Sube Baskanimiz Erol Ermis, Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer’in göreve gelir gelmez söylem, tavir ve icraatiyla elestiri oklarini üzerine çektigini hatirlatarak, “Özellikle ögretmenlerle ilgili kurulan cümleler, ögretmenlere il disi rotasyon düsünülmesi, bagis genelgesine bagli olarak okul müdürlerine sorusturma açilmasi vb. egitim camiasinin tepkisini çekmekle kalmadi, tepkiler eyleme dönüstü. Zaman içinde Sayin Ömer Dinçer, tasrasiyla merkeziyle teskilati tanidi, yapilan güzel seylerin çok oldugunu gördü. Sürekli gerginlik ortami olusturarak verimli çalisilamayacagini anladi. Baska birçok saikin de biraraya gelmesiyle özellikle Aralik 2012’den itibaren Sayin Bakanda hissedilir bir degisme oldu. Bunun bir sonucu olarak etrafina pozitif enerji vermeye basladi. Muhataplarin zihninden ilk izlenimler silindikçe, her sey daha güzel olacaktir” dedi.
Hiçbir yöneticinin bir kurumun basina mevcudu korumak ve kollamak için gelmedigini belirten Ermis, “Mutlaka yönettigi kurumda kalici izler birakmak ister. Zaten mevcudu korumak ve kollamak demek; durumu idare etmek, kurumu ileriye götürmemek demektir. Türkiye’nin de temel sikintisi burada yatmaktadir. Bugüne kadar insanlara layik görülen sey, mevcudun bekçiligi olmustur. Bu, su demektir: Aman sen etliye-sütlüye karisma, burada zaten tikir tikir isleyen bir düzen var, sen de isin keyfini sür, sakin ha isleyen çarka çomak sokma. Bu anlayis, sikintilari artirmis, Türkiye’yi uçurumun kenarina getirmistir” seklinde konustu.
Dinçer’in bakani oldugu kurumu gelistirmek ve ileriye götürmek istedigini, bunu yaparken, söylem ve tavrinda ciddi sikinti varken, bugün daha iyi bir noktaya geldigini kaydeden Ermis, sunlari söyledi: “YÖNVER ödül töreninde kendisini dinledigimde Milli Egitimimizin gelecegi adina umutlandigimi söylemeliyim. Türkiye’deki sistemin ödüllendirmeye degil, cezalandirmaya dayali oldugunu söylerken çok hakliydi. Bu ödül töreninin bu manada bir milat oldugunu söylüyordu. Bardagin bos tarafiyla çok ugrastiklarini, sorunlari çok konustuklarini ancak bardaga bir de dolu tarafindan bakinca gerek egitimcilerimizin gerekse ögrencilerimizin büyük basari öykülerine imza attiklarini gördüklerini söyledi. Bu basari hikayelerini de uzun uzun anlatti. Sözün tam da bu noktasinda hem yöneticilerin hem de ögretmenlerimizin aci aci güldüklerini söylemek zorundayim. Sayin Bakan elbette güzel seyler söylüyordu ancak okullarini daha ileriye götürmekten baska düsüncesi olmayan okul müdürlerimiz hakkindaki bagis genelgesine dayali sorusturmalar bütün hiziyla sürüyordu. Ögretmenlerimiz bir taraftan geçim savasi verirken, diger taraftan olaganüstü basarilara imza atmaya devam ediyorlardi. Sayin Bakanin yöneticiler için performansa dayali sisteme geçme, ögretmenler için de ögretmen yeterliliklerini gelistirme düsüncesine elbette bir sey dedigimiz yok. Sistemin iyi taraflari oldugu gibi düzeltilmeye açik alanlari da var. Yeter ki, Sayin Bakanin da ifade ettigi gibi, ölçülmek istenen her sey, objektif kriterlere bagli olsun. Yapilmak istenen her sey, ölçülüp biçilerek yapilsin, paydaslarla istisare edilerek yapilsin.”
Bakan Dinçer’in, geldigi bu noktada birkaç adim daha atmasi gerektigini dile getiren Erol Ermis, “Öncelikle gerçekten yolsuzluga bulasmamis tüm okul müdürleri üzerindeki sorusturmayi kaldirmali ve onlarin gönüllerini almali, önümüzdeki kayit döneminde de genelgesine uyulmalidir. Bu sayede okul yöneticileri yazin hem iyi bir tatil yapma firsati bulur hem de velilerle sikici diyaloglara girmekten kurtulur. Tabii okullarin ihtiyaçlarinin karsilanmasi hususunda da Bakanlik, devlet imkanlarini daha fazla devreye sokmalidir. Bunun disinda Sayin Bakan, egitimcilerin mesleki yeterlilikleriyle ilgilendigi kadar maddi sorunlariyla da ilgilenmeli, ögretmenlerin ek ödeme magduriyetinin giderilmesi için sendikalarla birlikte yogun bir mücadele vermelidir. Su iki konuda Sayin Bakanin çaba göstermesi bile, bu zamana kadar hafizalara yerlesen olumsuz imaji siler ve Sayin Bakan egitim camiasinin kahir ekseriyetinin destegini yanina alir” diye konustu.
“Okullar Hayat Olsun/Bulsun” projesinin ayaklarinin yere basmadigini, Türkiye kosullarinda fayda yerine, zarar getirecegini söyleyen Ermis, “Sayin Bakan bu ise kendini adamis görünüyor ama her güzel proje her yerde uygulanmaz. Sayin Bakani bu konuda çok kararli gördügümüz için pilot uygulama olarak ise baslanmasini önermekle yetinelim. Topyekûn uygulanirsa, sonucun basarisiz olacagi kesindir” diyerek sözlerini tamamladi.