Genel Yetkili Sendika

Sendikaciliga Yeni Bir Deger Kattik

Subemiz, üyelerine yüksek lisans imkan saglamak için Toros Üniversitesi’yle yaptigi anlasmayla sendikaciliga yeni bir deger katti.

Sube ile Toros Üniversitesi arasinda imzalanan yüksel lisans protokolü egitimcilere tanitildi. ADÜ Sosyal Tesisleri’nde gerçeklesen toplantiya Sube Yönetim Kurulu üyelerimizden Ismail Yigit, Nural Çam, Hamza Ünal Cengiz, Göksel Baran ve Nazilli Ilçe Temsilcimiz Özkan Yildirimkaraman katildi.

Protokol hakkinda bilgi veren Sube Sekreterimiz Ismail Yigit, sendikaciliga kattiklari yeni bir degeri paylasmak istediklerini ifade ederek, “Toros Üniversitesi ile yüksek lisans anlasmasi yapmis bulunmaktayiz. Ilk kez bu kadar düsük bir ücret karsiligi yapilan bu antlasmaya Sube olarak büyük bir önem atfediyoruz. Toros Üniversitesi ile Egitim Yönetimi ve Denetimi alaninda üyelerimize özel tezsiz yüksek lisans sözlesmesi yapmis bulunmaktayiz. Ücretin tamami 3 bin 750 TL olup 10 esit taksitte ödeme imkani vardir. Yüksek lisansa basvuru için 55 alma sarti bulunsa da programa devam ederken ALES’e girmek de mümkündür. Önümüzdeki günlerde programa basvurular alinmaya baslanacak, kayitlar Agustos ayinda tamamlanmis olacaktir” dedi.

Yüksek lisans programi kapsamindaki egitim ögretimin Cumartesi ve Pazar günleri Aydin’da yapilacagini kaydeden Yigit, sunlari söyledi: “30 katilimci sayisini bulan ilçelerimizde sinif açmak mümkün olabilecektir. Gerekli katilim sayisina ulasildigi takdirde diger alanlar olan Egitim Sosyolojisi, Egitim Psikolojisi gibi alanlarda yüksek lisans yapma imkani vardir. Bizler yapmis oldugumuz bu çalismaya en az 200 üyemizin katilacagini hesapliyoruz. Nihai hedefimiz bütün üyelerimizin yüksek lisans yapmasidir.”

Konusmasinda ye egitim sistemine de deginen Yigit, “Bugüne kadar Milli Egitim sistemimiz genelde kendi degerleriyle parçali bulutlu bir seyir izlemistir. Toplumumuzun degerlerini bütünüyle yitirmenin esiginde oldugu bir dönemde degerler egitimini önceleyen bir egitim mantalitesine ülkemizin acil ihtiyaci oldugu kanaatini tasiyoruz. Umalim ki artik bu topraklarda, bu ülkenin çocuklari kendi degerleriyle kavgali bir egitim anlayisini benimsemeye zorlanmasin. Artik yapilan bu degisiklikler bir Milli Egitim politikamizin bel kemigini olustursun, ayni sikintilar tekrar tekrar yasanmak, zorunda kalinmasin. Bizler 4+4+4 seklinde ifade edilen kademeli egitim sistemini önemsiyoruz. Milli Egitim Bakanligi’ndan beklentimiz, 4+4+4 egitim sistemini uygulamaya koyarken, ‘ben yaptim oldu’ tavrindan uzak durmasi ve yetkilerinin önemli bir kismini sendikalarla, sivil toplum kuruluslariyla paylasmasidir” seklinde konustu.