Torba Kanun’un Alt Komis- yonda kabul edilen sekli esas alinarak 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu’nda degi- siklik yapan ve kamu görev- lileriyle ilgili diger hükümlerine iliskin degerlendirmeler
MADDE 70- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayili Damga Vergisi Kanunu’na ekli (2) sayili tablonun “V-Kurumlarla ilgili kagitlar” baslikli kisminin sonuna asagidaki bent eklenmistir. “25. Kamu kurum ve kuruluslarinin merkez ve tasra teskilati ile döner sermaye isletmelerinin kadrolarinda ve sözlesmeli personel pozisyonlarinda istihdam edilen sözlesmeli personel ile yapilan hizmet sözlesmeleri.”
2010 yili Toplu Görüsmeleri’nde Memur-Sen Konfederasyonu’nun talebi olarak toplu görüsme masasina getirilen ve görüsmeler sonucunda Memur-Sen ile Kamu Isveren Kurulu arasinda imza altina alinan 2010 Yili Toplu Görüsme Tutanagi’nin eki I Sayili Listenin 9 uncu maddesinde yer verilen hükmün gereginin yerine getirilmesi amaciyla Kanun Tasarisinda yer verilen bu madde; sözlesmeli personelden istihdamlarina esas sözlesmelerinden damga vergisi alinmasi uygulamasini kaldiriyor. Bu düzenlemeyle birlikte, sözlesmeli personelden imzaladiklari sözlesme nedeniyle damga vergisi tahsili uygulamasi kaldiriliyor.
MADDE 73- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu’nun 64 üncü maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Kademe ve kademe ilerlemesi:
MADDE 64- Kademe; derece içinde, görevin önemi veya sorumlulugu artmadan, memurun ayligindaki ilerlemedir.
Memurun kademe ilerlemesinin yapilabilmesi için bulundugu kademede en az bir yil çalismis olmasi ve bulundugu derecede ilerleyebilecegi bir kademenin bulunmasi sartlari aranir.
72 nci madde geregince belirli bir süre görev yapmak üzere, mecburî olarak sürekli görevle atanan memurlardan kalkinmada birinci derecede öncelikli yörelerde bulunanlara, bu yörelerde fiilen çalismak suretiyle geçirilen her iki yil için bir kademe ilerlemesi daha verilir. Yillik izinde geçirilen süreler fiilen çalisilmis sayilir. Iki yildan az süreler dikkate alinmaz.
Son on yil içinde herhangi bir disiplin cezasi almayan memurlara, aylik derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alinmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanir.
Bu maddede belirtilen sartlari haiz her sinif ve derecedeki memurlar, hak kazandiklari tarihten geçerli olmak üzere ve baskaca bir isleme gerek kalmaksizin bir ileri kademeye ilerlemis sayilirlar.
Kademe ilerlemesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Onay mercileri kademe ilerlemeleri ile ilgili yetkilerini devredebilirler.
Kademe ilerlemesine hak kazanamayan memurlar, kurumlarinca her ay alinacak toplu onaylarla belirlenir. Kademe ilerlemesi yapmis sayilanlardan ilerlemeye müstahak olmadiklari sonradan tespit edilenlerin kademe ilerlemeleri, ilerlemis sayildiklari tarihten geçerli olmak üzere iptal edilir.”
1- Kademe ilerlemesinde “olumlu sicil almis olmak” sarti (sicil uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak) kaldiriliyor.
2- Yine sicil uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak; 6 yillik sicil notu ortalamasinin 90 ve üzeri olmasina bagli olarak yararlanilmakta olan ilave kademe verilmesi uygulamasi yerine, “10 yillik süre içerisinde disiplin cezasi almamis olan memurlara” ilave kademe verilmesi uygulamasi getiriliyor.
Sicil notuna dayali olarak ilave kademe verilmesi uygulamasindaki 6 yillik sürenin kisaltilmasi beklenirken aksine sürenin 10 yila çikarilmasi, taleplerin göz ardi edildigi izlenimi vermektedir.
3- Son dönem toplu görüsmelerinde dile getirilen taleplerden biri olan kalkinmada öncelikli illerde çalismaya bagli olarak verilen ilave kademe uygulamasinda, bu haktan yararlanmak için zorunlu hizmet yükümlüsü olmak ön sartinin kaldirilmasi isteniyor ve bekleniyorken, maddenin degisiklik yapilan bölümleri arasinda bu talep ve beklentiyi karsilayacak bir hükme yer verilmemesi anlasilir degildir.
MADDE 74- 657 sayili Kanun’un 68 inci maddesinin (A) bendinin (d) alt bendi yürürlükten kaldirilmis, (B) bendinin ikinci paragrafi asagidaki sekilde degistirilmis, maddenin sonuna asagidaki bent eklenmistir.
“Ancak, bu sekilde bir atamanin yapilabilmesi için ilgilinin;
a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarida olanlar için en az 12 yil,
b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300’den az olanlar için en az 10 yil,
c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yil,
hizmetinin bulunmasi ve yüksekögrenim görmüs olmasi sarttir. Dört yildan az süreli yüksekögrenim görenler için bu sürelere iki yil ilave edilir. Bu sürelerin hesabinda; 8/6/1984 tarihli ve 217 sayili Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamina dâhil kurumlarda fiilen çalisilan süreler ile Yasama Organi Üyeliginde, belediye baskanliginda, belediye ve il genel meclisi üyeliginde, kanunlarla kurulan fonlarda, muvazzaf askerlikte, okul devresi dâhil yedek subaylikta ve uluslararasi kuruluslarda geçen sürelerin tamami ile yüksekögrenim gördükten sonra özel kurumlarda veya serbest olarak çalistiklari sürenin; Basbakanlik ve bakanliklarin bagli ve ilgili kuruluslarinin müstesar ve müstesar yardimcilari ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve baskan kadrolarina atanacaklar için tamami, diger kadrolara atanacaklar için alti yili geçmemek üzere dörtte üçü dikkate alinir.”
“C) Derece yükselmesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Müsterek kararla atanmis olanlarin derece yükselmeleri, ilgili bakanin veya yetkili kildigi makamin onayi ile yapilir. Üst derece kadroya atanmis olup da kazanilmis hak ve emeklilik kesenegine esas aylik dereceleri daha asagida bulunanlarin (45 inci maddenin ikinci fikrasina göre yapilan atamalar hariç), kazanilmis hak ve emeklilik kesenegine esas aylik derecelerinin yükseltilmeleri için, bu hâlin devami süresince yukarida belirtilen onay aranmaz.”
1- Sicil degerlendirmesi uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak, derece yükselmesinde sicil bakimindan degerlendirme yapilmasi sarti da kaldirilmaktadir.
2- 1-4 dereceli kadrolara derece yükselmesindeki süre kaydi aranmaksizin yapilacak atamalarda, dikkate alinacak ek gösterge oranlari güncellenmektedir.
3- Derece ilerlemesindeki süre kaydi aranmaksizin 1-4 dereceli kadrolara atanabilmek için gereken hizmet süresinin hesabinda dikkate alinacak sürelerde degisiklik yapilarak;
a) Belediye baskanliginda
b) Belediye ve il genel meclisi üyeliklerinde geçirilen süreler kapsama dahil edilirken, özel kurumlarda veya serbest olarak geçirilen süreler yönüyle ise ikili bir ayirima gidilmektedir.
Bu kapsamda;
a) Basbakanlik ve bakanliklarin bagli ve ilgili kuruluslarinin müstesar ve müstesar yardimcilari ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve baskan kadrolarina atanacaklarin özel sektörde ve/veya serbest olarak çalistiklari sürenin tamami,
b)Diger kadrolara atananlarin özel sektörde ve serbest olarak geçirdikleri sürenin, 6 yili geçmemek üzere ¾’ünün dikkate alinmasi öngörülmektedir.
Özel sektörden veya serbest olarak çalisanlarin –belli görevler açisindan- memurluga geçisini (kamuoyunda bilinen adiyla özelden kamuya transferini) kolaylastiran bu hüküm, memurluk görevlerine KPSS’ye tabi olmadan geçis imkani saglanacagi kaygisi olusturmak yaninda, halen kamu kurum ve kuruluslarinda görev yapan memurlarin kariyer ve liyakat odakli olarak üst görevlere yükselmesinde yasanmakta olan sikintinin da artmasina neden olacaktir.
Kamu personel sistemi içerisinde bulunan personel, görevde yükselme ve unvan degisikligi sinavlarinda basarili olmak suretiyle kariyer elde edebilirken özel sektörde veya serbest olarak çalisanlarin müstesarlik dahil olmak üzere bir çok üst düzey yöneticilik görevlerine dogrudan atanmasinin önü açilmaktadir.
Düzenlemeyle öngörülen uygulamanin nasil olacagi ve bu yolla yapilacak atamalarin hangi usul ve esaslarla yapilacaginin madde içeriginde siki kayitlara baglanmasi gerekir.
Diger taraftan, 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu 59 uncu maddesinde düzenlenen istisnai devlet memurluklarinin kapsaminin zimnen genisletilmesi anlamina gelen bu düzenleme, 59 uncu maddenin de dolayli olarak degistirildigi seklinde yorum yapmayi mümkün kilmaktadir.
Bu düzenleme, halen kamu adina hizmet üreten mevcut kamu personelini bulundugu kadro ve göreve mahkum ederken, kamuyla hiçbir bagi olmayan özel sektör çalisanlarini ve serbest çalisanlari, kamuyu tanimadan kamu hizmetini yönetme makamina tasimak ve bu sayede kamu hizmetini kabulü ve tahammülü mümkün olmayacak bir kaosa sürüklemek gibi istenmez ve engellenemez olumsuz sonuçlari da beraberinde getirecektir.
MADDE 75- 657 sayili Kanun’un 77 nci maddesinin birinci fikrasi asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Yabanci memleketlerin resmî kurumlari veya uluslararasi kuruluslarda kurumlarinin muvafakati ile görev alacak memurlara, ilgili Bakanin onayi ile (her üç yilda bir Bakan onayi yenilenmek kaydiyla) memuriyeti süresince yabanci memleketlerin resmî kurumlarinda on yila, uluslararasi kuruluslarda yirmibir yila kadar ayliksiz izin verilebilir.”
1- Yabanci memleketlerde ve uluslararasi kuruluslarda görev alacak memurlara ayliksiz izin verme yetkisinin Basbakan yerine ilgili Bakan tarafindan kullanilmasina imkan saglanmaktadir.
2- Yabanci memleketlerde görev yapmaya dayali olarak ayliksiz izin hakkindan yararlanma imkani, “ilgili devletin resmi kuruluslarinda görev alma” ile sinirlandirilmaktadir.
Yabanci memleketlerde ve uluslararasi kuruluslarda görev almaya dayali ayliksiz izin isleminin, Basbakanlik onayina baglanmasi gibi gereksiz sekil sartinin kaldirilmasi olumludur.
MADDE 76- 657 sayili Kanun’un 91 inci maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.
“MADDE 91- Kadrosu kaldirilan memurlar, en geç alti ay içinde kendi kurumlarinda niteliklerine uygun bir kadroya atanirlar. Bu memurlar, kurumlarinda atama imkâni bulunmamasi hâlinde ayni süre içinde baska bir kurumdaki kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Baskanligina bildirilir. Bunlar, atama islemi yapilincaya kadar kurumlarinda niteliklerine uygun islerde çalistirilir ve yeni bir kadroya atanincaya kadar eski kadrolarina ait malî haklardan ve sosyal yardimlardan yararlanmaya devam ederler.
Söz konusu memurlarin eski kadrolarina ait en son ayda aldigi malî haklar kapsaminda fiilen yapilmakta olan her türlü ödemeler toplaminin net tutarinin, atandiklari yeni kadrolarina ait malî haklar kapsaminda fiilen yapilmakta olan her türlü ödemeler toplaminin net tutarindan fazla olmasi hâlinde, aradaki fark, farklilik giderilinceye kadar, atandiklari kadrolarda veya bu kadrolardan istekleri disinda atandiklari baska kadrolarda kaldiklari sürece, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksizin tazminat olarak ödenir. Aylik mutad olarak yapilmayip belirli bir dönemi kapsayan ödemelerin ödendigi tarih itibariyla net tutarlari toplaminin yili içinde çalisilan aylara bölünmesi suretiyle bulunacak tutari, en son ayda aldigi aylik tutarina ilave edilir. Fazla çalisma ücreti, fiilen yapilan ders karsiligi ödenen ek ders ücreti ve nöbet ücreti gibi ilave bir çalismanin karsiliginda elde edilen ödemeler aylik tutarina ilave edilmez.
Diger kamu kurum ve kuruluslarina atanmak üzere Devlet Personel Baskanligina bildirilen memurlarin 190 sayili Kanun Hükmünde Kararname kapsaminda bulunan kamu kurum ve kuruluslarinin bos kadrolarindan Devlet Personel Baskanliginca tespit edilen kadroya, anilan Baskanlik tarafindan kirkbes gün içinde atamasi teklif edilir. Devlet Personel Baskanligi tarafindan gönderilen atama teklif yazisinin atamayi yapacak kamu kurum ve kurulusuna intikalinden itibaren otuz gün içinde bu kurum ve kurulus tarafindan atama islemlerinin yapilmasi zorunludur. Bunlardan unvanlari müdür ve daha üst olanlar ile danisma ve denetim islevlerine iliskin kadrolarda çalisanlar Arastirmaci kadrolarina, digerleri ise durumlarina uygun kadrolara atanirlar.”
1- Kadrosu kaldirilan memurlarin kendi kurumlarinda veya diger kamu kurum ve kuruluslarindaki diger kadrolara atanmasina iliskin usul ve esaslarda kapsamli degisiklik yapilmaktadir.
2- Bir anlamda özellestirilen KIT’lerdeki personele yönelik uygulama, kadrosu kaldirilan memurlar için de geçerli hale getirilmekte ve Devlet Personel Baskanligi’nin yönetiminde havuz uygulamasi yapilmasi öngörülmektedir.
