taraflarin anlasmasi ve iki yildan uzun süreli olmamak kaydiyla bir yildan uzun süreli olabilmesi yönünde bir düzenleme yapilmasi hem kamu maliyesinin bütçe ilkeleriyle hem de degisim ve gelisim süreci içerisindeki Türkiye gerçegiyle daha uygun olacaktir.
5-Genel Toplu Sözlesmenin Taraflari: Kanun Tasarisi Taslagi’nda genel toplu sözlesmenin taraflari, Kamu Isvereni ve Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti olmasi öngörülmektedir.
Kamu Isveren Heyeti, siyasi iradenin temsilcisi konumundaki bakanin baskanliginda ve bürokratlarin yer alacagi bir heyet seklinde tekli bir yapidan olusturulmustur. Buna karsin, kamu görevlileri adina taraf sifatini kullanacak olan Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti’nin en çok üyeye sahip üç konfederasyonun üye sayilari oraninda temsilciyle yer alacagi bir heyet olarak tasarlanmasi, taraflar arasinda esitligin bastan bozulmasi sonucunu doguracaktir.
Kamu görevlilerinin toplu sözlesmede nispi temsil esasiyla belirlenen bir heyet tarafindan temsil edilmesi seklinde örnegi dünyada bulunmayan “taraf” kurgusunun olusturulmasi, kamu isvereninin tekil ve güçlü bir iradeyle temsil edilmesi sonucunu dogururken kamu görevlileri adina “taraf” sifatini kullanacak olan heyetin üç parçali bir yapiyla bastan zayiflatilmasi gibi istenmedik bir duruma kaynaklik edecektir. Genel Toplu Sözlesme görüsmeleri sonucunda toplu sözlesme imzalanip imzalanmayacagina (talep ve tekliflerde karsilikli uzlasmanin saglanip saglanmadigina) iliskin kararin Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti bakimindan salt çogunlukla verilebilecek bir karar olarak öngörülmesi, Konfederasyonlarin Kamu Isveren Heyeti’nden önce kendi aralarinda bir toplu pazarlik süreci isletmek zorunda kalmasina neden oluyor. Bu, kamu görevlilerine yeni kazanimlar üretecek toplu sözlesme hükümleri üretmek için harcanmasi gereken enerjinin, özellikle Konfederasyonlarin birbirini ikna etmek için harcanmasi suretiyle tüketilmek istendigini gösteriyor. Bu tablo, en çok üyeye sahip olmak bakimindan ikinci ve üçüncü siradaki Konfederasyonun önerisiyle sekillendirilmistir.
Yetkileriyle birlikte sendikal suurlarini da kaybeden ve “nispi temsil” diye direten bu iki konfederasyon, toplu görüsme sürecinde yetkilerini paylasmak cömertligini göstermezken, toplu sözlesme sürecinde Memur-Sen ve bagli sendikalarindan yetkiyi paylasma cömertligi göstermesini bekliyorlar. Katilmadigi savasin ganimetine ortak olmak isteyen yeniçeri zihniyetiyle hareket eden bu sendikal anlayis, “yaz boyu çalisan karincaya merhamet sömürüsü yaparak hayatta kalma mücadelesi veren “Agustos Böcegi yöntemi” üzerinde de uzunca süre çalismis gibi gözüküyor.
6-Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesinin Taraflari: Kanun Tasarisi Taslagi’nda, genel toplu sözlesmesinin taraflari konusunda düsülen yanlisa düsülmedi Hizmet Kolu Toplu Sözlesmesi’nin taraflari, hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendika ile Kamu Isveren Heyeti olmali öneri ve talebimiz dogrultusunda bir hüküm ortaya kondu.
Ancak, taslakta yer verilen “bagli oldugu konfederasyon genel toplu sözlesme görüsmelerine katilmayan sendikanin hizmet kolu toplu sözlesme görüsmelerine katilamayacagi” hükmü, bagli oldugu konfederasyonun sendikal mücadele çerçevesinde toplu sözlesme görüsmelerine katilmamak seklindeki eyleminin cezasinin yetkisini kullandirmamak seklinde yetkili sendikaya kesilmesi gibi hukuken ve fiilen kabul edilemez bir sonuç ortaya çikarmaktadir. Hizmet kolu toplu sözlesmesinde taraf sifatinin elde edilmesini saglayan “en çok üyeye sahip sendika konumu” ile “Konfederasyona üye olma” arasinda bir baglanti kurulmasi akil olmadigi gibi genel toplu sözlesme ve hizmet kolu toplu sözlesmesi arasinda illiyet bagi olusturulmasi da kabul edilemez bir durumdur,
7-Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna Basvurma Yetkisi: Kanun Tasarisi Taslagi’nda, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisi, genel toplu sözlesme ve hizmet kolu toplu sözlesmesi için ayri ayri düzenlenmistir. Hizmet kolu toplu sözlesmesinde, toplu sözlesmenin tarafi konumunda bulunan yetkili sendikanin Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisinin de tek sahibi oldugu ifade edilerek dogru hüküm kurulmustur.
