Genel Yetkili Sendika

Erol Battal’dan Sürpriz Ziyaret

Subemiz, bugün çalismalariyla ve kazanimlariyla Türkiye’nin en yetkili sendikasi haline gelen, sadece egitimin degil, ülke ve dünya sorunlarina olan duyarliligiyla da bu yetkiyi hak eden Egitim-Bir-Sen’in nesv-ü nema buldugu bir sube. Kurulus yillarinda merhum Mehmet Akif Inan’in ‘Nehirler düslerim göl kenarlarinda’ dizesinde dile getirdigi bir göl, bir memba olmustur adeta. Yillardir degismeyen bir pazartesi toplantisinda Aksaray Tomrukçu Sokak’taki 4 katli binanin 2. katinda bir avuç gönüllüyle baslayan bu uzun hikâye bugün sayisi artik yüzbinleri bulan bir teskilatla gönülden gönüle, dilden dile yayilarak devam ediyor. Bu hikâye elbette hiç bitmeyecek ama bu hikâye sürdükçe kahramanlari hep degisecek. Tarih onlarin adlarini bizlere unutturacak olsa da, Egitim-Bir-Sen arsivlerinde vakur ve mütevazi duruslariyla yerlerini alacak olsalar da, izleri dimaglarda, gönüllerde her daim tazeligini koruyacak. Hatiralari hep bizde yasayacak.

Tomrukçu Sokak kimlere ev sahipligi yapmadi ki… Evet, ev sahipligi diyoruz, çünkü buraya gönül veren, hizmet eden her yönetici burayi kendi evinden daha çok benimsedi, daha çok sahiplendi. Ailesiyle geçirecegi zamani bu büyük aileye ayirdi. Bugün bu insanlarin kimi ebediyete intikal etti, kimi uzlete çekildi, kimi ise hâlâ bu büyük davanin sancagini tasiyor.

Buranin ilk misafiri, ayni zamanda da mesaleyi ilk atesleyen kurucu baskan merhum Mehmet Akif Inan oldu. Tomrukçu Sokak’tan tüm ülkeye yayilan heyecan dalgasi önce onunla basladi. Ve o heyecan kendisinin vefatindan sonra su anki baskan Ahmet Gündogdu’da zuhur etti. Ahmet Gündogdu’nun Genel Baskan olmasindan sonra ise 2000’den sonra Egitim-Bir-Sen’le tanisan herkesin yakindan tanidigi, tanimayanlarin ise mutlaka adindan bir sekilde haberdar oldugu bir isim sube baskani oldu: Erol Battal.

Biz ona hep ‘Erol Abi’ deriz. Çünkü abi kavraminin içini dolduran ender insanlardan biridir o. Hem insanlik yönünden hem de sendikacilik yönünden gerçekten hepimizin abisi oldu. Hirçin mizaci, derin bilgisi, kalemi, sendikacilik tecrübesi ve genis kültürüyle hepimize yol gösterdi, örnek oldu. Sendikacilik sahsina münhasir oldu sanki. Sendika denilince akla gelen ilk isimlerden oldu.

Yillardir baskanligini yaptigi subenin bir pazartesi toplantisina bu sefer bir misafir olarak geldi. Sürpriz ziyareti herkesi heyecanlandirdi. Yaklasik 6 yildir ayri kaldigi subeye bir pazartesi toplantisinda ugramak ve yola çiktigi birçok isimle orada karsilasmak onu da heyecanlandirmisti. Biraz yillarca vermis oldugu sendikal mücadelenin biraz da hastaliginin etkisiyle bir yorgunluk, bir dinginlik göze çarpiyordu üzerinde. Ama yine dimdikti. Ne her seyini verdigi sendika yöneticiliginden ayrilmis olmasi ne de geçirdigi agir hastaligi onun gözlerindeki isiltiyi söndürememisti. Sube Baskanimiz Emrullah Aydin’in sözü selefi Erol Bey’e vermesiyle toplanti havasindan sicak çaylarin esliginde samimi bir sohbete dönüsüverdi hava. Yüzlerde tebessümlerle hem toplanti hem sohbet sona erdi.