3- Kadrosu kaldirilan memurun, durumuna uygun kadroya atamasi yapilincaya kadar durumlarina uygun islerde çalistirilmasinin öngörülmesi, memurlugun kariyer ve liyakat odakli ve hizmet sinifi çerçevesine dayanan bir meslek oldugu gerçegiyle çelismektedir.
4- Kadrosunun kaldirilmasi nedeniyle, baska kurumlara veya ayni kurumun farkli kadrolarina atamasi yapilan memurlarin, eski kadrolarinda almakta olduklari gelir toplaminin (fazla çalisma ücreti, nöbet ücreti ve fiilen yapilan görev karsiligi ödenen ek ders ücreti hariç olmak üzere) yeni kadrolari geregince kendilerine ödenmekte olan maastan fazla olmasi halinde aradaki farkin tazminat olarak ödenmesi öngörülmektedir. Görünüste kisa vadede mali açidan hak kaybi olusturmayacak gibi gözüken bu durum ilerleyen süreçte kadrosu kaldirilan memur açisindan öngörülemeyecek mali kayiplara neden olabilecektir. En azindan, uzunca sayilabilecek bir süre mali haklarinda herhangi bir artis yapilmamasi gibi (mevcut maas durumu itibariyla enflasyona ezdirilmek gibi) bir olumsuz durum söz konusu olacaktir.
5- Diger taraftan, kadronun kaldirilmasi isleminin kurum ve kuruluslar düzeyinde takdiri bir yetki oldugu göz önüne alindiginda bu uygulamanin ilerleyen süreçte kötü niyetli kullanilmasi mümkündür. Bu bakimdan, devam etmekte olan bir kamu hizmetinin veya varligi devam eden bir kamu kurumunun elinde bulunan kadrolarin kaldirilmasina yönelik ölçütlerin de mutlaka kanun içeriginde ifade edilmesi gerekir.
6- Kadrosu kaldirilan memura, atanmak istedigi kamu kurum ve kurulusu açisindan tercihte bulunma hakkinin verilmemesi büyük bir eksikliktir. Düzenlemenin içeriginde kendi kurumu içerisindeki bir kadroyla iliskilendirme imkani bulunmayan kamu görevlisinin atanacagi kadro ve kurumun re’sen Devlet Personel Baskanligi tarafindan belirlenmesi, istege bagli yer degistirme talebinde bulunabilen memurlarin kurum, kadro ve görev degisikligi gibi çok daha agir sonuçlar doguracak bir islemde nitelikleri, yeterlikleri ve vizyonlari hakkinda sadece soyut bilgi ve belgeye sahip olan Devlet Personel Baskanligi’nin insafina birakilmasi anlamina gelir.
7- Ayrica, Devlet Personel Baskanligi tarafindan veya kendi kurumu tarafindan atandigi kadro disindaki bir kadroya kendi istegiyle atanma talebinde bulunan ve bu talebine bagli olarak atamasi yapilan kamu görevlisinin maas farki kaynakli tazminat hakkini kaybetmesinin öngörülmesi, kanun koyucu eliyle aba altindan sopa gösterilmesi anlamina gelmektedir.
8- Müdür ve daha üst unvanli ‘Daire baskani, Baskan, Genel Müdür, Genel Müdür yardimcisi, Müstesar vb.) kadrolarda görev yapmakta iken kadrosu kaldirilan devlet memurlarinin, niteligi, yürütecekleri hizmetler açisindan belirsiz olan “Arastirmaci” kadrosuna atanma zorunlulugu getirilmesi de anlasilir degildir. Özel sektörde çalisanlarin Basbakanlik ve Bakanliklarin müstesarlik, müstesar yardimciligi, baskanlik gibi üst düzey görevlere atanmasinin öngörüldügü bir kanun tasarisinda kadrosu kaldirilan bir genel müdür yardimcisinin ya da müstesar yardimcisinin “arastirmaci” kadrosuyla iliskilendirilme zorunlulugu getirilmesi çeliskidir.
Kaldi ki, mevcut durum itibariyla “arastirmaci” unvani için öngörülen mali haklarin yetersizligi karsisinda, genel müdür, daire baskani gibi üst düzey görevler yürüten ve yüksek tutarda maas alan kamu görevlilerinin, fark tazminati uygulamasinin sona erdigi tarihten itibaren maas yönüyle oldukça yüksek düzeyde bir kayipla karsi karsiya kalmasi sonucunu doguracak bu düzenleme, adalet ve hakkaniyet duygularini zedeleyecektir.
9- Kaldirilacak kadrolara dair kisa ve uzun vadeli bir strateji ve planlamanin bulundugu bir kamu personel sistemimiz olmadigi göz önüne alindiginda, halen görev yapmakta olan memurlarin gelecege dair kariyer planlamasi yapmak yerine kadrolarinin kaldirilip kaldirmayacagi yönünde öngörüde bulunmalari gerekecektir. Böyle bir öngörü ise, görev basindaki siyasi iktidara göre degiskenlik gösterecek kamu hizmeti anlayisi ve kamu personel sistemi uygulamalari açisindan mümkün degildir.
MADDE 77- 657 sayili Kanun’un 100 üncü maddesinin sonuna asagidaki fikralar eklenmistir.
“Ancak özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulasim sartlari göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalismanin baslama ve bitis saatleri ile ögle dinlenme süreleri merkezde üst yönetici, tasrada mülki amirlerce farkli belirlenebilir.
Memurlarin yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarinca tespit edilen çalisma saat ve süreleri ile görev yerlerine bagli olmaksizin çalisabilmeleri mümkündür. Bu hususa iliskin usûl ve esaslar, Devlet Personel Baskanliginin teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.”
1- Özürlü personelin günlük çalismanin baslangiç ve bitis saatlerinin farkli belirlenme imkaninin getirilmesi, “pozitif ayirimcilik” uygulamalarini mümkün kilmasi yönüyle olumlu bir adimdir. Ancak, bu istisnanin özürlü personel yaninda bakmakla yükümlü oldugu özürlü aile ferdi bulunan personeli de kapsamasi saglanmalidir.
2- Maddeye eklenen üçüncü fikra, derinlemesine degerlendirildiginde “esnek çalisma süresi ve saatleri ile görev yeri belirsizligi” gibi kamu hizmeti ve kamu görevlisi kavramlariyla örtüsmesi mümkün olmayan bir risk içermektedir.
Yürütülen hizmetin özelligine göre ifadesiyle çerçevelenen ve usul ve esaslarinin Bakanlar Kurulu karariyla belirlenecegi ifade edildigi bu hüküm, görünüste önemsiz ve sorun çikarmayacak gibi gözükse de günlük 8 haftalik 40 saatten daha düsük bir süreyle yürütülmesi mümkün kamu hizmet türleri ve bu hizmetleri yürütecek memur kadrolari ve çalisilan süre ve saate bagli olarak daha düsük düzeyde aylik ve maas verilmesi öngörülebilecek kamu görevlilerinin varligina gerekçe ve dayanak yapilacak bir düzenleme olarak kullanilma riski içermektedir.
Anayasanin devlet memurlarinin çalisma sartlarinin, aylik ve özlük haklarinin kanunla düzenlenecegi amir hükmü karsisinda çalisma saati, çalisma süresi ve görev yeri yönüyle belirsizlik içeren bir hükmün 657 sayili Kanun’un içeriginde yer almasini kabul etmek ve makul görmek mümkün degildir.
MADDE 78- 657 sayili Kanun’un 101 inci maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.
“MADDE 101- Günün yirmidört saatinde devamlilik gösteren hizmetlerde çalisan memurlarin çalisma saat ve sekilleri kurumlarinca düzenlenir.
Ancak, kadin memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde hamileligin yirmidördüncü haftasindan önce ve her hâlde hamileligin yirmidördüncü haftasindan itibaren ve dogumdan sonraki bir yil süreyle gece nöbeti ve gece vardiyasi görevi verilemez. Özürlü memurlara da istegi disinda gece nöbeti ve gece vardiyasi görevi verilemez.”
1- Kurumlarin, Günün 24 saatinde devamlilik gösteren (saglik, güvenlik, din hizmetleri ve benzeri) hizmetleri yürüten memurlarin çalisma saat ve sekillerini düzenlerken Devlet Personel Baskanligi’nin onayini alma zorunlulugu kaldirilmaktadir.
2- Kadin memurlarin, hamileliklerinde doktor raporuna dayali olarak veya hamileliklerin 24 üncü haftasindan ve dogumdan sonraki bir yillik süre içerisinde gece nöbeti ve gece vardiyasi verilme yasagi getirilirken, özürlü memurlara ise ancak istekleri bulunmasi kaydiyla gece nöbeti ve gece vardiyasi göreve verilebilecegi hüküm altina alinmaktadir.
3- Özürlü memurlari ve hamilelik ve dogum sonrasi bir yillik dönemle sinirli olmak üzere kadin memurlara dönük pozitif ayirimcilik öngören bu düzenleme olumlu olmakla birlikte, düzenlemenin kapsamina esi hamile olan memurlar ile bakmakla yükümlü oldugu özürlü aile bireyi olan personelin alinmasi daha uygun olacaktir.
MADDE 79- 657 sayili Kanun’un 104 üncü maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.
“MADDE 104- A) Kadin memura; dogumdan önce sekiz, dogumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onalti hafta süreyle analik izni verilir. Çogul gebelik durumunda, dogum öncesi sekiz haftalik analik izni süresine iki hafta eklenir. Ancak beklenen dogum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar saglik durumunun çalismaya uygun oldugunu tabip raporuyla belgeleyen kadin memur, istegi hâlinde dogumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalisabilir. Bu durumda, dogum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalistigi süreler dogum sonrasi analik izni süresine eklenir. Dogumun erken gerçeklesmesi sebebiyle, dogum öncesi sekiz haftalik analik izninin kullanilamayan bölümü de dogum sonrasi analik izni süresine ilave edilir. Dogumda veya dogum sonrasinda analik izni kullanilirken annenin ölümü hâlinde, istegi üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilir.
B) Memura, esinin dogum yapmasi hâlinde, istegi üzerine on gün babalik izni; kendisinin veya çocugunun evlenmesi ya da esinin, çocugunun, kendisinin veya esinin ana, baba ve kardesinin ölümü hâllerinde istegi üzerine yedi gün izin verilir.
C) (A) ve (B) fikralarinda belirtilen hâller disinda, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt disinda diplomatik misyon sefi tarafindan, birim amirinin muvafakati ile bir yil içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir. Zaruret hâlinde ögretmenler hariç olmak üzere, ayni usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yillik izinden düsülür.
D) Kadin memura, çocugunu emzirmesi için dogum sonrasi analik izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk alti ayda günde üç saat, ikinci alti ayda günde birbuçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasinda ve günde kaç kez kullanilacagi hususunda, kadin memurun tercihi esastir.
E) Yillik izin ve mazeret izinleri sirasinda malî haklar ile sosyal yardimlara dokunulmaz.”
1- Erken dogum nedeniyle dogum öncesi iznin kullanilmayan bölümünün dogum sonrasina aktarilmasina imkan saglanmistir.
2- Dogum sirasinda veya dogumdan sonra annenin ölümü halinde, anne için öngörülen izin sürelerinin memur olan baba tarafindan kullanilmasi imkani saglaniyor.
3- Erkek memura, esinin dogum yapmasi nedeniyle verilen izin 3 günden 10 güne çikariliyor.
4- Evlilik ve ölüme dayali mazeret izninin süresi 5 günden 7 güne çikarilirken, ölüme dayali mazeret izni kullanma hakkinin kapsamina esin anne, baba ve kardesinin ölmesi durumu da ekleniyor. Memurun, torunlarinin evliligi ve ölümü hallerinin de mazeret izni kapsamina alinmasi uygun olurdu.
5- Gerek mazeret izinlerinin gerekse yillik izinlerin “isgünü” olarak kullandirilmasi yönünde düzenleme yapilmamasi büyük bir eksikliktir. Geçmis toplu görüsmelerde sikça dile getirilen bu talebin, izinlerle ilgili hükümlerin büyük bölümünde degisiklik öngören bu tasariyla karsilanmasi gerekirdi.
6- Süt izninin dogum sonrasi analik izni bitim süresinden itibaren baslatilmasi ve ilk alti ay için 1.5 saatten 3 saate çikarilmasi olumlu bir gelismedir. Ancak, özellikle ögretmenlerin süt izni konusunda yasadigi sikintilarin giderilmesine yönelik olarak “Süt izninin hangi saatler arasinda kaç kez kullanilacagi konusunda, yürütülen görev gerekçe gösterilerek kadin memurun tercih hakkini kullanmasi engellenemez” hükmüne yer verilmesi uygun olacaktir.
MADDE 80- 657 sayili Kanun’un 105 inci maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Hastalik ve refakat izni:
MADDE 105- Memura, aylik ve özlük haklari korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akil hastaligi gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastaligi hâlinde onsekiz aya kadar, diger hastalik hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir.
Memurun, hastaligi sebebiyle yatakli tedavi kurumunda yatarak gördügü tedavi süreleri, hastalik iznine ait sürenin hesabinda dikkate alinir.
Bu maddede yazili azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda ise baslayabilmesi için, iyilestigine dair raporu (yurt disindaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. Izin süresinin sonunda, hastaliginin devam ettigi resmî saglik kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fikrada belirtilen süreler kadar uzatilir, bu sürenin sonunda da iyilesemeyen memur hakkinda emeklilik hükümleri uygulanir.
Bunlardan gerekli saglik sartlarini yeniden kazandiklari resmî saglik kurullarinca tespit edilen ve emeklilik hakkini elde etmemis olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanirlar.
Görevi sirasinda veya görevinden dolayi bir kazaya veya saldiriya ugrayan veya bir meslek hastaligina tutulan memur, iyilesinceye kadar izinli sayilir.
Hastalik raporlarinin hangi hallerde, hangi hekimler veya saglik kurullari tarafindan verilecegi ve süreleri ile bu konuya iliskin diger hususlar, Saglik, Maliye ve Disisleri Bakanliklari ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüsleri alinarak Devlet Personel Baskanliginca hazirlanacak bir yönetmelikle belirlenir.
