Genel Yetkili Sendika

Türkiye Yüzyılında Cumhur zulme karşı, cumhuriyet adaletten yana

Aziz milletimizin, hür ve bağımsız yaşama karakterinin devlet olarak yeni ifadesi olan Cumhuriyeti, yeni yüzyılına girerken, tazelenmiş bilinç ve kararlılıkla idrak etmenin heyecanı içindeyiz.
Tarihte hiçbir esarete rıza ve tahammül göstermemiş Türk milleti, varlığını yok etmeyi amaçlayan emperyalist işgal ve saldırılara karşı ölümüne karşı koyarak kazandığı zaferi, millet egemenliği esasına dayanan Cumhuriyetle, bir yeni kuruluşa, bir yeni devlete dönüştürmüştür.
Yiyecek ekmeği, giyecek elbisesi bile olmayacak durumda tarifsiz acı ve sıkıntılarla İstiklâl harbini kazanan bu necip millet, demokratik değerleri bağımsızlık idealiyle bütünleştirerek anlamlı kılma yüceliğini gösterebilmiştir. Devlet, milli idealle bütünleştiği her dönemde, her alanda atılım, gelişme ve büyüme sağlamış, millet iradesinden uzaklaştığı zamanlarda gücü, kudreti azalmıştır.
Devleti ve milleti ile ülkemizin ortak ülküsüne dönüşen milli egemenlik ilkesi, var oluş zeminimizin en kuvvetli dayanağıdır. Bizim milli egemenlik anlayışımız, farklılıkların birlikteliğini, adaleti, merhameti, yardımlaşmayı esas alır. Kendi var oluşunu başkasının yok olmasıyla sağlamak isteyen yıkıma, kıyıma, zorbalığa karşı insaniyet ve medeniyet değerlerinden yanadır.
Bugün, insani, tarihi, kültürel haklara, ekonomik kaynak ve kazançlara el koymayı amaç edinmiş güçlerin küresel çapta keyfi, sorumsuz tutumları, ülke ve milletlerin müstakil varlıklarını tehdit etmektedir. Ötekine hayat hakkı tanımayan zorbalık, egemenliğini işgal, savaş, terör gibi gayri insani, haksız, ahlaksız yöntemlerle tesis etme yoluna gitmekte, bütün bir dünyayı ateş ve kan gölüne sürüklemektedir.
Küresel çetenin haritaları değiştirme planı çerçevesinde yapılan siyonist saldırı ve zulümler, milli egemenliğin daha kavi ve kararlı  bir şekilde tahkimini tartışmasız olarak aynı zamanda bir istiklâl meselesine dönüştürmüştür.
Hiçbir ahlaki, insani, medeni değer, ilke tanımaksızın bütün bir ümmet coğrafyasını hatta bütün bir insanlığı tahakkümüne almak için, eğitimden medyaya, teknolojiden, ekonomiye her alanda saldırıya geçen örgütlü güçlere karşı insanlık mücadelesi de küresel ölçekte örgütlü, kararlı olmak zorundadır.
Küresel hakimiyet sağlamış güçler karşısında lokal ve sınırlı kalan geleneksel milli irade tutumları ve egemenlikler, araçları, dinamikleri, denge ve denklemi değişen yeni dünyada gereken şekilde etkili olamamaktadır.
Geleceğe dönük olarak istiklal ve egemenliğini daha kalıcı ve güçlü kılmada kararlı olan milletimiz, Türkiye yüzyılında eğitimden ekonomiye, teknolojiye kadar her alanda daha iddialı başarılara imza atmak mecburiyetindedir.
 
Biz, bilgi ve teknoloji çağında gelişmelerin gerisine düşen milletlerin egemenliklerinin de tehdit ve tehlike altına girdiği realitesinden hareketle, her alanda güçlü, ileri, iddialı atılımlar yapmanın bir beka meselesi olduğuna inanıyoruz.
 
Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılında, vatanın bölünmez bütünlüğü ve millet iradesinin egemenliği için kan ve ter döken bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, bölgemizde yakılan, ateşin kalıcı bir barış serinliği ile söndürülmesini, bütün insanlığın selamet ve huzura ermesini temenni ediyoruz.