Ancak, Genel Toplu Sözlesme sürecinde ise bu dogrulugun yakinina dahi ulasilamamistir. Genel Toplu Sözlesme’de, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisi en çok üyeye sahip konfederasyona ait olmali talep ve önerimize direnecek gerekçeler üretemeyen kamu isvereninin imdadina, “güçsüzlügümüzü itiraf edemiyorum, Memur-Sen’in gücüne itiraz edeyim” sigligini sendikal durus olarak göstermekle yetinen diger iki konfederasyon yetisti. “Talep ve öneri getirmekte, kamu görevlilerine kazanim üretmekte zorlaniriz ama itiraz etmekte zorlanmayiz” diyerek, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurmak her üç konfederasyonun da hakki olmali talebini ortak bir dille ifade ettiler. Kamu tarafinin imdadina yetisen bu talep ne yazik ki, “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisi Kamu Isveren Heyeti Baskani’na, kamu görevlileri adina ise genel toplu sözlesme görüsmelerinde Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti’ne dahil olan her bir Konfederasyona, … aittir” seklinde toplu sözlesmede taraflarin tekligi ilkesiyle örtüsmeyen bir hükmün taslakta yer almasina zemin hazirlamistir. Imzalanmasi halinde tek bir toplu sözlesme metni olusacakken, uyusmazlik çikmasi halinde ise kamu görevlileri adina Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na üç basvuru metni olusacaktir.
Kanun Tasarisi Taslagi’nin genel toplu sözlesme sürecinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisini, en çok üyeye sahip üç konfederasyona ayri ayri vermesi, en çok üyeye sahip olmayi sonuca etkili bir basari olarak görmekte zorlananlarin var oldugunu göstermektedir. Seçimlerde en çok oy alanin basarili görüldügü, en çok milletvekiline sahip olan partinin hükümeti kurmakla görevlendirildigi bir ülkede, toplu sözlesmeyi imzalama yetkisi ile Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na basvurma yetkisinin en çok üyeye sahip konfederasyon tarafindan tek basina kullanilamayacagini öngörmek, “söyledigi ile yaptigi arasinda tutarlik saglayamayanlarin” isidir. “Ülkemiz ve insanimiz koalisyon hükümetlerinden çok çekti” hakli söylemiyle temel bir dogruyu ifade eden Bakanlar Kurulu’nun is basinda oldugu bir dönemde, kamu görevlilerinin toplu sözlesmede temsilini koalisyon esasina dayandirmak hatasindan vazgeçmenin çok zor olmamasi gerekiyor.
9-Dayanisma Aidati: Kanun Tasarisi Taslagi’nda “Toplu Sözlesme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözlesme hükümlerinin uygulanmasinda, sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasinda ayirim yapilamaz” hükmüne yer verilmek suretiyle, sendika üyesi olmayan kamu görevlilerinin toplu sözlesmeyle elde edilen kazanimlardan dayanisma aidati ödemeksizin yararlanmasi öngörülmüstür. Ben de varim diyerek sendikalara üye olan ve sendikal mücadeleye katki sunan kamu görevlileri ile sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasindaki “külfet-nimet dengesi”ni olusturma araci olarak degerlendirilmesi gereken dayanisma aidatinin Kanun Tasarisi Taslagi’nda yer almamasi, örgütlenmenin ve sivil itaatsizlik kurgulari içinde bulunmanin gerekli olmadigi algisi üretecektir. Seçme hakkini kullanmayip oy kullanmayan bireylere ceza kesilen bir ülkede, sendikaya üye olma hakkini kullanmaktan imtina edenlere ödül veriliyor.
Bu hükmün taslakta yer almasina iliskin süreç ise oldukça ilginç detaylari barindiriyor. Ikincil mevzuat çalismalarinin baslangicinda “dayanisma aidati” konusunda bizimle paralel düsünen bir konfederasyon, 2011 yili sendika üye sayilarinin yayimlandigi Resmi Gazete’nin yayimiyla birlikte iki hizmet kolunda yetkisini kaybetti. Yetkisini kaybetmekle kalmadi, dayanisma aidati olmali seklindeki talebin sahiplerinden birinin kendisi oldugunu da unuttu. Ne diyelim, “acisi olandan edep beklenmez” sözüne siginarak 180 derecelik bu dönüsün gerektirdigi sifati kullanmayalim.