Ayrica, memurun bakmakla yükümlü oldugu veya memur refakat etmedigi takdirde hayati tehlikeye girecek ana, baba, es ve çocuklari ile kardeslerinden birinin agir bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastaliginin bulunmasi hâllerinde, bu hâllerin saglik kurulu raporuyla belgelendirilmesi sartiyla, aylik ve özlük haklari korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiginde bu süre bir katina kadar uzatilir.”
1- Hastalik izin süresinin belirlenmesinde memurun hizmet süresi kaynakli farkliliga son verilmis ve hastaligin türü ve agirligina dayali olarak ikili bir ayirima gidilmektedir.
2- Hizmet süresine ve hastaligin türüne göre 6, 12 ve 18 ay olan hastalik izni süreleri, hastaligin türü ve agirligi esas alinmak suretiyle 12 ve 18 ay olarak belirlenmek suretiyle arttirilmaktadir.
3- Bakmakla yükümlü olunan veya refakat edilmedigi takdirde hayati tehlikeye girecek ana, baba, es, çocuk ve kardeslerden birinin agir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren hastaliga yakalanmasi durumunda bir katina kadar artirilabilecek bir sekilde üç aya kadar aylikli izin hakki getirilmektedir.
Sosyal devlet ve aile içi dayanisma açisindan son derece önemli hükümler içeren bu düzenleme, tasarinin bütünüyle olumlu olan maddelerinden biridir.
MADDE 81- 657 sayili Kanun’un 108 inci maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.
“MADDE 108- A) Memura, 105 inci maddenin son fikrasi uyarinca verilen iznin bitiminden itibaren, saglik kurulu raporuyla belgelendirilmesi sartiyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar ayliksiz izin verilebilir.
B) Dogum yapan memura, 104 üncü madde uyarinca verilen dogum sonrasi analik izni süresinin bitiminden; esi dogum yapan memura ise, dogum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar ayliksiz izin verilir.
C) Üç yasini doldurmamis bir çocugu esiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan esin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eslerine, çocugun ana ve babasinin rizasinin kesinlestigi tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar ayliksiz izin verilir. Evlat edinen her iki esin memur olmasi durumunda bu süre, eslerin talebi üzerine yirmidört aylik süreyi geçmeyecek sekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eslere kullandirilabilir.
D) Özel burs saglayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine ayliksiz izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlariyla yetistirilmek üzere yurtdisina gönderilen veya sürekli görevle yurt içine ya da veya en az alti ay süreyle yurtdisinda geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diger personel kanunlarina tâbi olanlar ile yurtdisina kamu kurumlarinca gönderilmis olan ögrencilerin memur olan esleri ile 77 nci maddeye göre izin verilenlerin memur olan eslerine, toplami sekiz yili geçmemek üzere görev veya ögrenim süresi içinde ayliksiz izin verilebilir.
E) Memura, yillik izinde esas alinan süreler itibariyla bes hizmet yilini tamamlamis olmasi ve istegi hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanilmak üzere, toplam bir yila kadar ayliksiz izin verilebilir. Ancak, sikiyönetim, olaganüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde geregince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkinda bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fikra hükmü uygulanmaz.
F) Ayliksiz izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkmasi hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Ayliksiz izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasini izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmis sayilir.
G) Muvazzaf askerlige ayrilan memurlar askerlik süresince görev yeri sakli kalarak ayliksiz izinli sayilir.”
1- Memurun bakmakla yükümlü oldugu ya da refakat etmedigi takdirde hayati tehlikeye girecek ana, baba, es ve çocuklari ile kardeslerinden birinin agir bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastaliga tutulmus olmasi hallerinde kullanabilecegi ayliksiz izin süresi (105 inci maddede yer verilen aylikli izin süresi haricinde) onsekiz aya çikarilmaktadir.
2- Dogum sonrasi ayliksiz izin süresi 24 aya çikarilmakta ve bu izinden babanin da yararlanma imkani getirilmektedir. Ancak, çocukla ilgilenme sorumlulugunun yerine getirilmesine yönelik olarak süre uzatimi saglanirken, söz konusu sürenin ayliksiz izin olarak öngörülmesi “çocuga bakma yükümlülügü”nün gereklerinin yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan gelirin nasil elde edilecegi kismini cevapsiz birakmaktadir. Bu nedenle, dogum sonrasi 24 aylik izin süresinin en az 12 aylik bölümünün ebeveynlerden sadece birisi açisindan da olsa aylikli izin olarak kullanilabilmesinin öngörülmesi “aile” kavraminin son derece önemsendigi bir toplumun kamu idaresi açisindan daha uygun olacagi açiktir.
3- Kendisi ya da esi tarafindan üç yasindan küçük bir çocugu evlat edinmesi durumunda memura, yirmidörtay ayliksiz izin kullanabilme imkani saglanmaktadir. Eslerin birlikte evlenmesi ve her ikisinin de memur olmasi halinde yirmidört aylik ayliksiz izin hakkini dönüsümlü olarak kullanma imkani getiriliyor. Bu hükümde, evlat edinme gerçeklestigi tarihten sonraki ilk sekiz haftalik bölüm için aylikli izin süresinin öngörülmesi gerektigi degerlendirilmekle birlikte yirmidörtaylik ayliksiz izin süresinin en az 12 aylik bölümünün aylikli izinli olarak kullanilmasi daha uygun olurdu.
4- Hizmet süresine dayali olarak ayliksiz izin talebinde bulunmak için gereken süre 10 yildan 5 yila indirilmekte ve ayliksiz izin süresi de 6 aydan bir yila çikarilmaktadir. Diger taraftan bu izin süresini bir defada kullanma zorunlulugu bir yillik ayliksiz izin süresini ikiye bölerek kullanma imkani getirilmektedir.
Düzenlemede genel itibariyla ayliksiz izin sürelerinin arttirilmasi olumlu olmakla birlikte, ayliksiz izin kullanan memurlarin bu süreyle sinirli olmak üzere ticaret ve gelir getirici faaliyetlerde bulunma yasagindan muaf tutulmasi yönünde düzenleme yapilmasi yerinde olacaktir. Aksi halde, ayliksiz izin kullanma hakki, bu hakki kullanan memurlar açisindan kisisel ya da aile bütçelerinde telafisi mümkün olmayacak zararlar olusturabilecektir.
MADDE 82- 657 sayili Kanun’un 109 uncu maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Memur bilgi sistemi, özlük dosyasi:
MADDE 109- Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasi esas alinarak kurumlarinca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar. Her memur için bir özlük dosyasi tutulur.
Özlük dosyasina, memurun kisisel ve mesleki bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme, sorusturma, denetim raporlari, disiplin cezalari ile ödül ve basari belgesi verilmesine iliskin bilgi ve belgeler konulur.
Memurlarin basari, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrilmalarinda veya hizmetle iliskilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yaninda özlük dosyalari göz önünde bulundurulur.
Özlük dosyalarinin tutulma esaslari ile özlük dosyalarinda yer alacak belgelere iliskin usûl ve esaslar Devlet Personel Baskanliginca belirlenir.”
1- Otomasyon ve doküman sistemlerinin elektronik ortamda tutulmasi seklindeki fiili durumun bir yansimasi olarak memur kütügü uygulamasi kaldirilmakta ve personel bilgilerinin elektronik ortamda ve otomasyon odakli tutulmasi yöntemine geçilmektedir.
2- Özlük dosyasi uygulamasi (sicil uygulamasinin kaldirilmasi nedeniyle sicil raporlari hariç olmak üzere) devam etmektedir.
3- Degisiklik öngören maddenin üçüncü fikrasinda yer verilen “… hizmetle iliskilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yaninda” ibaresiyle kastedilmek istenen içerik ve uygulama belirsiz oldugu gibi bu ibareyle iliskilendirilecek nitelikte bir hüküm Kanunun diger hükümlerinde de bulunmamaktadir. Devlet memurlugunun sona erdiren neden ve hallerin belirtildigi 98 inci maddede “hizmet gerekleri nedeniyle hizmetle ilisigin kesilmesi seklinde bir gerekçeye yer verilmedigi dikkate alindiginda yanlis anlamalara ve/veya yanlis kullanmaya müsait olan bu ibarenin madde metninden çikarilmasi uygun olacaktir.
MADDE 83- 657 sayili Kanun’un 122 nci maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Basari, üstün basari degerlendirmesi ve ödül:
MADDE 122- Görevli olduklari kurumlarda olaganüstü gayret ve çalismalari ile emsallerine göre basarili görev yapmak suretiyle; yüksek miktarda kamu kaynaginda önemli ölçüde tasarruf saglanmasinda, kamu zararinin olusmasinin önlenmesinde, kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde artirilmasinda veya sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayali olarak katki sagladiklari tespit edilen memurlara, merkezde bagli veya ilgili bakan, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafindan basari belgesi verilebilir. Üç defa basari belgesi alanlara üstün basari belgesi verilir.
Üstün basari belgesi verilenlere, merkezde bagli veya ilgili bakan ve illerde valiler tarafindan uygun görülmesi hâlinde en yüksek Devlet memuru ayliginin (ek gösterge dâhil) % 200’üne kadar ödül verilebilir.
Bu maddeye göre bir malî yil içinde ödüllendirileceklerin sayisi, kurumun yilbasindaki dolu kadro mevcudunun binde onundan, Gümrük Müstesarligi, Millî Egitim Bakanligi ve Emniyet Genel Müdürlügü kadrolari için binde yirmisinden fazla olamaz. Yil içinde ödüllendirilen personel sayisi kurumlarinca izleyen yilin Ocak ayi sonuna kadar Devlet Personel Baskanligina bildirilir.
Kamu kurum ve kuruluslari yürütmekte olduklari hizmetlerin özelliklerini göz önünde bulundurarak memurlarinin basari, verimlilik ve gayretlerini ölçmek üzere, Devlet Personel Baskanliginin uygun görüsü alinmak kaydiyla, degerlendirme ölçütleri belirleyebilir.”
1- Tesekkür ve takdirname yerine ödüllendirme araci olarak “basari” ve “üstün basari” belgesi verilmesi öngörülüyor.
2- 657 sayili Kanunun mevcut 123 üncü maddesinin degisiklik tasarisiyla yürürlükten kaldirilmasinin öngörülmesine bagli olarak aylikla ödüllendirme olarak isimlendirilen uygulama da bu madde hükmü içerisinde düzenlenmistir.
Ancak, cezalandirmada ve basari belgesinin verilmesinde oransal bir sinirlama öngörülmezken aylikla ödüllendirmede, kurumlarin dolu kadro mevcudu üzerinden getirilen %1 ve %2’lik sinirlamada israrci olunmasi makul görülemez.
3-Aylikla ödüllendirme tutarinin sinirinin, bütün memurlar için ortak olacak sekilde ve mevcut uygulamadakinden yüksek olacak biçimde en yüksek Devlet memuru ayliginin %200’ü olarak belirlenmesi de olumlu bir yaklasimdir. Ancak, aylikla ödüllendirme uygulamasinin, “üstün basari belgesi almak” ön sartina, üstün basari belgesi almak için üç kez basari belgesi almak sartina baglandigi, aylikla ödüllendirmeye iliskin oransal sinirlarin mali yil odakli uygulandigi dikkate alindiginda üç kez basari belgesi almak durumunun ayni mali yil içerisinde mi gerçeklesmesinin gerektigi tereddüdü olusmaktadir. Bu tereddüdün kaldirilmasi ve ödül-ceza dengesinin saglanmasina katki saglamak amaciyla “üstün basari belgesi”nin münhasiran verilmesine de imkan saglanmasi ve hükmün “üçüncü kez basari belgesi alanlara basari belgesiyle birlikte üstün basari belgesi de verilir.” seklinde düzenlenmesi uygun olacaktir.
4- Üstün basari belgesine sahip olan personelin aylikla ödüllendirilmesine iliskin yetkinin takdiri yetki olmaktan çikarilip bagli yetki seklinde düzenlenmesi görev motivasyonu ve ödüllendirme ilkeleri açisindan daha uygun düsecektir.
MADDE 84- 657 sayili Kanun’un 125 inci maddesinin, (C) bendinin (g), (h) ve (j) alt bentleri yürürlükten kaldirilmis; (E) bendinin (a) alt bendinde yer alan “engelleme” ibaresi “kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme” olarak, (f) alt bendi asagidaki sekilde degistirilmis, ikinci fikrasinda yer alan “sicilden” ibaresi “özlük dosyasindan” ve üçüncü fikrasinda yer alan “iyi veya çok iyi derecede sicil alan” ibaresi “ödül veya basari belgesi alan” olarak degistirilmistir.
“f) Amirlerine, maiyetindekilere ve is sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,”
Tasarinin TBMM’ne ilk sevk edilen seklinde disiplin cezalariyla ilgili olarak oldukça kapsamli ve Devlet memurlarinin is güvenligini tehdit edecek sekilde, mevcut fiillerin daha agir disiplin cezalariyla iliskilendirilmesi yönünde hükümler mevcuttu. Konfederasyonumuz Memur-Sen’in ilgili-yetkili kisi ve kurumlar düzeyinde yürüttügü girisimlerle, maddenin kapsami oldukça daraltilmistir.
Ancak, mevcut düzenlemede, takdiri hafifletici sebep olarak öngörülen “iyi veya çok iyi derecede sicil alan” ibaresinin, sicil sisteminin kaldirilmasina bagli olarak hüküm içeriginden çikarilmasi ve ödül veya basari belgesi almak sartinin getirilmesi kabul edilebilir degildir.
Diger taraftan, is sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak fiilinin, Devlet memurlugundan çikarma cezasini gerektiren fiil olarak belirlenmesi, özellikle dogrudan insan odakli hizmet sunan hizmetleri yürütmekte olan kamu görevlileri açisindan risk içermektedir. Bu hükmün, içeriginde is sahiplerine fiili tecavüzde bulunmanin yargi karariyla sabit bulunmasi sartina baglanmasi , gerek kamu görevlisi gerekse kamu kurumu açisindan uygun olacaktir.
MADDE 85- 657 sayili Kanun’un 132 nci maddesinin üçüncü fikrasinda yer alan “sirali sicil amirine” ibaresi “üst disiplin amirine” olarak degistirilmis, dördüncü fikrasi asagidaki sekilde degistirilmis ve besinci fikrasi yürürlükten kaldirilmistir.
