Genel Yetkili Sendika

5-6-7 ve 8. bölge eğitimlerimizi tamamladık

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitime de istişareye de dayanışmaya da gereken önemi ve ağırlığı verdiklerini belirterek, “Asya’dan Balkanlara, Afrika’dan Güney Amerika’ya; Tanzanya’dan Özbekistan’a, Kosova’dan Malezya’ya, büyüttüğümüz sendikal ağımızla daha da güçlenmiş olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eğitim bizim işimiz gücümüz, istişare ve dayanışma olmazsa olmazımızdır. Bu toplantılar vesilesiyle alanımızla ilgili konularda bilgimizi tazeliyor, uzmanlaşıyor ve dayanışma ruhunu üst seviyeye çıkarıyoruz” dedi.

Eğitim-Bir-Sen 7. Dönem 1. Teşkilat Eğitim Programı 5. Bölge Toplantısı Diyarbakır, Batman, Elazığ, Mardin, Siirt, Şırnak, Tunceli teşkilatlarının katılımıyla Diyarbakır’da; 6. Bölge Toplantısı Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Şanlıurfa teşkilatlarının katılımıyla Adıyaman’da; 7. Bölge Toplantısı Adana, Hatay, Mersin, Osmaniye teşkilatlarının katılımıyla Adana’da; 8. Bölge Toplantısı Kayseri, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat teşkilatlarının katılımıyla Kayseri’de gerçekleştirildi.

Toplantılarda toplu sözleşme süreci, eğitim ve eğitim çalışanlarının gündemi ve sendikal çalışmalar konuşuldu, eğitim programları yapıldı. Şube başkanları, yönetim kurulları, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri, ilçe temsilcilik yönetimleri ve kadın komisyonlarının katıldığı toplantılarda konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, bir eğitim sendikası olarak, eğitime de istişareye de önem verdiklerini söyledi. Yalçın, şöyle devam etti: “Eğitim bizim işimiz gücümüz, istişare ve dayanışma olmazsa olmazımızdır. Bu toplantılar vesilesiyle alanımızla ilgili konularda bilgimizi tazeliyor, uzmanlaşıyor ve dayanışma ruhunu üst seviyeye çıkarıyoruz. Eğitim ve istişare toplantılarımız devam edecektir.”

Sendikal mücadelede, erdemli emek hareketi olma çizgisinde yeni bir milat başlattık

Eğitim-Bir-Sen’in soylu sendikal mücadelesinde, erdemli emek hareketi olma çizgisinde yeni bir milat başlattıklarına dikkat çeken Yalçın, “Eğitim-Bir-Sen, emek mücadelesine yetki damgamız; alın terini akıl teriyle harmanlayan aksiyoner mücadele damarımızdır. Biz, sendikanın, sendikacılığın, sendikalılığın risk olduğu, sakıncalı damgası yemeye gerekçe yapıldığı dönemlerde yola çıktık. Fakat kurucu iradeyi yüklenen öznenin erdemli ve bilge tavrı, birçok konuda sıkıntıların aşılmasını kolaylaştırdı. Gerçekten öyle bir kurucu genel başkanımız var ki, kalemiyle sendikacılığa fikir, kelamıyla sendikal alana hoşgörü, ahde vefasıyla emek mücadelesine platform oluşturdu. Aksiyoner fikir adamlığıyla, herkes için ‘hepimiz sendikacıyız’ iradesini yansıtan bir çoğulculuk, hayat hakkından düşünme özgürlüğüne, ifade hürriyetinden hakkı savunma cesaretine, insanı ve onurunu koruyan, yücelten, biricikleştiren her konuyu, her kavramı sendikacılığın asli kavramı ve muhataplık alanı olarak görmüş ve kabul ettirmiştir. Çok geç başlayan kamu görevlileri sendikacılığının çok erken bir süreçte bölgesel ve evrensel sendikal dinamik olarak ortaya çıkışı bu bakışın eseridir. Çünkü kurucu irademizin ifadesi yerel olsa da iradesi evrenseldir; kendini münhasır bir şekilde tanımlasa da ayrım yapmaksızın her insanı ve emeğini bizatihi değer gören, değerli gören bir anlayışla yola çıkmıştır. Tam da bu yüzden kamu görevlileri sendikacılığında ve eğitim sendikacılığında Türkiye, dâhil olduğu iki kıtanın da çok üzerinde bir örgütlenme kapasitesi ve potansiyeli ortaya koymuştur” ifadelerini kullandı.

