Genel Yetkili Sendika

Eğitim-Bir-Senli Kadınlar Türkiye Buluşmasında Bir Araya Geldi

Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Türkiye Buluşması, 18. Türkiye Buluşması içerisinde, Şube yönetimleri ve ilçe temsilcilerinin katılımıyla Antalya’da yapıldı.

Siyonist İsrail’in Gazze’ye yönelik sınır tanımayan saldırılarına rağmen Filistin’de imanın harmanlandığını, direnişin sürdürüldüğünü, hürriyete duyulan hasretin her dem tazelendiğini ve umudun bir miras gibi yeni canlara aktarıldığını vurgulayan Aydın, “Bugün sizlerle bir arada olmanın heyecanını yaşarken, kalbimizin bir yanı buruksa, sebebi Filistinli kadınların, kulaklarımıza yerleşen feryadıdır. Sebebi parçalanan küçük bedenlerin, zihnimizden silinmeyen görüntüleridir. Sebebi yerle bir olan Gazze’nin üstünde yükselen, kimyasal dumanının ölüm kusan griliğidir” dedi.

Her gün kulakları sağır edercesine Gazze’den yükselen çığlıkların “Uygar” dünyanın kulaklarına ulaşmadığını dile getiren Aydın, “Yerdeki bir karıncayı bile izleyen uydular, Filistin’de yaşanan vahşeti görmüyor. Her şeyi bilen istihbarat örgütleri, kıyıya vuran balinaları canlı yayınlayan uluslararası medyalar, demokrasi, özgürlük ve insan hakları şampiyonluğunu kimseye bırakmayan sözde barışseverler, her nasılsa bu soykırım karşısında kör, sağır ve dilsiz kalıyor. Dünya, tıpkı Bosna-Hersek’te, Irak’ta, Afganistan’da, Arakan’da, Suriye’de, Doğu Türkistan’da, Keşmir’de ve Yemen’de olduğu gibi mazlumların çığlığına kulak tıkamaya devam ediyor. Ama biz inanıyoruz, bu çığlıkları elbet bir gün vicdan sahipleri duyacak ve biz biliyoruz ki, insanlık yaşadığı buhrandan merhamet ve vicdan ile çıkacak. Memur-Sen olarak, 1 milyon üyemiz adına, dünyanın vicdanına seslenmeye devam edecek, mazlumların çığlığını, sağır kulaklara duyuruncaya kadar da susmayacağız” ifadelerini kullandı.

Kökeni ve kök değerleri geçmişinden beslenen bir teşkilatız

“Kökeni ve kök değerleri geçmişinden beslenen bir teşkilatız” diyerek konuşmasını sürdüren Aydın, emanetin hakkını vermenin derdini yüklendiklerini söyledi. Bu ülkeye, millete, ümmete, insanlığa ve tarihe verilmiş sözleri, üstelendikleri sorumlulukları olduğunu belirten Aydın, “Bu sorumluluğun gereklerini yerine getirirken birbirimizle dayanışma içerisinde kenetlenerek ve birbirimize güvenerek yol alabileceğimizi de unutmuyoruz. Bizim bahanelere sığınma lüksümüz yok. Bizim konfor alanımıza hapsolma lüksümüz yok. Bizim, dünya mazlumlarının yükselen feryadına karşılık, kulaklarımızın üstüne yatma lüksümüz yok. İnancımızda, nemelazımcılığın yeri de yok izahı da yok, Kısır döngüler, kör tartışmalar, yapay gündemler bizi oyalamamalı, yolumuz uzun, işimiz çok, vaktimiz de kıymetli” şeklinde konuştu.

Kadın politikalarında yeni bir paradigmaya ihtiyaç vardır

Bugün, kendi değerini ispat gayretine girip aslını ret eden bir popülizmle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Aydın konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kadını özgürleştirmek vaadiyle kitleleri peşinden sürükleyen bu anlayış, sözde, kadını evden kurtarmak pahasına onu sokağa hapsetmiş; kadının üstün olduğu ama ruhunu kaybettiği için mutlu olamadığı bir çıkmaza düşürmüştür. Oysa oluşturulmak istenen algının aksine, medeniyetimizde kadın, sadece eş ve anne olmamış; aynı zamanda tacir, hekim, şifacı, sanatkâr, zanaatkâr, âlim, hatip ve hatta savaşçı olarak da tarih sahnesinde yer almıştır. Bizler sendikal mücadelemizi verirken kadın ve emek söylemi üzerinden geliştirilen ideolojik söylemin dışında bir mücadele alanı benimsemekteyiz. Mevcut kadın hakları söylemi ve eylemlerinin dışında bir yolun varlığına inanmakta ve sendikal mücadelemizi de bu duruşumuzla icra etmekteyiz. Bizler haklarda eşitliği sorumluluklarda adaleti öne çıkarmakta; çalışma hayatında insanı odaklayan yaklaşımı benimsemekte; aileyi insanlığın geleceği için zaruri görmekte kısacası kadın politikalarında yeni bir paradigmaya ihtiyaç duyulduğunu savunmaktayız. Bu bakış açısıyla yaptığımız çalışmalar hem sendikal mücadelemizin omurgasını oluşturmakta hem de sivil toplum örgütü kimliğiyle yaptığımız sosyal sorumluluk çalışmalarına yansımaktadır.”

Sahanın sorunları en sıcak ve güncel hâliyle masamızda

Kadınlar komisyonu olarak, kadının toplumsal hayattaki varlığını, çalışma hayatındaki artışını, örgütlülükteki önemini daima vurguladıklarını dile getiren Aydın konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Eğitimden sağlığa, ulaşımdan kültüre, siyasetten akademiye kadının artık her alanda ve her anlamda etkinliğini, yetkinliğini artırdığını görüyoruz. Özelde kadın kamu görevlilerinin, genelde tüm kadın çalışanların yaşamakta olduğu sorunlardan habersiz değiliz. Sahanın sorunları en sıcak ve güncel hâliyle masamızda...İş ve aile hayatı uyumu sorunları, kadının analık haklarının korunması, iş yerlerinde şiddet ve mobbingin önlenmesi ve kadınların karar mekanizmalarında yer alması gibi konularla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Kamu otoritesinin kadın politikalarını belirlemesinde aktif paydaşlık yapıyor, dünyada ve ülkemizde kadınların çalışma hayatında yaşadıkları zorlukları tespit etmek için akademik çalışmalar üretiyoruz. Sosyal diyalog mekanizmalarını etkin kullanarak iş yerlerinde şiddet ve mobbingin ortadan kaldırmak için çaba sarf ediyoruz. Bugün tüm Türkiye’de teşkilatlanmasını tamamlayan Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonumuz, kadınların sendikal mücadeledeki yerini, önemini, gücünü, teorik olarak değil çalışmaları, pratikleri ve kazanımları ile ortaya koymuştur” diye konuştu.