“Ayliktan kesme cezasiyla tecziye edilenler 5 yil, kademe ilerlemesinin durdurulmasi cezasi ile tecziye edilenler 10 yil boyunca, daire baskani kadrolarina, daire baskani kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teskilatlarinin en üst yönetici kadrolarina, düzenleyici ve denetleyici kurumlarin baskanlik ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarina atanamazlar.”
1- Verilen disiplin cezalarinin, sicil uygulamasinin ve buna bagli olarak sicil amiri sifatinin kaldirilmis olmasi nedeniyle “üst disiplin amirine” bildirilmesi öngörülmektedir.
2- Ayliktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulmasi cezasiyla tecziye edilenlerin daire baskanligi ve üstü görevlere atanamamasini düzenleyen hüküm, mevcut düzenlemenin 5 inci fikrasini da kapsayacak sekilde degistirilmektedir.
Diger taraftan, özel sektörde veya serbest olarak çalismakta iken kamu kurum ve kuruluslarinin üst düzey yöneticilik görevlerine atanma imkani getirilen kisilerin, özel sektörde ve serbest olarak çalistiklari sürelerde söz konusu disiplin cezalariyla muhatap olmayacaklari dikkate alindiginda özel sektörden kamuya yönetici transferi siklikla kullanilan bir yöntem haline gelecektir.
Madde içeriginde belirtilen yöneticilik görevlerine atanamamak yönüyle mevcut hükümde herhangi bir süre sinirlamasi bulunmamakta iken, degisiklikle üst görevlere atanamamayla ilgili sinirlamaya süre kaydi getirilmektedir. Bu kapsamda, ayliktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulmasi yönüyle de bir ayirima gidilerek, ayliktan kesme cezasi alanlarin 5, kademe ilerlemesi cezasi alanlarin 10 yil süreyle maddede ismen sayilan veya belirtilen görevlere atanamayacagi öngörülmektedir.
MADDE 86- 657 sayili Kanun’un 135 inci maddesi asagidaki sekilde degistirilmistir.
“MADDE 135- Disiplin amirleri tarafindan verilen uyarma, kinama ve ayliktan kesme cezalarina karsi disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulmasi cezasina karsi yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.
Itirazda süre, kararin ilgiliye tebligi tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalari kesinlesir.
Itiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarini vermek zorundadir.
Itirazin kabulü hâlinde, disiplin amirleri karari gözden geçirerek verilen cezayi hafifletebilir veya tamamen kaldirabilirler.
Disiplin cezalarina karsi idari yargi yoluna basvurulabilir.”
1- Uyarma ve kinama cezalariyla sinirli olan disiplin cezalarina itiraz etme imkani ayliktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulmasi cezalari için de getirilmektedir.
2- Uyarma ve kinama cezalari dahil olmak üzere disiplin cezalarina yapilacak itirazlarin cezanin türüne göre disiplin kuruluna ya da yüksek disiplin kuruluna yapilmasi uygulamasi hayata geçirilmektedir.
3- Mevcut düzenlemedeki 7 günlük itiraz süresinin arttirilmamasi eksikliktir. Itiraz süresinin 15 gün olarak düzenlenmesi ve itiraz öncesinde ilgililerin haklarinda düzenlenen ve kendilerine disiplin cezasi verilmesine esas olan sorusturma raporunu incelemesine imkan saglamak suretiyle hak arama özgürlügü kapsamli eksikligin giderilmesi gerekmektedir.
4- Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarinin kesinlesecegine iliskin hüküm tereddüt olusturmaktadir. Kesinlesme, verilen disiplin cezasina karsi yargi yoluna basvurma imkaninin ortadan kalkmasi anlamina gelmektedir yoksa süresinde itiraz edilmeyen disiplin cezasinin baska bir idari islemle kaldirilmamasi anlamina gelmektedir. Diger taraftan, itiraz ile yargi yoluna basvurma arasinda bir bag kurulup kurulmayacagi, itiraz yoluna basvurmaksizin yargi yoluna basvurulup basvurulamayacagi hususunun netlestirilmesi gerekmektedir.
Kaymakamlar tarafindan verilen disiplin cezalarina karsi yapilacak itirazin valiye yapilmasina iliskin düzenleme çeliski olusturmaktadir. Bakan tarafindan verilen uyarma ya da kinama cezasina karsi disiplin ya da yüksek disiplin kuruluna basvurulabilmek mümkünken kaymakam tarafindan verilen disiplin cezasina karsi itirazin valiye yapilmanin öngörülmesi hiyerarsik yapiyla da örtüsmemektedir.
5- Itiraz incelemesi sonucunda verilecek kararin kabul ya da ret seklinde olusturulmasi, itirazin kabulü halinde disiplin cezasi hakkinda yapilacak daha alt disiplin cezasi veya cezanin tamamen kaldirilmasi isleminin cezayi veren disiplin amiri tarafindan tesisi itiraz müessesinin mantigina aykiridir. Itirazin kabulü sonrasinda disiplin amirince tesis edilecek islemin disiplin cezasinin daha alt disiplin cezasina dönüstürülmesi halinde bu yeni cezanin itiraza konu edilip edilmeyecegine iliskin belirsizlik giderilmelidir. Esasen, itiraz üzerine yapilacak inceleme sonucunda itiraz merci itirazi kabul etmesi halinde, cezanin tamamen kaldirilmasi ya da hafifletilmesine iliskin karari da vermelidir. Aksi halde bir itirazdan degil disiplin ya da yüksek disiplin kurulu ile istisare yapma zorunlulugundan bahsetmek gerekir. Bu bakimdan, degisiklik düzenlemesinin bu yönüyle yeniden degerlendirilmesi uygun olacaktir.
MADDE 87- 657 sayili Kanun’un 231 inci maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Kamu personeli bilgi sistemi:
MADDE 231- Devlet Personel Baskanligi, kurulus kanunlarina ve bütçe türlerine bagli kalinmaksizin, tüm kamu kurum ve kuruluslarinin teskilat yapilarina ve personeline iliskin konularda, gerekli gördügü bilgi ve belgeleri kamu kurum ve kuruluslarindan talep eder.
Kamu kurum ve kuruluslari; atama, yer degistirme, görevde yükselme, unvan degisikligi ve Devlet Personel Baskanliginca belirlenecek diger personel hareketlerini bildirmek zorundadir. Bu bildirim sartina uyulmaksizin gerçeklestirilecek islemlerden herhangi bir malî hak kaybi, malî sorumluluk veya kamu zarari dogmasi hâlinde ilgili kurumun en üst amirine rücu edilir.
Bu maddenin uygulanmasina iliskin usûl ve esaslar ile istisna tutulacak kamu kurum ve kuruluslari Bakanlar Kurulunca belirlenir.”
Bu degisiklikle Devlet Memurlari Kanunu sistemi içerisine dahil edilen “Kamu Personeli Bilgi Sistemi”nin isleyisine iliskin hükümlere yer verilmektedir.
Bu degisiklik tasarisiyla 657 sayili Kanun’un 109 uncu maddesinde yapilacak degisiklikle paralellik içeren bu hükmün basligiyla içerigi arasinda anlamli bir baglanti bulunmamaktadir.
“Kamu personel bilgi sistemi” kavramiyla kastedilmek istenen soyut bir belge, bilge akis süreci midir yoksa kamu personelinin kisisel ve mesleki bilgilerinin elektronik ortamda tutulmasina yönelik bir belge doküman sistemi midir? Bu sorunun cevabina madde içeriginden ulasilamamaktadir.
Kamu personeli bilgi sisteminde yer almasi gereken bilgi basliklarindan birinin personelin sendika üyesi olup olmadigi, hangi sendikanin üyesi oldugu seklindeki bilgi kayitlari olmasi saglanmalidir. Bu bilginin kurumlar tarafindan sürekli güncellenmek suretiyle bilgi sistemi içerisine aktarilmasi, sendika üye sayilarinin daha kolay ve etkin bir sekilde belirlenmesine ve ihtiyaç oldugunda kullanilabilmesine imkan sagladigi gibi 4688 sayili Kanunun personelle ilgili islemler ve tereddütleri gidermek konusunda yetkili kildigi Devlet Personel Baskanligi’nin sendikal örgütlenmeye dayali olarak yillardir talep ettigi Kamu Görevlileri Sendikalari Dairesi Baskanligi’nin kurulmasinin da önüne açacaktir.
Diger taraftan, kisisel verilerin korunmasi ve ilgilerin rizasi olmaksizin islenememesi hükmü geregince memurlarin bu sifatlariyla dogrudan ilgili olmayan bilgilerinin bilgi sistemi içerisinde yer almasi durumunda bilgilerin korunmasi ve kötü niyetle kullanilmasinin önüne geçilmesine yönelik olarak alinmasi gereken tedbirleri alma görev ve sorumlulugunun da hangi kuruma ya da kurumlara ait olacaginin da bu madde kapsaminda ifade edilmesi uygun olacaktir.
MADDE 88- 657 sayili Kanun’un ek 8 inci maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Kurumlar arasi geçici süreli görevlendirme:
EK MADDE 8- Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalistiklari kurumun izni ile diger kamu kurum ve kuruluslarinda asagida belirtilen sartlarla geçici süreli olarak görevlendirilebilir:
a) Yurtdisinda görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, memurun görevlendirilecegi kurumda göreve iliskin 4 üncü ve daha yukari bir dereceden bos bir kadronun bulunmasi sarttir.
b) Geçici süreli görevlendirilen memurlar, geçici süreli olarak görevlendirildikleri kurumlarin mevzuatina uymakla yükümlüdür.
c) Geçici süreli olarak görevlendirilen memurlar, yurtdisinda görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, ayliklari ile diger malî ve sosyal haklarini kurumlarindan alir. Bu memurlarin kadrolari ile iliskileri, kendi sinif ve derecelerindeki terfi ve emeklilik haklari devam eder.
d) Geçici süreli görevlendirme süresi bir yilda alti ayi geçemez. Yurtdisinda görevlendirilen güvenlik görevlileri için geçici görevlendirme süresi en çok iki yildir; gerekli görülmesi hâlinde bu süre bir katina kadar uzatilabilir.
e) Geçici süreli görevlendirmenin, memurlarin meslegi ile ilgili olmasi sarttir.
f) Geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranir.
Birinci fikrada belirtilen hâller disinda memurlar, kamu yarari ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulmasi hâlinde kurumlarinca, Devlet Personel Baskanliginin uygun görüsü alinarak diger kamu kurum ve kuruluslarinda alti aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilir.”
1-657 sayili Kanunun mevcut halindeki ek 8 inci ve ek 9 uncu madde küçük degisiklikler yapilmak suretiyle tek bir madde haline getirilmistir.
2- Geçici görevlendirme yapilacak kadroya iliskin derece sinirlamasi 7 nci dereceden 4 üncü dereceye çikarilmistir.
3- Hangi görevlere ve kadrolara görevlendirme yapilacagi, yil içerisinde kaç personelin geçici süreli görevle baska kurumlara gönderilebilecegi veya kurumda görevlendirilebilecegi hususu belirsiz birakilmistir.
4- Geçici süreli görevlendirilen memurun, görevlendirildigi kurumun mali haklarindan yararlanmasi engellenmistir.
5- “Geçici süreli görevlendirmenin memurun meslegiyle ilgili olmasi” ibaresi uygulamada sikintilar çikaracak niteliktedir. Memurun mesleginden kastedilen devlet memuru sifatiyla sahip oldugu kadro ve unvan midir yoksa mezun oldugu orta ve yüksekögretim programi çerçevesinde edindigi unvan midir? Örnegin sube müdürünün geçici süreli görevlendirilmek istenmesi halinde meslegi ne kabul edilecektir.
6- Diger taraftan, degisiklik metninin son fikrasinda, kamu yarari ve hizmet gerekleri dogrultusunda ihtiyaç olusmasi halinde kurumlarin personelini re’sen geçici süreli görevlendirebilecegine iliskin yetki, keyfi kullanima ve magduriyet olusturmaya mümkün bir düzenlemedir. Bu düzenlemenin mutlak surette madde kapsamindan çikarilmasi ya da re’sen geçici süreli görevlendirmeye iliskin sinirlamalarin madde içerisinde açikça ifade edilmesi gerekir.
7- Geçici süreli görevlendirmenin zaman bakimindan sinirlanmasinin mali yil eksenli olmak üzere 6 ay olarak belirlenmesi makul degildir. Bu nedenle, geçici süreli görevlendirmeyle ilgili sinirlamanin hizmet süresi odakli ve hizmet süresi boyunca 24 ayi geçmeyecek sekilde belirlenmesi gerekir.
8- Geçici süreli görevlendirilen memurun, kurumundaki uygulamalara (hizmetiçi egitim, görevde yükselme, unvan degisikligi, yer degistirme vb.) basvuruda bulunabilecegi ya da katilabilecegine iliskin bir kayda yer verilmesi uygun olacaktir.
9- Geçici süreli görevlendirilen memura, kadrosunun bulundugu kurumda aldigi aylik ve ücretler toplaminin görevlendirdigi kurumda yürüttügü görevi yürütmekte olanlarin aylik ve ücretleri toplamindan az olmasi halinde aradaki farkin geçici süreli görevlendirme tazminati olarak ödenmesi saglanmalidir.
MADDE 89- 657 sayili Kanuna asagidaki madde eklenmistir.
“Uzman istihdami:
Ek Madde 40- A) Adalet, Millî Savunma, Içisleri, Disisleri, Millî Egitim, Bayindirlik ve Iskân, Saglik, Tarim ve Köyisleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanliklari ile Devlet Su Isleri, Karayollari, Orman, Basin Yayin ve Enformasyon, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Yüksekögrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, Gençlik ve Spor, Maden Tetkik ve Arama genel müdürlükleri, Yüksekögretim Kurulu, Ögrenci Seçme ve Yerlestirme Merkezi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Özel Çevre Koruma Kurumu baskanliklari merkez teskilatinda ana hizmet birimlerinde, uzman ve uzman yardimcisi istihdam edilir.