Asya’dan Balkanlara, Afrika’dan Güney Amerika’ya; Tanzanya’dan Özbekistan’a, Kosova’dan Malezya’ya, büyüttükleri sendikal ağ ile daha da güçlenmiş olarak çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Yalçın, “Hem medeniyet coğrafyamıza hasretimizi bitirdik hem de dünyanın farklı bölgelerine mesajımızı taşıyoruz. Birikimimizi eğitim sendikalarıyla paylaştık, paylaşıyoruz. Biz, emeğin evrensel bir değer olduğunu savunduk, savunuyoruz. Adil bir dünyanın inşasında uluslararası emek dayanışmasını önemsediğimiz için emek ve adalet ortak paydasında buluşarak erdemli sendikacılığı sınırlarımızın dışına taşıdık. Küresel kapitalizme karşı emeğin hakkını küresel düzeyde savunmanın mekanizmalarını ürettik. Emek dayanışmasına yeni bir soluk getirdik. İnsanı, emeği, emeğin hakkını, adaleti, hakkaniyeti merkeze alan güçlü bir medeniyetin temsilcileri olarak, üyelerimizin mali ve sosyal hakları için mücadele verirken, adil bir dünya ideali için de çalışmalar yürütüyor, yerelden evrensele yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Geçen yıl, Avrasya bölgesini esas alarak 25 ülkeden 33 konfederasyonun irade beyanıyla kurduğumuz ILC’nin resmî kuruluş sürecinin tamamlanmasıyla yeni bir aşamaya geçiyoruz. Yakın bir zamanda ILC’nin genel kurulunu planlayacak, kurumsal yapısını oluşturacak, dayanışma ve iş birliği alanını genişletecek, eğitim sendikaları ayağını da oluşturacağız” şeklinde konuştu.

İlkelerimizden asla taviz vermedik, vermeyeceğiz

Sendikacılığa yeni bir soluk, yeni bir vizyon getirdiklerini ifade eden Yalçın, “Eğitim-Bir-Sen olarak, bir yandan ücret ve özlük hakları mücadelesini en iyi şekilde verirken, diğer yandan Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesinde paydaş olduk. Başta eğitim ve demokrasi olmak üzere, ülkemizin temel sorunlarına çözüm üretmede üzerimize düşeni yaptık ve bu idealimizden asla taviz vermedik. Başarımızda, gördüklerimizden ve tartıştıklarımızdan doğru sonuçlar çıkarmamız, sorumluluklarımızdan kaçmayışımız ve elbette ilkelerimizden taviz vermeyişimiz etkili olmuştur. İç dünyamızda ya da çevremizde, sırtımızı döndüğümüz her sorunun, ya yerinde duracağını ya da artarak yeniden karşımıza çıkacağını bilerek çok çalıştık, çalışıyoruz. Gözümüzü Türkiye’nin büyük hedeflerinden bir an olsun ayırmadık, ayırmayacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Mücadelemizle sivilleşmeye ve demokratikleşmeye katkıda bulunduk

Her zaman ve her yerde ‘derin güçlere’ karşı milletin yanında olduklarını kaydeden Yalçın, “Sivilleşmeye ve demokratikleşmeye yaptığımız katkılar, tarihe düşülmüş birer nottur. Ülkemizin geleceğinin aydınlık olmasının yolunun, sivil siyaset ve sivil toplumun gerçekten sivil olmasından, fertler ve kamu görevlileri adına siyaset ve sendikacılık yapmasından geçtiğinin altını çizdik. Misyonumuz, eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin özlük haklarının iyileştirilmesinden insan hakları ihlallerinin son bulmasına kadar geniş bir alanı kapsamaktadır. Başta eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolu çalışanları olmak üzere, ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren her alanda demokratik karar alma süreçlerine katılmayı, mağdurların, mazlumları sesi olmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

Daha yürüyecek çok yolumuz var

Sendikal yolculuklarında, hak, emek ve özgürlük mücadelelerinde önemli mesafeler aldıklarını dile getiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurulduğumuz günden bu yana yasakların kaldırılması, sorunların çözüme kavuşturulması, özlük, sosyal ve mali hakların iyileştirilmesi için mücadele verdik, ter akıttık. Birçok meseleyi mesele olmaktan çıkardık. Nöbete ücret, sınav görev ücretlerinin artırılması, idari izinli günlerde ek ders ödenmesinin sağlanması, kariyer basamaklarında adım atılması, ek gösterge düzenlemesi, sözleşmelilere kadro gibi onlarca sorunu çözdük. Ancak daha yapmamız gereken çok iş, yürüyecek çok yolumuz var.”

