Genel Yetkili Sendika

F@TIH’in Sonu BT Gibi Olmasin

Sube Baskanimiz Talat Yavuz, Milli Egitim Bakanligi’nin, kisa adi ‘F@TIH Projesi’ olan “Firsatlari Artirma ve Teknolojiyi Iyilestirme Hareketi” kapsaminda ‘Teknoloji Kullanimi’ konusundaki arayislariyla ilgili bir açiklama yapti.

Milli Egitim Bakanligi’nin, egitimde teknoloji kullanimi konusunda sürekli bir arayis ve atilim için oldugunu ifade eden Yavuz, “Bu çaba, ilk bakista çok da anlamli geliyor insana. Ancak BT siniflarinin ve bilgisayar ögretmenlerinin bugünkü durumlarina bakinca, getirilen birçok yeniligin iyi planlanmadigini, altyapisinin iyi olusturulmadigini ve sadece o dönemde popüler uygulamalar oldugu için getirildigini anliyoruz” dedi.

Son on yilda ülkemizde çok büyük beklentilerle uygulamaya konulan birçok projenin hayal kirikligiyla sonuçlandigini belirten Yavuz, sözlerini söyle sürdürdü: “Ögretmenlere dizüstü bilgisayar kampanyasi, ‘Ögretmenler Bilgisayar Ögreniyor’ sloganiyla uygulamaya konulan projenin daha basladigi yil basarisizlikla sonuçlanmasi gibi olumsuz örnekler, düsünülen yeni projelerin sonu hakkinda bize fikir vermektedir. Çok büyük reklam kampanyalariyla hayata geçirilen, her okula BT sinifi uygulamasi, üç bes yil sonra unutulmus; bilgisayar dersleri, zorunlu, müfredati olan ve notla degerlendirilen ders olmasi gerekirken, haftalik ders saatleri giderek azaltilan seçmeli ders statüsünde bir kenara atilmistir. Çok yüksek puanlarla girilen bu bölümleri bitiren bilgisayar ögretmenleri, okullarda dersleri olmayan, kimi zaman formatör olarak görevlendirilen magdur ögretmenler grubu olarak, gelecekleriyle ilgili belirsizlikler içinde kalmistir. Bugün bir ilkögretim okulunda, seçmeli dersler için seçilmesi zorunlu dersleri seçtikten sonra, bilgisayar ögretmenini norm içinde tutmak neredeyse imkânsiz hale gelmistir. Bu olumsuzlugun sebebi, bilisim ögretiminin yanlis anlasilmasindan kaynaklanmaktadir. Günümüzde bakanlik üst düzey yöneticileri dâhil birçok egitimci, artik çocuklar okula gelmeden bilgisayar kullanmayi ögreniyor, bu derse gerek kalmadi diye düsünmektedir. Aslinda bu durum, ‘Herkes Türkçeyi biliyor, okullardan Türkçe dersini kaldiralim’ demekle ayni anlama gelmektedir.”

“Iki binli yillarin basinda ‘bilisim’ kavraminin tüm gizemi ve olanca hiziyla gündemimize girmesiyle bilisim egitimi diye bir gerçekle karsilasmis olduk” diyen Yavuz, bu alanin, ögrencilerin kendi baslarina ögrenecekleri kadar basit olmadigini kaydederek, “Çocuklar bugün bilgisayarda oyun oynamayi biliyorlar. Internet ortamindan gerektigi kadar yararlanmak ve zararlarindan korunmak için egitilmeleri gerekmektedir. Bilgisayar destekli egitimden yararlanmak için düsünülen akilli tahtalar ve ögrencilere dagitilmasi düsünülen tablet bilgisayarlar için geçmis olumsuz örneklerden ders alarak, zamanlama ve öncelik sirasi yeniden degerlendirilmelidir. Dersi isleyen ögretmen, bilgisayar kullanma konusunda ihtiyaç hissetmeli ve arayis içine girmelidir. Olusturulan imkânlar, önce ögretmenlerin ufkunu açacak çalismalarda kullanilmalidir” seklinde konustu.

Talat Yavuz, sözlerini söyle tamamladi: “Bakanligimiz, hala BT siniflarini kullanarak, ögrencileri ve velileri okula baglayacagini nasil düsünebiliyor, anlamis degilim. Saat dokuza kadar okullar açik olacak ve bütün internet oyunlarina cep telefonundan ulasan ögrenciler okullara gelecekmis. Ögrencileri okula baglayip, okulu çevrenin kültür merkezi haline getirmenin yolu, okul binalarinin, her türlü etkinligin yapilabilecegi kampüsler seklinde tasarlanmasina baglidir. Ancak bu sekilde okul hayatin bir parçasi olabilir.”