*******Maddenin bu bendiyle, bent içerisinde sayilan bakanliklarin merkez teskilatinin – kurulus kanunlarinda- ana hizmet birimi olarak belirlenmis birimlerinde istihdam edilmek üzere uzman ve uzman yardimcisi kadrolari istihdam edilmektedir.
Bu kadrolarin ihdas edilmesinin, uzman ve uzman yardimcisi istihdam edilmesinin etkileri, sonuçlari ve olusturdugu degisiklikler maddenin ilerleyen bentlerinde ve düzenlemenin sonraki maddelerinde irdelenecektir.*******
B) Uzman yardimciligina atanabilmek için; 48 inci maddede sayilan sartlara ek olarak, yapilacak yarisma sinavinda basarili olma ve sinavin yapildigi yilin Ocak ayinin ilk gününde otuz yasini doldurmamis olma ile;
1. Adalet Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
2. Millî Savunma Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
3. Içisleri Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
4. Disisleri Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, uluslararasi iliskiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
5. Millî Egitim Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler, egitim ve fen-edebiyat fakültelerinden,
6. Bayindirlik ve Iskân Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadi ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin insaat mühendisligi, mimarlik, sehir ve bölge planlamami bölümlerinden,
7. Saglik Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler, tip, eczacilik ve dis hekimligi fakültelerinden,
8. Tarim ve Köyisleri Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler, veterinerlik ve ziraat fakültelerinden,
9. Enerji ve Tabii Kaynaklar Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
10. Devlet Su Isleri Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin insaat mühendisligi, mimarlik, sehir ve bölge planlamasi bölümlerinden,
11. Karayollari Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin insaat mühendisligi, mimarlik, sehir ve bölge planlamasi bölümlerinden,
12. Orman Genel Müdürlügü Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler, orman ve ziraat fakültelerinden,
13. Basin Yayin ve Enformasyon Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler ve iletisim fakültelerinden,
14. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin sosyal hizmetler bölümünden,
15. Yüksekögrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
16. Gençlik ve Spor Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
17. Maden Tetkik ve Arama Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin maden mühendisligi bölümünden,
18. Yüksekögretim Kurulu Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
19. Ögrenci Seçme ve Yerlestirme Merkezi Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,
20. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Uzman yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin Türk dili ve edebiyati ve tarih bölümlerinden,
21. Özel Çevre Koruma Uzman Yardimciligi için, en az dört yillik lisans egitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin çevre mühendisligi, insaat mühendisligi, mimarlik, sehir ve bölge planlamasi bölümlerinden,
veya bu bakanliklar ve kurumlarca yürütülen kurumsal hizmet gerekleri çerçevesinde yönetmelikle belirlenen fakültelerden ya da bunlara denkligi Yüksekögretim Kurulu tarafindan kabul edilen yurt içindeki veya yurt disindaki ögretim kurumlarindan mezun olma sarti aranir.
Uzman yardimcilari meslege özel yarisma sinavi ile alinir. Uzman yardimciligi giris sinavi ÖSYM Baskanligi tarafindan yapilan eleme sinavi sonuçlarina göre; yazili ve sözlü sinav veya yalnizca sözlü sinavdan olusur. Ögrenim dallari itibariyla belirlenecek uzman yardimciligi kadrolarina giris sinavi için, eleme sinavi sonucunda aranacak puan türleri, taban puanlari ve sinavda alinan basari derecelerine göre çagrilacak aday sayisi tespit edilerek, giris sinavi duyurusuyla ilan yapilir. Ancak, giris sinavina çagrilacak aday sayisi, atama yapilacak kadro sayisinin yirmi katindan, yalnizca sözlü sinav yapilmasi hâlinde sözlü sinava çagrilacak aday sayisi giris sinavi duyurusunda belirtilen kadronun dört katindan fazla olamaz. Yazili sinav; kurumun görev alanina göre yönetmelikle belirlenen konulardan yapilir. Yazili sinav sonucunda yetmis puandan az olmamak üzere, en yüksek puandan baslanarak giris sinavi duyurusunda belirtilen kadronun dört katina kadar aday sözlü sinava çagrilir. Sözlü sinav adaylarin;
a) Sinav konularina iliskin bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayip özetleme, ifade yetenegi ve muhakeme gücü,
c) Liyakati, temsil kabiliyeti, davranis ve tepkilerinin meslege uygunlugu,
d) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandiriciligi,
e) Genel yetenek ve genel kültürü,
f) Bilimsel ve teknolojik gelismelere açikligi,
yönlerinden degerlendirilerek, ayri ayri puan verilmek suretiyle gerçeklestirilir.
Adaylar, komisyon tarafindan (a) bendi için elli puan (b) ila (f) bentlerinde yazili özelliklerin her biri için onar puan üzerinden degerlendirilir ve verilen puanlar ayri ayri tutanaga geçirilir. Bunun disinda sözlü sinav ile ilgili herhangi bir kayit sistemi kullanilmaz. Sinav komisyonu; kurum içinden veya disindan yönetmelikle belirlenen kisilerden olusur. Sözlü sinavda basarili sayilmak için, komisyon baskan ve üyelerinin yüz tam puan üzerinden verdikleri puanlarin aritmetik ortalamasinin en az yetmis olmasi sarttir. Basari puani en yüksek olan adaydan baslanmak suretiyle giris sinavi duyurusunda belirtilen uzman yardimcisi kadro sayisi kadar asil adayin isimleri ile yazili ve/veya sözlü sinavda basarili olmak sartiyla, giris sinavi duyurusunda belirtilen uzman yardimcisi kadro sayisinin yarisini geçmemek üzere komisyon tarafindan belirlenen sayida yedek adayin isimlerini kapsayan bir liste belirlenerek ilan edilir.
1- Maddenin (A) bendinde sayilan Bakanlik ve diger kamu kurum ve kuruluslarinda istihdam edilecek uzman yardimcilari ve uzmanlarda aranacak genel ve özel sartlar belirlenmistir.
2- Uzman yardimciligi için üst yas sinirinin 30 olarak belirlenmis olmasi, halen kamu personel sistemi içerisinde görev yapmakta olan 30 yas üstü personel açisindan kariyer ve liyakat yönlü bir magduriyet olusturmaktadir. Kamu erki açisindan ise, uzun yillar kamu hizmetinin içinde ayni ya da farkli görevleri yürüterek tecrübe edinmis ve kurumsallikla ilgili donanima sahip olmus küçümsenmeyecek bir potansiyelden mahrum kalmak anlamina gelmektedir. Özel sektörde ve veya serbest olarak çalisanlari müstesarlik gibi en üst düzey yöneticilik görevlerine atamaya imkan saglayan bir düzenlemede, mevcut kamu personelinin uzman yardimciligi ya da uzmanlik gibi görevlere atanmak yönüyle yas odakli sinirlama getirilmesi anlasilir degildir. Daha net bir ifadeyle, telafisi imkansiz zararlar olusturacak bir çeliskidir.
3- Uzman yardimciligi için aranan ögrenim sartinda hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, isletme ve iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlari ortak alan olarak belirlenmistir. Bunun yaninda ilgili bakanligin, genel müdürlügün ya da baskanligin görev alaniyla dogrudan ilgili olan yüksek ögretim programlarindan mezun olanlara da kismen yer verilmistir.
4-Ayrica kurumlar, kanunda yazili olanlara ilave olarak uzman yardimciliginda istihdam edileceklerin mezun olmalari gereken yüksek ögretim programlarini kendileri tarafindan çikarilacak yönetmelikle belirleyebilecektir. Hukuk, siyasal bilgiler ve iktisadi idari bilimler fakültelerinden mezun olanlarin kanun hükmüyle hak sahibi kilinmasi, uzman yardimciligi kadrosu ihdas edilen kurumlar açisindan kendi stratejik planlamalari ve gelecek dönem hedefleri açisindan olumsuz sonuçlar dogurabilecektir.
5- Uzman yardimciligi eleme sinavinin KPSS’dan bagimsiz yeni bir sinav mi oldugu yoksa KPSS kapsaminda yapilacak bir sinav mi oldugu belirsizdir. Söz konusu sinavin KPSS’dan bagimsiz bir sinav olarak öngörülmüs olmasi halinde KPSS sistemi önemli bir yara almis olacaktir.
6- ÖSYM tarafindan yapilan eleme sinavindan sonra gerçeklestirilecek uzman yardimciligi giris sinaviyla ilgili kesin belirleme yapilmamis olmasi ve söz konusu sinavin sadece sözlü sinav seklinde gerçeklestirilmesinin öngörülmesi “idareye güven ilkesi” açisindan hakli ve yüksek tartismalar çikmasina da neden olabilecektir.
7- Diger taraftan, uzmanliga giris sinavinin yazili veya sözlü olarak gerçeklestirilmesi durumunda sinava çagrilacak aday sayisi arasindaki farklilik oldukça yüksektir. Bu farklilik, kurum ve kuruluslarin sözlü sinav tercihiyle oldukça fazla sayida adayi bir anda elemek gibi bir takdir yetkisine sahip kilinmasi anlamina geliyor.
8- Sözlü sinavin yöntemi de tartismalara neden olacak türdendir. Sözlü sinavda adaylarin sorulara verdigi cevaplarin kayit altina alinmamasi, sadece sinav komisyonunun verdigi notlarin kayit altina alinmasiyla yetinilmesi, sinav sonuçlariyla ilgili olarak yargi yoluna basvurma imkaninin daha genis bir bakis açisiyla idarenin yargisal denetiminin ve bireyin hak arama özgürlügünün önüne geçmek anlamina gelmektedir. Bu nedenle, sözlü sinav uygulamasina iliskin hükümlerin yeniden degerlendirilmesi yerinde olacaktir.
9- Uzman yardimciligi ve uzmanlikla ilgili atama sürecinin kanun yapma tekniginden daha çok yönetmelik hatta yönerge teknigiyle yazilmasi uygulama sürecinde olumsuzluklar yasanmasina neden olabilecektir. *****
C) Uzman yardimciligina atananlar, en az üç yil çalismak ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek konularda hazirlayacaklari uzmanlik tezinin, olusturulacak tez jürisi tarafindan kabul edilmesi kaydiyla, yapilacak yeterlik sinavina girmeye hak kazanirlar. Süresi içinde tezlerini sunmayan veya tezleri kabul edilmeyenlere tezlerini sunmalari veya yeni bir tez hazirlamalari için alti ayi asmamak üzere ilave süre verilir.
Yeterlik sinavinda basarili olanlarin uzman kadrolarina atanabilmeleri, Kamu Personeli Yabanci Dil Bilgisi Seviye Tespit Sinavindan asgarî (C), Disisleri Uzmanligi için asgarî (B) düzeyinde veya dil yeterligi bakimindan buna denkligi kabul edilen ve uluslararasi geçerliligi bulunan baska bir belgeye yeterlik sinavindan itibaren en geç iki yil içinde sahip olma sartina baglidir.
Sinavda basarili olamayanlar veya sinava girmeye hak kazandigi hâlde geçerli mazereti olmaksizin sinav hakkini kullanmayanlara, bir yil içinde ikinci kez sinav hakki verilir. Verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayan veya ikinci defa hazirladiklari tezleri de kabul edilmeyenler, ikinci sinavda da basari gösteremeyen veya sinav hakkini kullanmayanlar ile süresi içinde yabanci dil yeterliligi sartini yerine getirmeyenler, uzman yardimcisi unvanini kaybederler ve kurumlarinda durumlarina uygun kadrolara atanirlar.
Uzman yardimcilarinin uzmanlik kadrosuna geçis sürecinde, birden fazla degerlendirme asamasi kurulmasi uzman yardimcilarinin kamu adina hizmet üretmek yerine uzmanlik sinavini kazanmaya odakli bir anlayisa mahkum edecektir.
Sürecin basindan itibaren degerlendirildiginde;
a) Uzman yardimciligi eleme sinavi
b) Uzman yardimciligi giris sinavi
- Yazili ve sözlü sinav
- Sadece sözlü sinav
c) Uzmanlik tezi hazirligi ve savunmasi
d) Yeterlilik sinavi,
e) KPDS’den (C) düzeyinde –Disisleri uzmanlari açisindan (B) düzeyinde veya buna dek kabul edilen uluslararasi geçerliligi bulunan bir belgeye sahip olmak(Yeterlik sinavindan itibaren en geç iki yil içinde) seklinde oldukça uzun soluklu bir sinav sürecinden geçerek uzman kadrolarina atanmak söz konusu olabilecektir.
Uzman yardimciligindan uzmanliga geçmek için öngörülen süreçlerden herhangi birinde basarisiz uzman yardimcilari için öngörülen durumlarina uygun kadrolara atanma ifadesinin hangi görev ve kadrolari kapsadigi ve hangilerini kapsamayacaginin açik bir sekilde ifade edilmesi, uzman yardimcilari açisindan öngörme imkani saglamak yaninda bu hükmün kötüye kullanilmasinin da önüne geçecektir.
D) Uzman ve uzman yardimcilarinin meslege alinmalari, yetistirilmeleri, yarisma sinavi, tez hazirlama ve yeterlik sinavi ile uzman ve uzman yardimcilariyla ilgili diger hususlar, Devlet Personel Baskanliginin görüsü alinarak, kurumlarinca hazirlanacak yönetmelikle düzenlenir.
Uzman ve uzman yardimcilarinin meslege alinmalari basta olmak üzere diger hususlarin Devlet Personel Baskanligi’nin görüsü alinmak suretiyle kurumlar tarafindan çikarilacak yönetmelikler düzenlenmesi öngörülmektedir. Ancak, uzman ve uzman yardimcilarinin istihdamina iliskin maddenin oldukça kazuistik bir yöntemle düzenlenmis olmasi karsisinda söz konusu yönetmeliklerin kanun hükümlerinin tekrarindan ibaret olacagini söylemek yanlis olmayacaktir. Diger taraftan, her kurum tarafindan farkli düzenleme yapilmasi yerine Basbakanlik tarafindan hazirlanacak ortak bir yönetmelikle bu hususlarin düzenlenmesi daha uygun ve yerinde olacaktir.
