Genel Yetkili Sendika

Yarginin Adaletsizligi Tesis Etmeye Çalismasi Düsündürücüdür

YÖK’ün, yüksekögretime giriste farkli katsayi uygulamasini kaldiran kararinin yürütmesinin Danistay tarafindan durdurulmasi, Subemiz öncülügünde gerçeklestirilen eylemde protesto edildi.

 

Eylemde konusan Sube Baskanimiz Numan Seker, Danistay 8. Dairesi’nin, YÖK’ün yeni kararinin iki, üç ve dördüncü maddelerinin yürütmesini oy birligiyle durdurarak, katsayi adaletsizliginin devamina karar verdigini ifade ederek, sunlari söyledi:

“Burada düsündürücü olan, adaleti tesis edecek olan kurumlarin (Baro ve Danistay) siyasi ve ideolojik yaklasimlari sonucunda adaletsizligi tesis etmeye çalismalaridir. Bunun içindir ki, Istanbul Barosu Taksim Meydani’nda ‘Darbeci Baro Taksim’e hos geldin!’ pankartiyla karsilanmistir. Danistay 8. Dairesi, 2005 yilinda bir ögrenci tarafindan katsayi adaletsizligiyle ilgili müracaatini, bu konunun kendi alanina girmedigini ve tüm yetkininin YÖK’te oldugunu belirterek, yapilan basvuruyu kabul etmemisti. O günden bugüne ne degisti de dün Danistay’in alaninda olmayan katsayi konusu bugün Danistay’in alanina girmis oldu.”

 

Millete haddini bildirmeye ve milletin degerlerini hükümsüzlestirmeye dönük bir yaklasim olarak ortaya çikan, milletin siyasi tercihleriyle sekillenen yönetimi darbelere layik oyunlarla isbasindan uzaklastirip, yeni yaklasimin kararlarini uygulamaya dökecek bir yönetimi isbasina getirerek, inanca ve inanana karsi hücuma geçen 28 Subat Darbesi’nin en rijit uygulamalarindan birisi olan ‘Katsayi Uygulamasi’nin adeta bir yargi korumasina alindigini kaydeden Seker, “Ülkemizde demokratiklesmeye dönük adimlar ve açilimlarla milletçe kucaklasmaya, topyekûn kalkinmaya ve özetle 21. yüzyila yakisir bir sistem örülmeye çalisilirken, 1960 Darbesi’nin dogurdugu, 1980 Darbesi’nin besledigi, 28 Subat 1997 Darbesi’nin dinamiklestirdigi çesitli yapilar, gestapo mantigiyla direnç göstermeye devam ediyor” seklinde konustu.

 

Bugünkü tablonun, yarginin yürütmenin alanina giren hususlara müdahalesi anlamina geldigini dile getiren Seker, “Önceki kararlarinda, katsayinin belirlenmesinde YÖK’ün yetkili oldugunu ilan eden Danistay, hangi hakla kendisini YÖK’ün yerine koyarak katsayiyla ilgili ölçü dayatmaktadir?” diye sordu.

 

Numan Seker, mesleki egitime ve yüksekögretime geçis sistemine iliskin tercihlerin, egitim sisteminin ilkeleriyle birlikte sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarin karsilanmasini, bireylerin egitim hakkindan, sinirlama olmaksizin yararlanmasini hedef edinen bir stratejiyle belirlenmesi gerektigini vurgulayarak, sözlerini söyle sürdürdü:

“Tercih yetkisi, yasama ve yürütme organina aittir; yarginin yetkisi ise, yapilan islemlerin ve yürürlüge konulan düzenlemelerin uygunlugunu denetlemekle sinirlidir. Yoksa yarginin yasama ve yürütmenin yerine geçerek yeni bir tercih belirleme yetkisi yoktur. Aksi halde yargi, haklarin teminat altina alinmasi islevini degil, haklarin düzenlenmesi islevini görür ki, bu durum insan hak ve özgürlüklerine yönelik en büyük ihlaldir. Zira bu durumda ihlal edilen, kaynagini bireylerden alan egemenlik yetkisidir. Istanbul Barosu’nun siparisi üzerine Danistay 8. Dairesi’nin verdigi karar, sadece gençlerimizin gelecegini degil, ülkenin ve ülke ekonomisinin gelecegini de ipotek altina almaktadir. Bu karardan en çok etkilenenler ise, çocuklarini meslek liselerinde okutmak disinda bir seçenege sahip olmayan yoksul ailelerdir.”

 

Seker, iktidarin, katsayi konusunu yasayla düzenleyerek, Danistay’in ilgi ve yetki alanindan çikarmasini, YÖK’ün de katsayi adaletsizligini gidermek konusundaki kararliligini sürdürmesini istedi.