Genel Yetkili Sendika

MEB Haftalik Ders Saatlerinde Geri Adim Atmalidir

Sube Baskanimiz Emrullah Aydin, haftalik ders saatlerinde acilen yeni bir düzenleme yapmak gerektigini ifade ederek, “Sistem oturup, fiziki sartlar iyilestirildiginde eksik olduguna inanilan ders saatlerinde yeni ayarlamaya gidilebilir” dedi.

Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer’in, “Egitim sistemindeki degisikligin nedeni OECD ülkeleri arasinda ögrenci basari siralamasinda çok gerilerde kalmamiz. PISA arastirmalarinda 31-32 ülke arasinda son siralarda yer aliyoruz. Özellikle de Matematik ve Fen derslerinde. Bir arastirma yaptirdik, gördük ki ilk 8 yillik egitim diliminde ‘kendi dilinde okuma yazma’ disindaki tüm derslerde OECD ülkelerinden çok daha düsük saatlerde egitim veriyoruz. Örnegin AB ülkelerine göre Matematik’te 198 saat, Fen derslerinde 115 saat, Sosyal Bilimlerde 151 saat gerideyiz. Bunlar tam saat, yani 60 dakika. Bu durumda 45 dakikalik ders üzerinden hesaplanirsa, örnegin, Matematikte 264 ders eksik egitim ortaya çikiyor. Farki kapatmak için ortaokuldan itibaren ders saati sayisini artirdik, seçimlik dersler ekledik” seklindeki açiklamalarini hatirlatan Aydin, “Sayin Bakana hak vermemek çocuklara ihanet olur. Ama bu kiyas fasit bir kiyas olup, dogru degildir. Matematikte 198 saat bizden fazla egitim veren AB ülkelerinin hangisinde ikili egitim var? Hangisinde sinif mevcutlari 40’in üzerinde ya da hangisinde ücretli, vekil ögretmenlik uygulamasi var” diye sordu.

“Istatistiklerden yola çikilacaksa, öncelikle kendi ülkemiz verilerini dikkatli okumaliyiz” diyerek sözlerini sürdüren Aydin, “Bakin ülkemizde tekli egitim veren okullarin liselere geçis sinavlarindaki basarisi, ikili egitim yapan okullarin çok üzerinde. Yine sinif mevcutlari ortalamasi 25 ve alti olan (köy okullari hariç) okullarin basarisi, sube basina düsen ögrenci sayisinin 40 ve üzerinde oldugu okullardan daha iyi oldugu görülmektedir. O halde bu ülkede AB ülkeleri ile esit sartlara ulastigimiz zaman ders saatlerini hep beraber sorgulayalim. Istatistiklere bu sekilde bakmadan, sadece ders saatlerinden yola çikarsaniz netice almaniz mümkün olmaz. AB ülkelerinde günde sekiz saat sabah, sekiz saat ögleden sonra olmak üzere, toplam 16 saat ders yapan kaç tane ikili egitim kurumu var buna bakmak lazim. Yani sabah 06:30’dan aksam 19:30’a kadar ders yapilacak. Istanbul, Izmir gibi kis aylarinda günesin saat 08 sularinda dogup, aksam 17 sularinda battigi bir ortamda, matematik dersi eksigimizi gidermeliyiz demek ne kadar bilimseldir acaba? Bunu dillendirdigimiz zaman sadece büyüksehirlere yönelik konustugumuzu, ikili egitim yapan okul sayisinin Türkiye’deki okul sayisina oraninin sadece yüzde 30 oldugu gibi yine yanlis bir istatistiksel veriyle cevap aliyoruz. Sunu herkes iyi biliyor ki, evet, okullarin yüzde 30’u ikili egitimde ama bu okullardaki ögrencilerimizin tüm ögrencilere orani yüzde 60’a tekabül etmektedir” seklinde konustu.

Okullarin kaderine terk edilircesine ‘herkes bir sekilde ayar yapsin’ demenin dogru olmadigini kaydeden Aydin, sözlerini söyle tamamladi: “Teneffüsleri kisaltmak da asla çözüm olmayacaktir. Eee o zaman ne olacak? Bunun cevabini kimse bilmedigi gibi, yetkililer sorunu da görmek istemiyor. Ya birilerinin çikip ‘ne olmus 06:30’da baslayip 19:30’da bitiririz, hiçbir sey de olmaz’ demesi gerekiyor ya da haftalik ders saatlerinde acilen yeni bir düzenleme yapmak gerekir. Bizce ikinci seçenek geçis sürecinde yapilmasi gereken dogru bir uygulama olur. Sistem oturup, fiziki sartlar iyilestirildiginde eksik olduguna inanilan ders saatlerinde yeni ayarlamaya gidilebilir.”