10-Toplu Sözlesmenin Emeklilere Yansitilmasi: Anayasa’nin 53. maddesinde yer verilen hüküm geregi, toplu sözlesme hükümlerinin emeklilere yansitilmasina iliskin talep ve öneri, ikincil mevzuat çalismalarinda münhasiran sadece Konfederasyonumuz tarafindan dile getirildi. Yukarida ifade ettigimiz gibi, münhasiran fiilen çalisan kamu görevlilerine ait olanlar hariç olmak üzere toplu sözlesmenin bütün hükümleri kamu görevlileri emeklilerine de yansitilsin dedik. Kanun Tasarisi Taslagi’nda ise “Genel toplu sözlesme hükümlerine göre kamu görevlilerinin aylik ve ücretlerine yapilan oransal artislar, kamu görevlileri emeklilerine de yansitilir” hükmüne yer verilerek, kamu görevlilerinin “es ve çocuk yardimi” ile “ek ödeme” basta olmak üzere mevcut durum itibariyla yararlanamadigi mali ve sosyal haklardan yararlanmasinin önüne geçildigi gibi toplu sözlesmeyle elde edilecek muhtemel haklardan da yararlanmasi engellendi. Memur-Sen olarak, kamu görevlisi emeklilerinin yüksek beklentileriyle örtüsmeyen bu hükmün, TBMM’deki görüsmeler sirasinda beklentileri karsilayacak bir içerige kavusturulmasi için çaba sarf edecegiz.
11-Yerel Yönetimler Hizmet Kolunda Isyeri Toplu Sözlesmesi: Memur-Sen olarak, yerel yönetimler hizmet kolunun kendine özgü niteligi ve bu hizmet kolunda yer alan belediye ve il özel idarelerinin kendi bütçeleri olmasi gibi hususlari göz önünde bulundurarak yerel yönetimler hizmet kolunda, ilgili yerel yönetim ile o yerel yönetimde en çok üyeye sahip sendika arasinda is yeri toplu sözlesmesi imzalanmasi talep ve önerisinde bulunduk. Bir baska ifadeyle, yerel yönetimler hizmet kolunda, hizmet kolu toplu sözlesmesi yerine is yeri toplu sözlesmesi imzalanmasini önerdik.
Kanun Tasarisi Taslagi’nda, yerel yönetimler hizmet kolunda hizmet kolu toplu sözlesmesi imzalanmamasi, bunun yerine “mahalli idare tazminati” miktarini belirleme odakli ve toplu sözlesme niteliginde olmayan kurumsal sözlesme yapilmasi öngörülmektedir.
Üstelik bu sözlesmenin zorunlu nitelikte olmadigi, ilgili mahalli idarenin yürütme organinin teklifinin en üst karar organinca kabul edilmesi sartina bagli oldugu, söz konusu sözlesmenin seçim dönemi içerisinde en fazla iki kez imza altina alinabilecegi, seçimlere yirmidört ay kala bu sözlesmenin imzalanamayacagi, seçim dönemini asan sözlesme akdedilemeyecegi, personel maaslarini ödeyemeyen mahalli idarelerin bu tür bir sözlesme yapamayacagi, personel giderleri gerçeklesen en son yil gelirinin yeniden degerleme orani katsayisi ile çarpimiyla bulunacak miktarin yüzde otuzunu asan mahalli idarelerin de bu sözlesmeleri yapamayacagi gibi oldukça siki sartlarda öngörüldü. Bu düzenleme, yerel yönetimler hizmet kolunda toplu sözlesme yapilmamasinin amaçlandigini göstermektedir.
Avrupa Birligi’ne tam üyelik süreciyle ilgili “Sosyal Politika ve Istihdam” baslikli 19. Faslin açilmasinin sürekli ertelendigi ve bu ertelemenin özellikle çalisma hayati ve sendikal özgürlüklere odakli gerekçelere dayandirildigi bir zeminde, yerel yönetimler hizmet kolunun toplu sözlesme sistemine dahil edilmemesi anlasilmaz bir hatadir. Kaldi ki, Anayasa’nin 53. maddesinde kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkina sahip oldugu ifade edilirken “yerel yönetimlerde görev yapan kamu görevlileri hariç olmak üzere” gibi bir sinirlamaya da yer verilmemistir. Bu bakimdan, Taslagin yerel yönetimler hizmet kolunda, hizmet kolu toplu sözlesmesinin yapilmayacagi sonucunu doguran hükümleri en azindan Anayasaya açikça aykiridir. Diger taraftan, toplu sözlesmenin ikamesi olarak yerel yönetimlerde imzalanmasi öngörülen “mahalli idare tazminati sözlesmesi”nin imzalanabilmesi için gereken sartlar ve aranan nitelikler göz önüne alindiginda, esasen bu sözlesmenin dahi imzalanmamasi yönünde bir amaç oldugunu söylemek yanlis olmayacaktir.
