Genel Yetkili Sendika

Yetti Artik!

Sube Sekreterimiz Ertugrul Yildiz, yakin tarihi ile yüzlesip hesaplasamayan, darbecilerden hesap soramayan, darbeleri dogru analiz edemeyen toplumlarin, darbeye ve darbecilere,  tarih kismi bos birakilmis davetiye düzenlediklerini fark dahi edemeyeceklerini söyledi.

 

28 Subat postmodern darbesinin yildönümü dolayisiyla bir açiklama yapan Yildiz, sunlari ifade etti: “Bu aci gerçek kendisini, ülkemize ve toplumumuza farkli biçimlerde de olsa neredeyse her 10 yilda bir hatirlatti. Çok partili demokratik hayata geçisten bu yana 1960, 1971, 1980, 1997 ve 2007’de makus talihimizmis gibi bu gerçekle yüz yüze kaldik. Bir öncekinin hesabini dahi sormaya firsat bulamadan yenisini yasamanin saskinligiyla rafa kaldirilmis demokrasi ve sindirilmis millet iradesi dramini degistirilmez bir senaryoymus gibi oynamak zorunda birakildi bu ülke insani. Diger ülkelerde insanlar kuslarin, böceklerin, çiçeklerin adini ögrenirken, biz darbecilerin adini ezberledik bu ülkede. Babalarinin mali gibi ülkeyi darbeden darbeye sürükledi birileri. Yediler, bitirdiler ülkemin güzel kaynaklarini. Hem Atatürkçülük adi altinda hem de laiklik adi altinda; hem özgürlük adi altinda hem de demokrasi adi altinda.”

 

Yasatilan darbelerin beraberinde getirdigi olumsuzluklarin, sadece demokrasimizin kesintiye ugramasi gibi herkes tarafindan görülebilir sonuçlarla sinirli olmadigini; egitimden ekonomiye, kültürel hayatimizdan sosyal algilarimiza pek çok alanin darbelerden fazlasiyla nasibini aldigini kaydeden Yildiz, “Bu süreci takip edenler, 28 Subat’in, ‘üretilmis irtica kaygisina’ yöneltilmis bir darbe olmadigini ayni zamanda kayginin perde olarak kullanildigi çok ortakli bir hirsizlik süreci oldugunu da göreceklerdir. 28 Subat sürecinde bankalarin içinin bosaltildigi, kisi basina milli gelirimizin geriledigi, dini hassasiyeti olan sermaye sahiplerine karsi servet düsmanligi uygulamalarinin hayata geçirildigi, IMF girdabina mahkum olundugu, ‘Besli Çete’ eliyle, emegin sözcüsü olmasi gereken bazi sivil toplum kuruluslarinin emek hirsizligina yöneltildigi, bu sürecin ürettigi senaryolarla isbasina gelen hükümetin Cumhuriyet tarihinde ilk kez yolsuzluk nedeniyle iktidardan düsürüldügü gerçegi karsisinda darbeleri sadece demokrasiyi kesintiye ugratan basit bir militarist olgu olarak degerlendirmek mümkün degildir. 28 Subat süreci, sadece ülkenin ve milletin kaynaklarini talan eden bir sistemin kurulmasina zemin hazirlamamis, beraberinde milli iradeyi yok sayan, milletle hesaplasmayi makul gören derin devlet yapilanmasina da çanak tutmustur. Temel hak ve özgürlükler, demokrasi kültürü konusundaki kazanimlarin bütününde sadece içeride degil, uluslararasi düzeyde de demokrasimizin olgunlasmadigini ifsa eder mahiyette geriye gidisler yasanmistir” seklinde konustu.

 

28 Subat postmodern darbesini kurgulayanlar ve gerçeklestirenler yargi önünde hesap vermedigi takdirde ‘kendilerini devletin kurtaricisi olarak görenlerden’ bu sifatla demokrasi disi her tür müdahaleyi makul bulanlardan kurtulamayacagimiz gibi, yeni kurtaricilarin istahinin kabarmasini da engelleyemeyecegimizin altini çizen Yildiz, “Haksiz ve hukuksuz bütün girisimleri, baskilari, emrivakileri, darbeleri, darbe tesebbüslerini ve her türlü zulmü kiniyor, reddediyor ve vicdanlarimizda mahkûm ediyoruz. Bundan böyle bütün toplumu, haklarina sahip çikmaya davet ediyoruz” diyerek sözlerini tamamladi.