Genel Yetkili Sendika

Kadin Sorunu Bir Demokrasi Sorunudur

Sube Kadinlar Komisyonu Baskanimiz Betül Çilek, kadin sorununun bir demokrasi sorunu oldugunu ifade ederek, “Türkiye demokratiklestikçe, özgürlük alanlari genisledikçe, kadinlarimizin sorunlarinin çözümünün de kolaylasacagina inaniyoruz” dedi.

 

8 Mart Dünya Kadinlar günü dolayisiyla Sube binasinda bir basin açiklamasi yapan Çilek,  egitim, ögretim ve bilim hizmet kolunda çalisanlarin yarisini kadinlarin olusturdugunu ifade ederek, sunlari söyledi: “Ögretmen, memur, hizmetli olarak görev yapan 300 bini askin kadinin çalisma hayati içinde karsilastigi güçlükleri, kadin ve anne olmanin getirdigi ek sorumluluklari hepimiz biliyoruz. Bu anlamda geçtigimiz yil da ifade ettigimiz gibi, çocugumuzu birakabilecegimiz uygun bir kres, dogum öncesi ve sonrasinda yeterince izin, çocugumuzun bakim masraflarina yetecek miktarda göstermelik olmayan çocuk yardimi istiyoruz. En önemlisi de, kilik kiyafetimizden, düsüncelerimizden dolayi ayrimciliga ve baskiya maruz kalmamak istiyoruz. Her türlü tacizden ve siddetten uzakta ve güven içinde çalismak istiyoruz. Bu talepler insanca degil midir ki, yetkililer bugüne kadar bu sorunlara bir çözüm getiremediler, gelistiremediler. Unutulmamasi gerekir ki, kadin sorunu esasen bir demokrasi sorunudur. Türkiye demokratiklestikçe, özgürlük alanlari genisledikçe, kadinlarimizin sorunlarinin çözümünün de kolaylasacagina inaniyoruz.”

 

Erkeklerin, farkli cinsten olmalarindan dolayi kendilerine ayrimcilik uyguladigini, hemcinslerinin ise, farkli dünya görüsüne sahip olduklari için birbirlerini ayrimciliga tabi tuttuklarini kaydeden Çilek, “Bu anlamda, ülkemizde kadinlarin kadinlara bakisinda da sosyolojik incelemelere konu olabilecek düzeyde ciddi sorunlar vardir. Kendisini ‘kast’in üst bölümlerinde gören; hemcinslerinden bazilarini sosyal, kültürel ve bilimsel açilardan sahip olduklari birikimi hiçe sayarak inançlarina ve kiyafetlerine göre alt sinifa indirgeyen kadinlarin durumu da, ayrica sosyolojik ve psikolojik bir vakia olarak karsimizda durmaktadir. 8 Mart Dünya Kadinlar Günü’nde kadinlarin top yekûn elele vererek yasadiklari sikintilari giderme, zayi edilen haklarini elde etme mücadelesi içerisinde olmalari gerekirken, kimi kadin örgütlerinin basörtülü kadinlarin egitim ve çalisma haklarina iliskin olumsuz yaklasimlari, 8 Mart Dünya Kadinlar Günü’ne bastan gölge düsürmektedir. Basörtülü kadin milletvekili Meclis’ten kovuldugunda ideolojik tavirla basörtülü kadinin seçilme hakkina sahip çikmayan kimi kadin örgütlerinin kadin adaylari desteklemeye ve egitmeye kalkismalari komedi unsuru olmaktan öteye bir anlam tasimamaktadir” seklinde konustu.