Söz konusu hükümde yer verilen “personelin aylik ve ücretlerini ödeyemeyen … mahalli idarelerde” ibaresi ise özellikle kayda degerdir. Avrupa cografyasinin en yüksek ekonomik büyüme rakamlarina, dünyada ise sürekli ilk üç sirada bulunmayi saglayacak büyüme rakamlarina ulasan Türkiye ile onur ve gurur duymayi düsünürken, “heveslenmeyin, ülkemizde personelinin hem de kamu görevlisi konumundaki personelinin maas ve ücretlerini ödeyemeyecek durumda mahalli idareler var ya da olabilir” hatirlatmasi yapiliyor. Hem de yasal bir metinde. Ne diyelim, toplu sözlesme yapmamak için gariban edebiyati yapiliyor demeye dilimiz varmiyor. Personeline ücret ve maaslarini ödeyemeyen mahalli idare, hizmet sunmakla sorumlu oldugu vatandas kitlesine nasil hizmet verecek. Böyle bir hüküm, “devlet memurusun sana ceza verebilirim, görev yerini degistirebilirim, fazla çalismani isteyebilirim ama elimde ol(may)an sebeplerle sana ücretini ve maasini ver(e)meyebilirim” deme hakki veriyor. Bir taraftan da, Anayasamiza göre “angarya yasak.”
Nobel Ödülü, Nispi Temsil Hesabini Yapanlarin Degil Nispi Temsil Talebinde Bulunanlarin Hakki
Toplu Sözlesme hakkina iliskin ikincil mevzuat çalismalarinin büyük bölümüne katilmayip son bölümlere katilan, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu basta olmak üzere birçok konuda öneri ve talep gelistirmeyen bir konfederasyon, Kanun Tasarisi Taslagi’nin Bakanlar Kurulu ile birlikte kamuoyunun bilgisine sunuldugu andan itibaren salvolarina basladi.
Önce, genel toplu sözlesmede kamu görevlileri adina taraf sifatini kullanmasi öngörülen “Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti”nin üyelerinin belirlenmesine iliskin nispi temsil hesaplamasinin Nobellik oldugunu vurguladi. Oysa, hesaplamadan önce Nobel verilmesi gereken bulus, “taraf” sifatinin en çok üyeye sahip üç konfederasyonun nispi temsil esasiyla olusturulmasi fikriydi. Bu fikir de, kendilerinin ve birlikte hareket ettikleri diger konfederasyonun eseridir. Fikri paylasmakta gösterdikleri mahareti, Nobel ödülünü paylasmada da gösterebileceklerini düsünüyoruz.
Ayni konfederasyon, koalisyon hükümetinin büyük ortaginin kendisine verdigi destekle 2001 yilinda sendika üye sayisini bir anda iki yüz binli rakamlara ulastirarak elde ettigi yetkiyi, hiç kimseyle paylasmamisti. Sadece konfederasyon yetkisini degil, hizmet kollarinda bagli sendikalarinin yetkisini de kimseyle paylasmadi. Aradan geçen yillar onlara paylasmanin güzelligini ögretmis gibi gözüküyor! Ama pay veren olarak degil pay isteyen sifatiyla paylasmayi ögrenmisler. Genel toplu sözlesmede konfederasyon olarak, hizmet kolu toplu sözlesmesinde ise bagli sendikalari olarak pay istiyorlar.
Masayi terk etmekte mahir bu konfederasyon, itirazlarinin temeline ise, “Taslakta grev hakki yok sayiliyor” görüsünü oturtuyor. Bir konuyu sormak isteriz. Kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkini var eden Anayasa degisikligine “evet” demekten kaçarken, bu taslakta “grev hakki” yok diyerek gard almaniza anlam vermekte zorlaniyoruz.
