Genel Yetkili Sendika

Soykırıma seyirci ve sessiz kalmak bu suça ortak olmak demektir

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, İsrail’in Gazze’de hastaneyi bombalamasını, çocuk, kadın, yaşlı demeden masum insanları katletmesini lanetleyerek,“Katliamlara, soykırıma seyirci kalmak, bu suça ortak olmaktır” dedi.

Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Deniz ile birlikte İstanbul 1 ve 5 No’lu şubelerin divan toplantısına katıldı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerin, sendikal çalışmalar hakkında istişarelerin yapıldığı toplantıda konuşan Yalçın, Türkiye’de ve tüm mazlum coğrafyalarda haksızlığa karşı hakkın yanında yer aldıklarını, zulme karşı adaleti haykırdıklarını ve katliamlara karşı hep hayat hakkını savunduklarını söyledi.

Siyonist rejimin vahşette sınır tanımadığını ifade eden Yalçın, “Hastaneyi vurmak, yüzlerce insanı katletmek nasıl bir gözü dönmüşlüktür, vahşettir. Mazlum Filistin halkı hayat hakkı istiyor, huzur istiyor. Barış ve huzurun tek yolu, siyonistlerin işgali sona erdirmesi, emperyalist azgınların, işgalcilerin Gazze’den, Filistin’den defolup gitmesidir. Haklı mücadelesinde mazlum Filistin’in yanında, işgalci siyonist çetenin karşısındayız” şeklinde konuştu.

İsrail’in dünyanın gözü önünde başta soykırım suçu olmak üzere birçok savaş suçu işlediğini kaydeden Yalçın, “Terör örgütü İsrail, içinde binlerce kişinin olduğu hastaneyi bombalamış, yüzlerce Filistinli şehit edilmiştir. Bu alçakça, namussuzca ve insan olan kimsenin gerekçe üretemeyeceği terör saldırısını şiddetle kınıyor, lanetliyoruz. Bıçak kemiğe dayandı, sabırlar taştı. Bu alçakça katliam kınamalarla, açıklamalarla geçiştirilemez. İsrail’i durduracak etkili adımlar atmamak daha büyük katliamların yapılmasına fırsat verecektir. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere, uluslararası kurum ve kuruluşlar derhal harekete geçmeli, bu vahşete dur denilmelidir. Soykırıma seyirci kalmak bu suça ortak olmaktır. Savaş suçu işleyen tüm İsrailli yetkililerin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için derhal ve beklemeksizin girişimlere başlanmalıdır” diye konuştu.

Sendika olarak yaptıkları çalışmalara da değinen Yalçın, otuz bir yıl önce umudunu ve emeğini bu soylu davaya vakfeden birlerle başlayan mücadele ile yüz binlerin gür ve hür sesi olduklarını dile getirdi. Yalçın, şöyle devam etti: “Mehmet Akif İnan ve bu davaya inanan öncülerin, konuşmanın zor olduğu zamanlarda, bir arada durmanın dirayet ve hakkı haykırmanın cesaret gerektirdiği dönemlerde, kıt imkânları azık yapmış adanmış adamların emeğiyle yol yürümüş hak, emek, özgürlük mücadelesiyiz. Kuruluş gayemize uygun olarak hak istikametinden sapmadan, ekmek ve emeğin ancak özgürlükle birlikte değerli olduğunu unutmadan, vesayetin ifşası, demokratik Türkiye’nin inşası için yoğun mücadele verdik. Muhtıralar verip demokratik hakları askıya almak isteyenlere karşı ‘ortak aklı’ sahaya sürdük, sivilliğin gücüyle milletin tercihine hep saygı duyduk ve sahip çıktık. Her zaman darbenin, darbecilerin karşısında durduk, 28 Şubat’ta haksızlığa uğramış olmanın derin izlerine karşın haklı olanların vazgeçmeyen iradesi sayesinde makûs talihe dur dedik, hakların iadesinin önünü ve millete bunu reva görenlerin hesap vermesinin yolunu açtık. Eskiden beslendikleri imtiyazların özlemiyle yanıp tutuşan, halkın özgür iradesine sözde saygı duyan, her seferinde farklı bir kılıkla toplumun karşısına çıkan hastalıklı zihniyete ‘dur’ dedik. 15 Temmuz’un kanlı ve uzun gecesinde ilk andan itibaren darbeye karşı meydanlara çıktık, millî irade nöbetleri tuttuk; özgür millet, bağımsız devlet ideali için her zaman milletimizle yürüdük, yürümeye devam ediyoruz.”

Yalçın, darbelerin oluşturduğu travmalardan kurtulmaya yönelik çabalara destek verirken, eğitim sisteminde vesayetin izlerini yok etmeye dönük çalışmaların liderliğini üstlendiklerini, bu bağlamda pek çok çalışma gerçekleştirdiklerini vurguladı. Ehliyet ve liyakatin esas alınması, gelir adaletinin sağlanması, kamuda hiyerarşinin korunması, çalışma barışını sağlayacak şekilde ücret skalasının yeniden ayarlanması, mobbing ile etkin mücadele edilmesi noktasında adım atılması, çözüm üretilmesi gerektiğinin altını çizen Yalçın, bu konularda ellerinden geleni yapmaya gayret gösterdiklerini ifade etti.

Toplu sözleşme masasını müzakere ve kazanım ortamı olarak gördüklerini belirten Yalçın, “Kamu görevlilerine kazandırmak, onların haklarını korumak, genişletmek, çalışma şartlarını iyileştirmek için mücadele ediyor, uğraş veriyoruz. Nöbete ücret ödenmesinde, sınav ücretlerinde adaletsizliğin son bulmasında, kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesinde, 3600 ek göstergenin çıkmasında, birçok eksiğine rağmen öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun hayata geçirilmesinde ve daha birçok kazanımda bizim terimiz ve imzamız var” dedi.

Ali Yalçın, Türkiye’nin bugün ulaştığı demokratik birçok kazanımda, yeni hakların elde edilmesinde, özgürlük alanlarının genişletilmesinde emeklerinin bulunduğunu sözlerine ekledi.

İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Mükremin Köse ve 5 No’lu Şube Başkanı Yusuf Sabaz’ın selamlama konuşmasıyla başlayan divan toplantısında söz alan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Deniz, yıllardır mücadelesini verdikleri birçok sorunu çözüme kavuşturduklarını söyleyerek, “Sendikal mücadelemize kurucu ilkelerimizden taviz vermeden, kamudaki tüm çalışanların hakkını kendi hakkımız gibi görüp çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.