E) Bu madde uyarinca istihdam edilen uzman ve uzman yardimcilari, 36 nci maddenin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fikrasinin (11) numarali bendine göre derece yükselmesinden, 152 nci maddenin “II - Tazminatlar” fikrasinin “(A) Özel Hizmet Tazminati” bendinin (i) alt bendinde yer alan özel hizmet tazminatindan, “(F) Denetim Tazminati” bendinde yer alan denetim tazminatindan ve (I ) sayili Ek Gösterge Cetvelinin “I - Genel Idare Hizmetleri Sinifi” bölümünün (h) bendinde yer alan ek göstergeden ayni usul ve esaslarla yararlanir.
F) Bu madde kapsaminda ihdas edilecek uzman ve uzman yardimciliklarinda kullanilmak üzere genel idare hizmetleri sinifindan üçüncü dereceli binyüzkirk adet uzman, dokuzuncu dereceli ikibinbesyüzkirk adet uzman yardimcisi kadrosu ihdas edilmistir. Bu kadrolari derece degisikligi yapmak suretiyle anilan bakanliklar ve kurumlara tahsis etmeye, Devlet Personel Baskanligi ve Maliye Bakanliginin teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu fikraya göre bakanliklar ve kurumlara tahsis edilen kadrolar, 190 sayili Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmis sayilir. Anilan kadrolara yapilacak atamalar, iki yil süreyle merkezî yönetim bütçe kanunlarinda yer alan açiktan veya naklen atamaya iliskin kadro sayisi kisitlamalarina tâbi degildir.
MADDE 90- 657 sayili Kanuna asagidaki geçici madde eklenmistir.
“Geçis hükümleri:
GEÇICI MADDE 36-
A) Bu Kanunun yürürlüge girdigi tarihten önce tutulmakta olan sicil dosyalari, bu Kanunun yürürlüge girdigi tarihi izleyen besinci yilin sonuna kadar muhafaza edilir. Bu Kanunun yürürlüge girdigi tarihten önce olumsuz sicil almis olan memurlarin itirazlari ve bu itirazlarin sonuçlandirilmasi, 657 sayili Kanunun bu Kanunla degistirilen veya yürürlükten kaldirilan hükümlerine göre sonuçlandirilir.
B) Bu Kanunun yayimi tarihinden önceki son alti yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlardan 37 nci maddede yer alan bir üst dereceye yükseltme uygulamasindan yararlanmamis olanlar hakkinda, bu Kanunla degistirilen 37 nci maddenin degisiklikten önceki hükmü uygulanir. Bu Kanunla degistirilen 37 nci maddede yer alan on yillik süre, ilk on yillik dönem için, bu Kanunun yürürlüge girdigi tarihten önceki;
a) Son bes yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için bes yil,
b) Son dört yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için alti yil,
c) Son üç yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için yedi yil,
d) Son iki yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için sekiz yil,
e) Son sicil notu doksan ve daha yukari olanlar için dokuz yil,
olarak uygulanir.
C) Bu Kanunun yayimi tarihinden önceki son alti yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlardan bir kademe ilerlemesi uygulamasindan yararlanmamis olanlar hakkinda, bu Kanunla degistirilen 64 üncü maddenin ikinci fikrasinin degisiklikten önceki hükmü uygulanir. Bu Kanunla degistirilen 64 üncü maddenin dördüncü fikrasinda yer alan on yillik süre, ilk on yillik dönem için, bu Kanunun yürürlüge girdigi tarihten önceki;
a) Son bes yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için bes yil,
b) Son dört yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için alti yil,
c) Son üç yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için yedi yil,
d) Son iki yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlar için sekiz yil,
e) Son sicil notu doksan ve daha yukari olanlar için dokuz yil,
olarak uygulanir.
D) 657 sayili Kanunun bu Kanunla degistirilen hükümleri geregince, ilgililere geriye dönük olarak herhangi bir sekilde malî ve sosyal hak saglanamaz ve hiçbir sekilde ödeme yapilmaz.
Sicil raporu ve sistemi uygulamasinin kaldirilmasi nedeniyle, mevcut sicil dosyalarinin 5 yil süreyle muhafaza edilmesi öngörülmektedir. Ancak, hükmün ilerleyen bölümlerinde yer verilen kayitlar dikkate alindiginda 5 yillik sürenin yetersiz oldugu ve sürenin 10 yil olarak belirlenmesi gerektigi degerlendirilmektedir.
657 sayili Kanunun mevcut 37 nci maddesinde yer verilen “Bu kanun hükümlerine göre ögrenim durumlari, hizmet siniflari ve görev unvanlari itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin dördüncü kademesinden aylik almaya hak kazanan ve son alti yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlardan son sicil notu olumlu bulunanlarin kazanilmis hak ayliklari kadro sarti aranmaksizin bir üst dereceye yükseltilir.” hükmü geregince 6 yillik sicil notu ortalamasinin 90 ve üzeri olmasina bagli olarak dayali olarak yükselebilecekleri derecenin bir üst derecesine yükselmem mümkünken bu degisiklik tasarisiyla 37 nci maddede yer verilen bu haktan yararlanabilmede 6 yillik sicil notu ortalamasi sarti yerine on yillik sürede disiplin cezasi almamis olmak sartina yer verilmesi sarti getirildiginden alti yillik sürenin 10 yila çikarilmasi kaynakli bir geçis süreci öngörülmektedir.
Bu geçis sürecinde, bu Kanunun yayimi tarihinden önceki son alti yillik sicil notu ortalamasi 90 ve üzeri olanlar hakkinda 37 nci maddenin mevcut halinin uygulanmasi öngörülürken son 5, 4, 3, 2 ve son yila ait sicil notu ortalamasi 90 ve üzeri olan personelin kazanilmis hak ayligi derecelerinin 37 nci madde çerçevesinde bir üst dereceye yükseltilmesine esas degerlendirme süresi sirasiyla 5, 6, 7, 8 ve 9 yil olarak belirlenmesi hakkaniyet ilkesiyle çelismektedir. Örnegin, son bes yillik sicil notu ortalamasi 90 ve üzeri olan personelin kazanilmis hak ayligiyla sinirli olmak üzere azami yükselebilecegi derecenin bir üst derecesine yükselebilmesi için “disiplin cezasi almamis olmak” sartina dayali degerlendirme 5 yil üzerinden yapilacaktir. Bir anlamda mevcut düzenleme itibariyla bir yillik süreye 4 yil daha eklenmektedir. Konunun hakkaniyetle uygun hale getirilmesi için (ve sicil notu ortalamasinin 90 ve üzeri olmasi sarti getirildigi de dikkate alinarak) söz konusu sürelerin 6 yila tamamlanacak sekilde 1 ila 5 yil olacak sekilde belirlenmesi uygun olacaktir.
Ayrica, geçis sürecine iliskin degerlendirmenin sicil notu ortalamasinin 90 ve üzeri olmasina ön sartina baglanmasi da makul degildir. Son yil hariç olmak üzere degerlendirme yapilmasi halinde sicil notu ortalamasi 90 ve üzeri olan bir personelin son yila ait sicil notu nedeniyle bu kapsamda degerlendirilmemesi hak gaspi gibi bir sonucun dogmasina neden olacaktir.
657 sayili Kanunun 37 nci maddesinde degisiklik yapilmasi kaynakli olarak öngörülen geçis süreci hakkinda yukarida yapilan degerlendirme, 64 üncü maddede degisiklik yapilmasina bagli olarak öngörülen geçis sürecine iliskin hüküm ve kayitlar için de aynen geçerlidir.
MADDE 91-
1) 657 sayili Kanunun;
a) 37 nci maddesinde yer alan “son alti yillik sicil notu ortalamasi doksan ve daha yukari olanlardan son sicil notu olumlu bulunanlarin” ibaresi “son on yillik süre içinde herhangi bir disiplin cezasi almayanlarin” olarak degistirilmistir.
Sicil sistemi ve uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak azami yükselebilecekleri derecenin dördüncü kademesinden aylik almaya hak kazananlarin kazanilmis hak ayliklarinin bir üst dereceye yükseltilmesi uygulamasindan yararlanabilmede “son on yillik süre içinde herhangi bir disiplin cezasi almamis olmak” sarti getiriliyor.
Ilave kademe verilmesine uygulamasina iliskin olarak 64 üncü maddede yapilan degisikligin yer aldigi tasarinin birinci maddesinde yapilan degerlendirme ve öneriler bu madde içinde geçerlidir.
b) 56 nci maddesinde yer alan “sicil” ibaresi “disiplin” olarak degistirilmistir.
Sicil uygulamasinin kaldirilmasi nedeniyle sicil amiri sifatinin söz konusu olmamasi nedeniyle adaylik devresi içerisinde göreve son verme teklifinin disiplin amirleri tarafindan yapilmasi öngörülmektedir.
c) 57 nci maddesinin birinci fikrasinda yer alan “Adaylardan en geç iki yil içinde Devlet memuru olabilmeleri için olumlu sicil alamayanlarin sicil amirlerinin teklifi” ibaresi “Adaylik süresi içinde disiplin cezasi almis olanlarin disiplin amirlerinin teklifi” olarak degistirilmistir.
Bu degisiklikle birlikte, adaylik dönemi içerisinde de 657 sayili Kanunun ve yürütülen görevle ilgili özel disiplin kanunu hükümlerinin aday memurlar içinde uygulanacagi hüküm altina alinmaktadir. Daha somut bir ifadeyle, disiplin cezasi yönüyle aday memurluk sifati söz konusu olmayacaktir, izin hakki, sendika üyesi olma hakki gibi bir çok konuda aday memur olmamak sartina yer veren 657 sayili Kanunda henüz devlet memurlugunu, kamu hizmetini, kamu kurumu anlayisini kavramamis ve bu konuda rehberlik yapilmamis olan aday memurlar hakkinda disiplin cezasi hükümlerinin öngörülmesi ve adaylik dönemi içerisinde disiplin cezasi alinmasi halinde ilisigin kesilmesi isleminin tesis edilmesi kanun tasarisinin diger hükümlerinde yer verdigimiz disiplin cezasina iliskin uygulamalarla is güvencesinin tehdit edilmekte oldugu kanaatimizi teyit eder niteliktedir.
Diger taraftan, ayliktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulmasini gerektiren fiillerin kapsaminin genisletilmesi ve ölçülülük ilkesine aykiri belirlemelerin yapilmasi karsisinda, henüz Devlet memurlugu sifatina ve yürütecegi görevlerin niteligine yönelik bir algiya sahip olmayan aday memurlar hakkinda disiplin cezalarinin çok rahatlikla tesis edilmesinin söz konusu olabilecek olmasi nedeniyle, aday memurlar üzerinde keyfi, yersiz ve dayatmaci bir amir olgusunun olusturulmasina firsat verildigi degerlendirilmektedir.
Ayrica, aday memurluk döneminde alinan disiplin cezalarinin görevle ilisik kesilmesi gibi oldukça agir bir sonuç içermesi karsisinda, alinan cezanin türüne dayali bir ayirim yapilarak ayliktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulmasi cezalari için ilisik kesme isleminin uygulanmasi, adaylik dönemi içerisinde uyarma ve kinama cezalarinin iki ya da üç kez alinmasi durumunda ilisik kesilmesi isleminin tesis edilecegi yönünde düzenleme yapilmasi uygun olacaktir.
ç) 58 inci maddesinde yer alan “ ve olumlu sicil alan adaylar sicil amirlerinin teklifi” ibaresi “adaylar disiplin amirlerinin teklifi” olarak degistirilmistir.
Sicil sisteminin ve sicil raporu uygulamasinin kaldirilmasina bagli olarak aday memurlarin asil memurluga atanmalarina iliskin degerlendirmede “olumlu sicil almis olma” sarti yerine “disiplin cezasi almamis olmak” sartina, asil memur olarak atanma teklifinin de sicil amiri yerine disiplin amiri tarafindan yapilmasi öngörülmektedir.
Kanun tasarisinin 657 sayili Kanunun 57 nci maddesiyle degisiklik yapilmasina iliskin hükmüyle ilgili degerlendirme bu madde için de aynen geçerlidir.
d) “Hizmet Sartlari ve Sekilleri” baslikli (IV) numarali kisminin 6 nci bölümünün basligi “Özlük Dosyasi” olarak degistirilmistir.
Sicil sistemi ve sicil raporu uygulamasina son verilmesi ve bunlarla ilgili hükümlerin yürürlükten kaldirilmasi nedeniyle 657 sayili Kanunun “Hizmet Sartlari ve Sekilleri” baslikli IV Kisminin, 109 ila 123 üncü maddelerin yer aldigi 6 nci bölümünün basligi bu yapisal degisiklige bagli olarak “Özlük Dosyasi” olarak degistirilmektedir.
e) 129 uncu maddesinin birinci fikrasinda yer alan “sicil dosyasini” ibaresi “özlük dosyasini” olarak degistirilmistir.
Kanun tasarisinin ayni maddesinin farkli bentlerinde 657 sayili Kanunun 129 uncu maddesiyle ilgili degisiklikler yapilmaktadir. Kanun tasarisinin 21 nci maddesinin 2 nci fikrasinin (h) bendiyle 129 uncu maddenin birinci fikrasindaki “sicil dosyasi” ibaresine yönelik bir degisiklik söz konusu iken ayni fikranin (k) bendiyle 129 uncu maddenin ikinci fikrasinda yer verilen “sicil dosyasi hariç” ibaresine iliskin bir degisiklik yapilmaktadir. 657 sayili Kanunun 129 uncu maddesinde yapilacak degisikliklerin ayni madde ya da fikra kapsaminda yapilmasi yerinde olacaktir.
129 uncu maddenin birinci fikrasinda yapilan degisiklik, sicil sistemi ve sicil dosyasi uygulamasinin kaldirilmasindan kaynaklanmakta olup, Yüksek Disiplin Kurulu tarafindan ilgili hakkinda yapilacak degerlendirmede özlük dosyasinin da incelenmesini öngörmektedir.
f) 133 üncü maddesinin madde basliginda yer alan “sicilden” ibaresi “özlük dosyasindan”, birinci fikrasinda yer alan “siciline” ibaresi “özlük dosyasina”, “sicil dosyasindan” ibaresi “özlük dosyasindan”, ikinci fikrasinda yer alan “sicil dosyasina” ibaresi “özlük dosyasina”, üçüncü fikrasinda yer alan “sicilden silinmesinde” ibaresi “özlük dosyasindan çikarilmasinda” olarak degistirilmistir.