“Grev ve özgür toplu sözlesme hakkini düzenlemeyen bu yasaya destek vererek tarihi bir suç islemeyin. Emekçiler, böylesi bir suçu affetmeyecek, unutmayacaktir. Gelin temel haklarimiz için hep birlikte mücadeleyi yükseltelim” çagrisinda bulunmalarini ise, vahametin zirvesi olarak görüyoruz. Kamu görevlilerinin “toplu sözlesme hakkini içeren Anayasa degisikligine evet deyin” çagrisina kulak tikayarak milletin vicdaninda suçlu olmayi içine sindirenler, suç ve vicdan kavramlarini yan yana kullanma hakkini o gün kaybettiler.
Dün, Toplu Sözlesme Hakkina Evet Diyemeyenler, Bugün Toplu Sözlesme Yetkisinden Pay Istiyorlar
Yetkisiyle birlikte kendisini de kaybeden konfederasyon, toplu sözlesme hakkina yönelik hükümler içeren Kanun Tasarisi Taslagi’yla ilgili basin açiklamasina, “Yillardir memurlarimizin toplu sözlesme ve grev hakki için her platformda mücadele vermekteyiz” ibaresiyle baslamis. Bu yillarin en yakini olan 2010 yilinda gerçeklestirilen ve kamu görevlilerine toplu sözlesme hakki veren Anayasa degisikligi referandumunda bu mücadeleden eser görmedik. Toplu Sözlesme hakkinin Anayasa’da yer almasina kapi aralayan “Kamu Görevlilerinin Demokratik ve Sendikal Haklari Çalistayi”na da katilmaya cesaret edememislerdi. Aksine, toplu sözlesme kamu görevlilerinin neyine dercesine, “Hayir’da hayir vardir” kampanyasi yaptilar. Evet diyemedikleri toplu sözlesme hakkinin fiilen kullanilmasini saglayacak ikincil mevzuat düzenlemesinde de, ön siradan yer tutmak istiyorlar. “Yagma Hasan Böregi” firini kuruldu da bizim mi haberimiz yok.
Kanun Tasari Taslagi’nin hazirlanmasi sürecinde, her toplantida bir önceki toplantidaki talep ve önerisinden vazgeçme tutarsizligiyla hareket eden bu konfederasyonun taslakla ilgili tespitini, “taslagin önemli konularinin tamamen bir konfederasyonunun talepleri dogrultusunda hazirlandigini gördük” cümleleriyle özetlemesi oldukça manidar. Görünen o ki, bugün bagli sendikalarimiza üye olan eski üyelerinin yillar önce tespit ettigi “Memur-Sen istedigini alir” gerçegini malum konfederasyonun yöneticileri de kavramaya baslamislar. Itirazlarindan ve itiraz gerekçelerinden ortaya çikan bir baska sonuçsa, “Memur-Sen böyle çalistigi sürece en çok üyeye sahip konfederasyon konumuna gelmemiz imkansiz” görüsüne kendilerini iyice inandirmislar. Biz, oldukça detayli incelememize ragmen Taslagin herhangi bir yerinde “Genel Toplu Sözlesme, Memur-Sen ile imzalanir” demiyor. En çok üyeye sahip konfederasyonun nispi temsil esasi geregi daha fazla temsilci bulunduracagi Kamu Görevlileri Sendikalari Heyeti’nden bahsediyor. Ama onlar, en çok üyeye sahip konfederasyon sifatinin Memur-Sen demek oldugu konusunda diger konfederasyonla birlikte ortak bir fikre sahipler. Haksiz da sayilmazlar.
Bu konfederasyonun yetkisini niye kaybettigini simdi daha iyi anliyoruz. Çünkü, akillarina, sendika denildiginde “sari sendikacilik”, toplu sözlesme deyince de, “memurun pazarlanmasi”ndan baska kavramlar gelmiyor. Bu kavramlar disindaki kavramlardan haberdar olmayinca da baska tür sendikacilik yapmak seçenegini kullanamiyorlar.
Kanun Tasarisi Taslagi’nin bu sekilde yasalasmasi halinde, “al gülüm ver gülüm” anlayisinda bir toplu sözlesme sürecinden bahsederek, toplu sözlesme sürecine hangi stratejiyle katilacaklarini da itiraf ediyorlar.
Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi’nda gerçeklestirilen toplantilarin neredeyse tamaminda Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakani Sayin Faruk Çelik’e, “uzlasmaci kimliginiz ve hosgörünüzle bize umut ve isik veriyorsunuz” cümleleriyle iltifat etme yarisina girenlerin, kendilerinin kurtulmakta zorlandiklari “ser çetesi”ne yeni elemanlar arama girisimlerinde bulunmalarini, faydasiz son çirpinislar olarak görüyoruz.