Öğretmen ihtiyacı kadrolu atama yoluyla karşılanmalıdır

Öğretmen açığı sorununa bir an önce çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Yalçın, şunları söyledi: “Öğretmen ihtiyacının giderilememesi, hem öğretmen olma ehliyet ve liyakatine sahip öğretmen adaylarından istifade edilememesine ve bu öğretmen adaylarının işsizlik sorunlarıyla boğuşmasına hem de ucuz işçilikten farksız ücretli öğretmenlik gibi çalışma türlerinin varlığına neden olmaktadır. Eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü ihmal edilmemelidir. Çünkü eğitim, ülkemizin geleceği ve kalkınmanın temelidir. Kaybettiğimiz her yıl gelecekte telafisi olmayan sorunlara yol açacaktır. Öğretmen atama politikasındaki hatalı yaklaşımdan, sözleşmeli, ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçilmelidir. Öğretmen açığı kadrolu atama yoluyla kapatılmalıdır.”

İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata geçirilmelidir

Ali Yalçın, eğitim çalışanlarına, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumuna göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi gerektiğini, böyle bir uygulamanın hem bölgenin eğitim çalışanı açığının kapatılması hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşamış olduğu mağduriyetin giderilmesi bakımından gerekli olduğunu belirterek, “Sorunun diğer boyutu, öğretmen açığının en çok bu bölgelerde bulunmasına rağmen deneyimli öğretmenlerin bölgede çalışmak yerine bir an önce diğer bölgelere gitmesidir. Bu açığı kapatmak amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü getirilmişse de, bunun soruna kalıcı bir çözüm getirmediği ortadadır. Bu nedenle, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde eğitim çalışanlarına, illerin mahrumiyet durumuna göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmelidir” diye konuştu.

Mevzuattaki genel uygulamalar deprem bölgesi için çalışanlar lehine uyarlanmalıdır

Deprem bölgesinde çalışanların sorunlarına değinen Yalçın, şöyle konuştu: “Deprem bölgesinde olağanüstü şartlarda çalışanlar ekonomik olarak desteklenmeli, hak ve hukukları gözetilmeli, mevzuattaki genel uygulamalar deprem bölgesi için çalışanlar lehine uyarlanmalıdır. Deprem tazminatının ödenmesine, kapsam, miktar ve süre artırılarak, devam edilmelidir. Üniversite çalışanları için geliştirme ödeneğinin oran ve miktarı artırılarak en üst limiti depremin enkazından kurtulmaya çalışılan yerlere uygulanmalı, tüm çalışanlar gözetilmeli, kurumlar arası uygulama farklılıkları kaldırılmalı, fazla mesai ücreti ödenmeli, zorunlu hizmet bölgesi uygulaması kapsamında değerlendirilerek hizmet puanları en üst limite yükseltilmelidir. Barınmada karşılaşılan zorluklar aşılmalı, ulaşım sorunlarına çözüm bulunmalıdır.”

Filistinli mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz

İşgalci İsrail’in Gazze’de insanlık suçu işlediğini, soykırım yaptığını dile getiren Yalçın, Gazze'de yaşanan soykırım karşısında uluslararası kurumları görevlerini yapmaya, acilen harekete geçmeye çağırdı. Yalçın, Filistin’in haklı mücadelesinde her daim yanında olduklarını, olmaya da devam edeceklerini, siyonizme, emperyalizme karşı hep insan hak ve onurundan yana olacaklarını, kamuoyu oluşturacak çalışmalarının zulüm bitinceye kadar devam edeceğini vurguladı.

Toplantılarda Halit Ortaköy, Ahmet Günenç, Tarkan Zengin, Mustafa Bostancı, Hıdır Yıldırım, Mustafa Canıtez ve Raşit Eğin birer sunum yaptılar.