Sicil sisteminin ve buna bagli olarak da sicil dosyasi uygulamasinin kaldirilmasi nedeniyle, baslik dahil olmak üzere disiplin cezalarinin sicilden silinmesini düzenleyen 133 üncü maddede yer verilen sicil ya da sicil dosyasi ibarelerinin yerine özlük ya da özlük dosyasi ibareleri getirilmektedir. Maddenin son fikrasinda yapilan degisiklikte “özlük dosyasindan çikarilmasi” ifadesinin kullanildigi dikkate alinarak, maddenin bütününde uyum saglanmasi amaciyla baslik dahil olmak üzere “özlük dosyasindan silinme” ya da “özlük dosyasindan çikarilma” ifadelerinden birinin tercih edilmesi uygun olacaktir.
Diger taraftan, sicil sisteminde hakkindaki disiplin cezasinin sicilinden silinmesini isteyen memur hakkindaki degerlendirmede sicil raporlari “sicilden silinme süresi içerisindeki davranislarin” uygunlugunu belirlemeye yönelik bir veri olustururken, sicil raporu uygulamasinin kaldirilmasi nedeniyle bu konuyla ilgili degerlendirmede hangi verilerin esas alinacaginin madde kapsaminda açik olarak ifade edilmesi ve disiplin cezasinin özlük dosyasindan silinmesi veya çikarilmasi taleplerinin degerlendirilmesinde amir tarafindan kullanilacak yetkinin takdiri yetki mi bagli yetki mi olduguna yönelik bir hükme yer verilmesi uygun olacaktir. Bu kapsamda, madde belirtilen süreler içerisinde disiplin cezasi alinmamis olmasi halinde disiplin cezalarinin baskaca bir isleme gerek kalmaksizin özlük dosyasindan silinmesi ya da çikarilmasi daha uygun olacaktir.
g) 2 nci maddesinin ikinci fikrasinin birinci cümlesi, 26 nci maddesinin birinci fikrasi, 98 inci maddesinin birinci fikrasinin (ç) bendinde yer alan “ve sicil” ibaresi, 129 uncu maddesinin ikinci fikrasinda yer alan “sicil dosyasi hariç,” ibaresi, 160 inci maddesinin ikinci fikrasi, 202 nci maddesinin ikinci fikrasinin ikinci cümlesi, 208 inci maddesinin birinci fikrasinda yer alan “ikiden fazla dahi olsa” ibaresi ile 38 inci, 65 inci, 66 nci, 106 nci, 110 uncu, 111 inci, 112 nci, 113 üncü, 115 inci, 117 nci, 118 inci, 119 uncu, 120 nci, 121 inci, 123 üncü, 136 nci, 226 nci, 227 nci, ek 2 nci, ek 3 üncü, ek 4 üncü, ek 6 nci, ek 7 nci, ek 9 uncu, ek 12 nci, ek 13 üncü, ek 16 nci, ek 17 nci, ek 18 inci, ek 20 nci, ek 21 inci, ek 25 inci, ek 30 uncu; geçici 5 inci, geçici 6 nci, geçici 8 inci, geçici 12 nci, geçici 13 üncü, geçici 20 nci, geçici 23 üncü, geçici 26 nci, geçici 27 nci, geçici 28 inci, geçici 29 uncu, geçici 30 uncu, geçici 31 inci, geçici 32 nci, geçici 33 üncü; ek geçici 4 üncü, ek geçici 6 nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 18 inci, ek geçici 22 nci, ek geçici 23 üncü, ek geçici 24 üncü, ek geçici 26 nci, ek geçici 28 inci, ek geçici 30 uncu, ek geçici 32 nci, ek geçici 33 üncü, ek geçici 34 üncü, ek geçici 35 inci, ek geçici 37 nci, ek geçici 40 inci, ek geçici 41 inci, ek geçici 42 nci, ek geçici 43 üncü, ek geçici 44 üncü, ek geçici 46 nci, ek geçici 47 nci, ek geçici 49 uncu, ek geçici 50 nci, ek geçici 51 inci, ek geçici 52 nci, ek geçici 54 üncü, ek geçici 55 inci, ek geçici 56 nci, ek geçici 57 nci, ek geçici 58 inci maddeleri ve 22/9/1991 tarihli ve 458 sayili Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen ek geçici maddesi yürürlükten kaldirilmistir.
***
Tüzük seklindeki mevzuat düzenlemelerinin tercih edilmemesine bagli olarak, Devlet Memurlari Kanunu hükümlerinin uygulanmasina yönelik tüzüklerin Bakanlar Kurulu karariyla çikarilmasina iliskin hükmün kanun kapsamindan çikarilmasi öngörülmektedir. Fiili uygulamasi olmayan bir hükmün kanun metninden çikarilmasi ve tüzük gibi oldukça uzun bir hazirlik süreci gerektiren mevzuat türüyle idari düzenleyici islem yapma zorunlulugunun kaldirilmasi olumludur.
***
Kamu görevlileri sendikalarinin Anayasal ve yasal zemine kavusmasindan pratik bir degeri kalmayan ve esasen fiili bir anlamda ifade etmeyen toplu müracaat yasaginin kaldirilmasi olumludur.
***
Kamu görevlilerinin sicil raporlariyla degerlendirilmesi sistemi ve yönteminin kaldirilmasi nedeniyle, sicil sebebiyle emekliye ayrilma diye bir uygulama söz konusu olmayacagindan fiili uygulama imkani olmayan bir hüküm maddenin (ç) bendi kapsamindan çikarilmistir.
***
Devlet memurlugundan çikarma cezasiyla tecziye etme yetkisine haiz olan Yüksek Disiplin Kurulu’nda durumlari görüsülen kamu görevlilerinin inceleyebilecekleri belgelerin disinda oldugu belirtmek amaciyla madde içeriginde yer verilen “sicil dosyasi hariç” ibaresi, kanun tasariyla sicil sisteminin kaldirilmasinin öngörülmesi nedeniyle madde kapsamindan çikarilmaktadir. Ancak, Yüksek Disiplin Kurulu’nun yetkilerinin yer verildigi ayni maddenin birinci fikrasinda yer verilen “sicil dosyasini” ibaresinin madde metninden çikarilmamasi ya da bu ifadenin özlük dosyasi olarak düzeltilmemesinin gerekçesi anlasilmamaktadir. Bu nedenle, maddenin birinci fikrasinda geçen “sicil” ibaresinin de özlük olarak degistirilmesi yerinde olacaktir.
***
Kalkinmada öncelikli yöre kapsamindaki illerde görev yapanlarin ve (mevcut düzenlemede 6 yillik sicil notu ortalamasi doksan ve yukari olanlarin) degisiklik tasarisiyla on yillik süre içerisinde disiplin cezasi almamis olanlarin ilave bir kademe almak gibi haklara sahip olmasi karsisinda fiili uygulamasi bulunmayan bir hükmün madde kapsamindan çikarilmasi söz konusudur.
***
2009 toplu görüsme sonucunda imzalanan Toplu Görüsme Tutanagina ekli I sayili cetvelde yer verilmesine bagli olarak, çocuk için yapilacak aile yardimina iliskin iki çocuk sinirlamasi 2010 yili Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile kaldirilmisti. Çocuk sayisi sinirlamasinin kaldirilmasina iliskin düzenleme 657 sayili Kanunda yapilarak çocuk yardiminin iki çocuk sinirlamasi olmaksizin ödenmesi uygulamasi kalici hale gelmektedir.
*** Ölüm yardimi ödenegini düzenleyen 208 inci maddenin içeriginde yer verilen ve aile yardimi ödeneginin iki çocukla sinirli olarak ödenecegine isaret eden “ ikiden fazla olsa bile” ifadesi, aile yardimi ödenegi kapsaminda çocuklar için ödenmekte olan aile yardiminda çocuk sayisina iliskin sinirlamanin kaldirilmasi nedeniyle madde kapsamindan çikarilmaktadir.
Yürürlükten Kaldirilan Maddelerle Ilgili Degerlendirme
1- Kademe ilerlemesinin taniminin yapildigi “Kademe, derece içerisinde, görevin önemi veya sorumlulugu artmadan, Devlet memurunun olumlu sicil almasina ve bulundugu derecedeki hizmet süresine bagli olarak ayligindaki ilerleyis adimidir.” Seklinde kademe ilerlemesinin taniminin yapildigi 38 inci madde, degisiklik tasarisiyla kademe ilerlemesinin tanimina 64 üncü maddede yer verilecek olmasi nedeniyle ve mükerrerlik olusmasini engellemek amaciyla yürürlükten kaldirilmaktadir.
2- Degisiklik tasarisinin birinci maddesiyle 657 sayili Kanunun 64 üncü maddede yapilmasi öngörülen degisiklikle, kademe ilerlemesinin herhangi bir isleme gerek kalmaksizin yapilmasi gerçeklesmesi öngörüldügünden, kademe ilerlemesinin toplu onayla yapilmasini düzenleyen 65 inci madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
3- Derece ve kademe yükselmesindeki onay mercileri, degisiklik tasarisinin diger hükümleriyle 657 sayili Kanunun 64 üncü ve diger maddelerinde yapilan degisikliklerle ifade edilmis oldugundan kademe ve derece yükselmelerindeki onay mercilerinin düzenlendigi 66 nci madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
4- Hastalik raporlari alan memurlarin iyilesme halinde göreve dönüsüne iliskin hükümler, degisiklik tasarisinin 8 nci maddesiyle 657 sayili Kanunun 105 nci maddesinde düzenlendiginde mükerrerlik olusturmamasi amaciyla 106 nci madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
5- Sicil sisteminin kaldirilmasinin öngörülmesi nedeniyle sicil sistemine ve raporlarina, olumsuz sicile iliskin itirazlara ve sicil uygulamasina yönelik ikincil mevzuata dair hükümlerin yer aldigi, 110 ila 121 inci maddeler yürürlükten kaldirilmaktadir.
6- Ödüllendirme uygulamalariyla ilgili hükümler, degisiklik tasarisinin 11 inci maddesiyle 657 sayili Kanunun 122 nci maddesinde yapilacak degisikle düzenleneceginden, mükerrerlik olusturmamasi amaciyla 123 üncü madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
7- Disiplin cezalarina itiraz edilmesine iliskin usul ve esaslar, degisiklik tasarisinin 15 inci maddesiyle 657 sayili Kanunun 135 inci maddesinde yapilacak degisiklikle belirleneceginden ayni konuyu düzenleyen 136 nci madde mükerrerlik olusturmamasi amaciyla yürürlükten kaldirilmaktadir.
8- Pratikte uygulamasi bulunmayan ve 4688 sayili Kanun geregince uygulamada yer edinen Kurum Idari Kurulu dikkate alinmak suretiyle Yüksek Danisma Kurullari yaninda Kurum Danisma Kurullari’nin olusumunu da içeren 226 ve 227 nci maddeler yürürlükten kaldirilmaktadir.
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN EK MADDELER
****Avans ödemelerine iliskin düzenleme ve uygulamalar içeren ek 2 ila ek 7 nci maddeler yürürlükten kaldirilmaktadir.
*** Geçici süreli görevlendirmeye iliskin ek 9 uncu maddenin içerigi, degisiklik tasarisinin 18 inci maddesiyle degisiklik yapilmak suretiyle 657 sayili Kanunun ek 8 inci maddesine yansitilmistir. Bu nedenle, mükerrerlik olusturmamasi amaciyla ek 9 uncu madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
*** Devlet Personel Baskanligi ile Maliye Bakanligina iliskin görev tanimlarina ve bu görev tanimlarindan hareketle bünyelerinde Devlet Personel ve Devlet bütçe Uzmani istihdam edebileceklerine iliskin hüküm içeren ek 12 nci madde yürürlükten kaldirilmaktadir. Söz konusu görevler Devlet Personel Baskanligi ile Maliye Bakanligi’nin kuruluslarina esas mevzuat düzenlemeleri kapsaminda düzenlendiginden ayni görevlerin 657 sayili Kanunda yer almasindan kaynaklanan mükerrerlik ortadan kaldirilmistir. Maliye Bakanligi ile Devlet Personel Baskanligi’nin ihtiyaç duydugu uzmanlari istihdam etmesine iliskin hükümlerde gerek kendi kurulus mevzuatlarinda gerekse 657 sayili Kanunda münhasiran belirtildiginden bu dogrultuda hüküm içeren bir baska maddeye ve mevzuata ihtiyaç bulunmamaktadir.
*** 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu’nda yapilan degisikliklerle ilgili hükümler içeren ve esasen geçici madde olarak düzenlenmesi gerekirken ek madde olarak teselsül ettirilen ve bugün itibariyla içerigindeki hükümlerin fiili uygulama imkani kalmayan ek 13 üncü madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
*** Bugün bile hale cevaplanmakta zorlanan ve esasen acilen cevap bulunmasi ve düzenleme yapilmasi gereken; hangi hizmetlerin asli ve sürekli nitelikte kamu hizmeti olduguna iliskin belirleme yapilmasina imkan saglayacak olan mevcut kamu kurumlarinin kamu hizmeti açisindan niteligini belirleme islemine yönelik Bakanlar Kurulu kararinin alinmasini ve bu karar dogrultusunda da kamuda istihdam edilenlerin statüsünü belirlenmesini öngören ek 16 nci madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
Ek 16 nci maddenin yürürlükten kaldirilmasi yerine, gerekli ve güncel degisiklikler yapilmak suretiyle asli ve sürekli kamu hizmetlerinin neler olduguna, hangi kurumlarin asli ve sürekli nitelikteki kamu hizmetlerini gördügüne ve bu belirlemeler çerçevesinde kamu görevlilerinin 657 sayili Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen istihdam türlerinden hangisi kapsaminda olduklarina iliskin belirlemelerin, kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlari ile akademik çevrelerin de katilimi saglanarak ivedilikle gerçeklestirilmesi ve bu uygulamayla ek 16 nci maddeye islerlik kazandirilmasi daha uygun olacaktir.
