Sube Baskanimiz Talat Yavuz, Suriye’deki Türk ögrencilerin sorunlarinin çözümü noktasinda yetkili makamlari göreve çagirdi.
Son bir yilda Suriye’de pek çok masum insanin siddet ve baski neticesinde ya öldürüldügünü ya da sindirilip temel haklarinin ellerinden alindigini ifade eden Yavuz, “Halen Suriye’de burslu olarak okumakta olan onlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandasi olan ögrenci, Suriye rejiminin uyguladigi baski ve siddetten nasibini alarak magdur duruma düsürülmüstür. Tüm ilgili kurumlarin çözüm noktasinda destegini beklediklerini ifade eden bir grup ögrenci, bir sivil toplum örgütü olarak sendikamizin da destegini istemistir. YÖK ve Disisleri Bakanligi yetkililerini bu ögrencilerimizin magduriyetinin giderilmesi, üniversitelerimizde egitimlerini devam ettirmeleri için gereken destegi vermeye çagiriyoruz. Bu ögrencilerin bize intikal ettirdikleri talep ve çözüm önerilerini ifade ettikleri yazili taleplerini de aynen sunuyoruz” dedi.
Yavuz’un sözünü ettigi ögrencilerin talepleri söyle: Suriye Arap Cumhuriyeti geçmis yillarda Türk ögrencilerine Suriye üniversitelerinde burslu okuma imkani tanimisti. Ancak daha sonra Suriye, kendi üniversitelerinde bu hakki sadece Hatay dogumlu ögrencilere tanidi. Biz de Hatay’dan gelip burslu okuma imkânindan yararlandik ama nedense bize, her zaman sanki ögrenci degilmisiz gibi, sanki bir suç isliyormusuz gibi bir izlenim sunuldu. 2008’de bu sorunumuzu Türkiye-Suriye iliskilerinin özellikle ticari, iktisadi ve siyasi iliskilerinin sevindiren haberlerine haber ekleyerek, üniversite denklik sorunumuzu basin araciligiyla Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamlarina arz ettik. Olumlu bir sonuç aldik ve ülkemizin bize sahip çikmasinin gururuyla, okulumuzu bir an önce bitirip ülkemize faydali olabilme umudunu amaç edinerek, daha azimli bir sekilde derslerimize sarildik. Yalniz yine bir karamsarliga, yine yeni bir umutsuzluga kapildik. ‘Arap Bahari’nin Suriye’de esmesi ve aylar sonra halkin yönetime karsi mücadelesinin zirveye çikmasi ve bu olaylarin bir iç savasa dönüsmesi sebebiyle vahim sonuçlarin yasanmasindan payimizi fazlasiyla aldik. Disisleri Bakanligimizin mecbur kalinmadikça Suriye’ye gidilmemesi gerektigini duyurmasina ragmen, hala orada bulunmaktayiz ve okulumuzu bitirmekten yanayiz. Çünkü, var olan hükümetimiz Suriye yönetiminin atacagi her olumsuz adima karsi hazirlikli oldugunu ve tedbir aldigini beyan etti, biz hariç... Neden mi? Basbakanliga, Disisleri Bakanligi’na burada bize sahip çikilmasinin ve magduriyetimizin giderilmesinin gerekçelerini dilekçeler yazarak defalarca aktardik. Bakanliklarimiz da bizi YÖK’e yönlendirdi. Sorun burada ya! YÖK bu kadar ögrenciyi nasil aliriz, kontenjan yok diyor. Iyi de Suriye’deki Büyükelçiligimize kaç ögrenci var diye sordunuz mu? Bizce elçiligimiz bile Suriye’de kaç Türkiye Cumhuriyeti uyruklu ögrencinin oldugundan habersiz. Ama sayimiz 30 ögrenciyi geçmez, yani birbirimizi taniyacak sayidayiz. 28 Aralik 2011’de Sam’da meydana gelen ve onlarca kisinin ölümüne neden olan o korkunç intihar saldirisi Sam Üniversitesi’nin ve kaldigimiz ögrenci yurdunun sadece 300 metre yakinindaydi. Simdi yetkili makamlarina sesleniyoruz: Ögrenci olarak ciddiye alinabilmemiz için birilerinin ölmesi mi gerekiyor? Halep Üniversitesi’nde ve Sam Üniversitesi’nde ögrenciler birbirine silah çekiyor ve ates ediyor. Geçen hafta bir kaç kisi öldü. Yani elbette burada her an her sey olabiliyor. Çünkü, defalarca Hatay-Sam hattina çalisan Türk otobüslerinin içinde, muhaliflerin ve yönetim yanlisi güçlerin iki atesi arasinda kaldik ve kalmaya devam ediyoruz. Libyaliya, Somaliye, Suriyeliye kucak açan, sahip çikan ve Türk üniversitelerinde okutan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Suriye’de üniversite okuyan, artik Türkiye Cumhuriyeti vatandasi oldugu için horlanan ve her gün, nice maddi ve manevi baskiya maruz kalan kendi vatandaslarina yani az sayidaki Türk ögrencilerine sahip çikilmasini, magduriyetimizin giderilmesini ve Türkiye üniversitelerinde ögrenimimizi tamlamak istiyoruz.