Sube Baskanimiz Erol Ermis, her seyi degistirmenin bazen her seyi birbirine karistirmakla da sonuçlanabildigini belirterek, “Göreve geldigi günden bu yana üslup ve tavrinda önemli farklar gözlemlenen Sayin Ömer Dinçer, Milli Egitimde neredeyse her seye el atmak ve her seyi degistirmek istiyor. Degisiklikler de ardi ardina geliyor. Bu kadar kisa bir sürede birakin köklü degisiklik yapmayi, sorunlarin künhüne vakif olmak da mümkün degildir. Her seyi masa basinda halledemezsiniz. Baska ülkelerin hazir reçeteleri çogu defa ise yaramaz. Anketler, istatistikler, birtakim veriler kurumlari istenilen hedefe götürmede her zaman ise yaramayabilir” dedi.
Geçmisten devralinan her seyin kötü diye kenara atilmamasi gerektigini belirten Ermis, “Zaten bir kurum, ne kadar kötü olursa olsun, her seyinin kötü olmasi mümkün degildir. Kurumlar, kendilerine göre bir dogruya ulasincaya kadar birçok seyi denerler. Deneme yanilma metoduna en fazla basvuran kurumun da Milli Egitim oldugunu söylemek yanlis olmasa gerek. Herkes Milli Egitimin yazboz tahtasi haline dönmesinden muzdaripken, bu derece hizli ve ince eleyip sik dokumadan degisiklik yapmak biraz garip degil mi? Üstelik degistirilmek istenen seylerin bir kismi da AK Parti hükümetleri zamaninda uygulamaya konulmusken. Sanki AK Parti iktidarinin Milli Egitim bakanlari birbirinin devami degil de ay ayri partilerin bakanlariymis gibi bir izlenim olusmakta zaman zaman” seklinde konustu.
AK Parti iktidari boyunca okul aile birlikleriyle ilgili ikinci bir düzenlemeye imza atilmak üzere oldugunu kaydeden Erol Ermis, sunlari söyledi: “2005 yilindan önce okullarimizda üçlü bir yapi söz konusuydu: Bir tarafta okul idaresi, diger tarafta Koruma Dernekleri, üçüncü bir yapi olarak da Okul Aile Birlikleri. Bu üç yapi çogu defa birbiriyle çatisirdi. Bu çatismadan da en çok zarari okul, yani egitim paydaslari görürdü. Bu üçlü yapiyla okullari daha fazla yipratmak istemeyen zamanin yetkilileri, üçlü yapiyi tek çati altinda birlestirerek herkesin görev ve sorumluluk alanlarini belirledi. Getirilen veli tanimiyla birlikte veli olmayanlarin okullarin basina musallat olmasinin da önüne geçildi. Çikarilan yönetmelik her kusurdan ari olmasa da geçmiste yasanan olumsuzluklari büyük oranda ortadan kaldirmisti. Uygulamanin içinde olanlar yönetmelikle ilgili bazi degisiklikler beklerken tamamen 2005 öncesine dönülme riskiyle karsi karsiya kalinmistir. Anlasildigi kadariyla okul yönetimleri etkisiz eleman konumuna düsürülecektir. Tabiri caizse yetki bütünüyle velilerin eline geçecek, okul yöneticileri de onlara boyun eger hale gelecektir. Degisiklikten murat bu olmasa da, olacak olan budur. Ne tarafindan bakarsaniz bakin getirilmek istenen degisikligi olumlu bulmak mümkün degildir.”
“Denenmisi denemek basarisizliga davetiye çikarmaktir” diyen Ermis, “Yol yakinken bir yanlistan dönülmeli, konu masaya yatirilmali, egitim camiasinda tartisilmali, bir mutabakata varilarak degisiklik yapilmalidir. Mevzuatta yapilacak her türlü degisiklikte ilgili kurumlarin görüsüne basvurulmasi her açidan yararlidir. Istedigim zaman görüs alirim, istemedigim zaman da bildigimi okurum yanlisina düsülmemelidir” diye konustu.