*** Türk Kizilay’inda çalisanlarin sonradan Devlet memuru olmalari halinde, Kizilay’da geçirdikleri sürelerin (12 yili asmamak kaydiyla) 2/3ünün intibakta dikkate alinmasina iliskin ek 17 nci madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
*** Mülga 2162 sayili Saglik Personelinin Tam Süre Çalisma Esaslarina Dair Kanunun kapsaminda bulunanlara iliskin düzenlemeye yer veren ek 18 inci madde yürürlükten kaldirilmaktadir.
*** Devlet memurlarinin, görev mahallinde ikamet etme mecburiyetini ve ikamet ettikleri il hudutlarini ancak amirin izniyle terk edebileceklerini düzenleyen ek 20 nci madde yürürlükten kaldirilmaktadir. Bu hükmün yürürlükten kaldirilmasina paralel olarak ikamet ettigi ilin hudutlarini izinsiz terk etmek seklinde bir disiplin suçu olusmasi mümkün olmadigindan bu fiilin suç olarak düzenledigi hükümde 657 sayili Kanun’un 125 inci maddesi kapsamindan çikarilmistir.
*** Vali, büyükelçi, müstesar, müstesar yardimciligi ve genel müdür görevlerine ve Bakanlar Kurulu Karari ile atanmasi yapilan bu seviyelere uygun diger görevlere yapilacak atamalarda Milli Güvenlik Akademisi ögrenimini görenlere öncelik verilmesini düzenleyen ek 21 inci madde yürürlükten kaldirilmaktadir. Kamu hizmeti ve gerekleriyle dogrudan baglantisi olmayan ve esasen 12 Eylül askeri darbesi döneminde 657 sayili Kanuna eklenmis olan bu hükmün kaldirilmasi, askeri darbe dönemlerinde personel mevzuatlarina zerk edilmis bu neviden hükümlerin mevzuat kapsamindan çikarilma sürecinin baslangici olarak degerlendirilebilir.
*** Ek gösterge oranlarinin yillar itibariyla uygulanmasina iliskin kayitlar içeren ek 25 inci madde, maddenin içeriginde verilen en son yil olan 1987 yilindan sonra 657 sayili Kanunun ekli ek gösterge cetvelleriyle yeni bir düzenleme yapilmis olmasina bagli olarak hükmünü yitirdiginden yürürlükten kaldirilmaktadir.
*** Çesitli görevlere ait ek gösterge rakaminin 2400’den 2700 yükseltilmesini düzenleyen ek 30 uncu madde hükmü, maddede belirtilen görevlerin ek göstergelerinde daha sonraki tarihlerde degisiklik yapilmasi nedeniyle hükmünü yitirdiginden yürürlükten kaldirilmaktadir.
2) 27/6/1989 tarihli ve 375 sayili Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin (D) bendinde yer alan “besyüz milyon lira” ibaresi “yediyüzelli Türk Lirasi” seklinde, ek 4 üncü maddesi asagidaki sekilde degistirilmis ve söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameye asagidaki ek 8 inci madde eklenmistir.
“EK MADDE 4- 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayili Kamu Görevlileri Sendikalari Kanunu hükümleri uyarinca kamu görevlileri sendikalarina üye olup, aylik veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarinda aylik veya ücretleri ile birlikte 45 Türk Lirasi toplu sözlesme primi ödenir. Bu madde uyarinca yapilan ödeme, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuati uyarinca ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye payi, ikramiye, ücret ve her ne ad altinda olursa olsun benzer ödemelerin hesabinda dikkate alinmaz.”
375 sayili KHK’nin sendika üyesi kamu görevlilerine toplu görüsme pirimi ödenmesini öngören hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edilmesi nedeniyle sendika üyesi kamu görevlilerinin yasadigi magduriyetin giderilmesine yönelik düzenleme, 375 sayili KHK yerine kamu görevlilerinin sendikal örgütlenme ve diger sendikal haklarin düzenlendigi 4688 sayili Kamu Görevlileri Sendikalari Kanunu’na ek madde eklenmek suretiyle gerçeklestirilmektedir.
Düzenlemeyle, sendika üyesi kamu görevlilerine bu niteliklerini devam ettiriyor olmalari kaydiyla, her yil ilki Ocak ayinda ve 3 ayda bir olmak üzere toplu görüsme ödenegi adi altinda ve 540 gösterge rakaminin aylik katsayiyla çarpimiyla bulunacak tutarda ödeme yapilmasi saglanmaktadir.
Ancak, yapilacak ödemenin adinin “toplu görüsme ödenegi” olarak belirlenmesi toplu görüsmelerde varilan uzlasmayla örtüsmemektedir. Söz konusu ödemenin adinin varilan uzlasma geregi “toplu görüsme primi” olarak degistirilmesi gerektigi degerlendirilmektedir.
Diger taraftan, Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edilen düzenlemede toplu görüsme primi, 10 TL seklinde maktu bir tutar iken degisiklik tasarisiyla hayata geçirilmesi öngörülen düzenlemede maktu bir tutar degil, aylik katsayisindaki artisa paralel olarak tutari artacak olan bir ödeme öngörülmektedir. Aylik katsayisindaki artis, tasaridaki adiyla toplu görüsme ödeneginin de artmasi sonucunu doguracaktir.
Diger taraftan, ödemenin üç aydi bir yilda dört defa yapilacak olmasi nedeniyle, söz konusu ödemenin söz konusu ödeme dönemleri arasinda sendikalara üye olanlar ve sendika üyeliginden ayrilanlar açisindan kist ödeme seklinde gerçeklestirilmesine de imkan verecek bir hükme madde içeriginde yer verilmesi uygulamada yasanabilecek sorunlarin ortaya çikmasina da engel olacaktir.
Ayrica, Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edilen toplu görüsme priminin olusturdugu magduriyeti gidermek ve sendika üyesi çalisanlarin sendika üyesi olmayan çalisanlardan daha az ücret almalari çeliskisini ortadan kaldirmak amaciyla yapilan bu düzenlemenin, bu amaç ve sonuca uygun olarak en azindan 1 Ocak 2010’dan geçerli olmak üzere yürürlüge girecegi yönünde bir hükme tasarinin yürürlük baylikli maddesinde yer verilmesi uzlasma ve mutabakat kavramlari açisindan daha yerinde bir yaklasim oldugu da açiktir.
Hükümet ve kamu isveren kurulu ile sendika ve konfederasyonlar arasinda varilan mutabakata dayali olarak yapilan bir düzenlemenin ve hayata geçirilen bir uygulamanin toplu görüsmelere katilmama yönünde tavir alan bir konfederasyonun bir siyasi parti üzerinden Anayasa Mahkemesine tasinmasi sonucunda iptaliyle olusan magduriyetin giderilmesini saglayacak olan bu hüküm, yukarida yer verilen degerlendirme ve öneriler isiginda yeniden düzenlenmesi halinde ülkemiz kamu görevlileri sendikal zeminin kuvvetlenmesine ve yeni kazanimlar elde etmesine de aracilik edecektir.
“EK MADDE 8- Ayin veya haftanin bazi günleri ya da günün belirli saatleri gibi kismi zamanli çalisan sözlesmeli personel hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluslarinin merkez ve tasra teskilatlari ile döner sermaye isletmelerinde sözlesmeli personel pozisyonlarinda istihdam edilenlerden aile yardimi ödeneginden veya baska bir ad altinda da olsa ayni amaçla yapilan herhangi bir ödemeden yararlanamayanlara, Devlet memurlarina verilen aile yardimi ödenegi, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksizin ayni usul ve esaslar çerçevesinde ödenir.”
Sözlesmeli olarak istihdam edilen personelin de (ayin veya haftanin bazi günleri ya da günün belirli saatlerinde çalistirilmak üzere istihdam edilenler hariç olmak üzere) Devlet memurlarina verilen aile yardimi ödeneginden yararlandirilmasi öngörülmektedir. Madde içeriginde “aile yardimi” ifadesine yer verildiginden bu yardim çalismayan es ve çocuk yardimi olmak üzere aile yardiminin her iki unsurunu da kapsayacaktir. Bu düzenlemeye tasarida yer verilmesini saglayan gerekçe, 2010 yili toplu görüsmelerinde Memur-Sen ile Kamu Isveren Heyeti arasinda imzalanan toplu görüsme tutanaginda konuyla ilgili olarak varilan uzlasmadir.
Hükmün içeriginde sözlesmeli personel ifadesine yer verilmesine bagli olarak, 657 sayili Kanunun 4 üncü maddesinde “geçici personel” kavramiyla tanimlanmis olan “4/C” statüsünde istihdam edilen personelin bu haktan yararlanip yararlanamayacagina iliskin tereddüt olusturmaktadir. Ancak, maddenin baslangicinda yer verilen tanimlama (ayin veya haftanin bazi günleri ya da günün belirli saatleri ibareleri) nedeniyle buradaki sözlesmeli personel ifadesinin, 4/C kapsaminda istihdam edilen geçici personelin de sözlesme imzalamak suretiyle istihdam edildigi göz önüne alinarak genis yorumlanmak suretiyle uygulanmasi ve 4/C kapsamindaki personelin de aile yardimindan yararlandirilmasi ya da herhangi bir yoruma ihtiyaç duyulmayacak sekilde aile yardimindan 4/C kapsaminda istihdam edilen personelin de yararlanmasini saglayacak bir ibareye hüküm içerisinde yer verilmesi uygun olacaktir.
3) 22/1/1990 tarihli ve 399 sayili Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinden sonra gelmek üzere asagidaki 13/A maddesi eklenmis, 14 üncü maddesi basligiyla birlikte asagidaki sekilde degistirilmistir.
“Sendika Kurma
MADDE 13/A- Sözlesmeli personel, Anayasada ve özel kanununda belirtilen hükümler uyarinca sendikalar ve üst kuruluslar kurabilir ve bunlara üye olabilir.”
“Grev Yasagi
MADDE 14- Sözlesmeli personelin grev karari vermesi, bu yolda propaganda yapmasi, herhangi bir greve veya grev tesebbüsüne katilmasi, grevi desteklemesi yahut tesvik etmesi yasaktir.”
399 sayili KHK’nin mevcut 14 üncü maddesinde sözlesmeli personelin sendika üyesi olmasi ve sendikal faaliyetlere katilmasi yasaklanmis olmakla birlikte 4688 sayili Kamu Görevlileri Sendikalari Kanunu’nun yürürlüge girmesiyle birlikte bu hükmün fiili uygulama imkani kalmamisti. Hukuki açidan degeri ve fiili uygulanabilirligi kalmayan 399 sayili KHK’nin 14 üncü maddesi biri 13/A digeri 14 üncü madde olmak üzere iki maddeye dönüstürülmektedir. 2009 Toplu Görüsmeleri sonucunda imza altina alinan Toplu Görüsme Tutanagi’nin ekinde yer verilen I Sayili Listenin içeriginde yer verilen hükme dayali olarak öngörülen bu degisiklik fiili durum ile hukuki düzenleme arasindaki çeliskinin giderilmesini ve bu çeliski nedeniyle sözlesmeli personelin sendika üyesi olmasinda kimi kamu kurum ve kuruluslari tarafindan yapilan keyfi ve hatali islemleri olusmamasini saglayacaktir.
13/A maddesiyle 399 sayili KHK’ye tabi sözlesmeli personelin sendika kurabilecegi ve sendika üyesi olabilecegine iliskin düzenlemeyle fiili durum ile hüküm arasindaki çeliski ortadan kaldirilmaktadir.
Mevcut 14 üncü maddede hem sendikalara üye olma yasagi hem de grev yasagi düzenlenirken degisiklik tasarisiyla 14 üncü madde, sadece grev yasagiyla ilgili hükümler içermektedir.
4) 4/7/2001 tarihli ve 631 sayili Kanun Hükmünde Kararnamenin 14/A maddesinin (c) bendinde yer alan “besyüz milyon lirayi” ibaresi “ yediyüzelli Türk Lirasini” seklinde degistirilmistir.
2009 toplu görüsme tutanaginda mutabakat altina alinan ve bu kapsamda 2010 yili Bütçe Kanununda yer verilen hükümle, emekli olan kamu görevlilerine ödenmekte olan 500 TL’lik tazminatin 750 TL’ye çikarilmasina iliskin hükmün, konunun bizzat düzenlendigi 631 sayili KHK’de yer almasi saglanmaktadir.
Tasarinin TBMM’ye ilk sunulan seklinde, kamu kurum ve kuruluslarinda itfaiye hizmetlerini yürütmekle görevli personelin genel idare hizmetleri sinifinda degerlendirilmesi ve 399 sayili KHK’ye ekli I Sayili Cetvele tabi personelin ek tazminat oranlarinin %100’den %200’e çikarilmasina yönelik hükümler de yer almaktaydi.
Ancak, tasarinin sevk edildigi alt komisyon görüsmeleri sirasinda bu hükümler tasari kapsamindan çikarilmistir.
Tasarinin ilk halinde dahi, kamu görevlilerinin taleplerine dönük birçok eksiklik varken görüsme sürecinde bu eksikliklere –tasaridan hüküm çikarilmak suretiyle- yenilerinin eklenmesine, tasari kapsamindan çikarilan bu hükümlerin toplu görüsmelerde üzerinde uzlasilan hususlar olmasina; Memur-Sen Konfederasyonu olarak tepki gösteriyoruz.
Basta, itfaiye hizmetlerini yürütmekte olan personelin Genel Idare Hizmetleri sinifinda degerlendirilmesi ve 399 sayili KHK’nin eki I Sayili Cetvele tabi personelin ek tazminat oranlarinin %200’e kadar çikarilmasini öngören hüküm olmak üzere, kamu görevlilerinin, sendikalarin ve Konfederasyonumuz Memur-Sen’in talep ve beklentilerini karsilayacak hükümlerin Plan-Bütçe Komisyonundaki görüsmelerde ve nihayetinde Genel Kurul sürecinde Kanun Tasarisina eklenmesini istiyoruz.