Genel Yetkili Sendika

Farklarimizdan Çok Benzerliklerimiz Var

Sube Kadinlar Komisyonu Baskanimiz Huriye Dönmez, ‘Kadin-erkek ayirimciliginin’ kiskirtildigina dikkat çekerek, “Toplum olarak ayriliklarimiz ya da farklarimizdan daha çok benzerliklerimiz ve beraberce yapabileceklerimize odaklanmaliyiz” dedi.

Dönmez, sözlerini söyle sürdürdü: “Içinde bulundugumuz su günlerde kadin-erkek iliskilerine dair bir yazi, haber ya da bir yoruma rastlamadigim gün olmuyor. Kimi bangir-bangir ‘kadinlara haksizlik ediliyor bu toplumda!’ diye bagirirken; kimi ‘hep kadin, hep kadin! Peki, ezilen erkekler ne olacak burada!’ diye veryansin ediyor. Bu sesleri duydukça içimden ‘Allah Allah… Meger ne çetrefilli bir konuymus bu böyle diyorum. Ezilenler, ezenler, aglayanlar aglatanlar, haklari gasp edilenler, kutsallar, tutsaklar… Meger ne büyük kinler varmis içimize doldurdugumuz. Üzücü oldugu kesin. Bir o kadar da düsündürücüdür.”

Ortada haklari alenen gasp edilen bireylerin var olmasinin, bu gasplarin cinsel kimliklere dayandirilarak yapiliyor olmasinin gerçekten derin bir üzüntü ve derin bir sikinti oldugunu ifade eden Huriye Dönmez, “Fakat benim bu açiklamayi yapmamin amaci, bu sikintiya dikkat çekmekten ziyade bu sikintinin ele alinis biçimi ve bu ele alisin olasi sonuçlarina dikkati çekmeye çalismaktir. Toplum olarak ayriliklarimiz ya da farklarimizdan daha çok benzerliklerimiz ve beraberce yapabileceklerimize odaklanmaya, ortak degerlerimizi hatirlayip, ortak hedefler edinmeye ve bizi birlikte hareket etmeye yönlendirecek, aramizdaki baglari güçlendirecek düsünce ve tutumlara ihtiyacimizin oldugu muhakkak. Kadin mi erkek mi? Hangisi daha hakli, hangisi daha yanli, kim güçlü, kim akilli, kim yönetir, kim yönetilir gibi soru ve sorunlari asmak, zaten var olan temel cevabi dikkate alarak kadin erkek iliskilerini artik yeniden ele almak kaçinilmaz olmustur. Neden böyle anlamsiz bir yarisa yönlendiriliyor oldugumuzu oturup düsünmek ve bu anlamsiz yarista taraf olmak israrindan vazgeçip, mevcut gücümüzü sonuçsuz rekabette degil, toplumumuza gerçek faydalar saglayacak çaba ve faaliyetlerde harcamak gerektigini hatirlamak zorunlu hale gelmistir.  Unutmamalidir ki, erkek sabir, metanet, sogukkanlilik, cesaret, hâkimiyet, aklî meleke, ihtiyat ve fizikî güç gibi özellikleriyle kadini kusatmalidir. Kadin da sefkat, merhamet, nezaket, incelik, hissî meleke, letâfet ve fizikî zarafet yönü ile erkegi kusatmalidir. Zira birbirine örtü olarak yaratilmis, birbirinden ayri, yaradilis ve isleyis yönü ile son derece özel ve mükemmel yaratilmis iki varliktir, erkek ve kadin” seklinde konustu.

“Sürekli kavga eden varliklar gibi gösterilmek, devamli ve sonuçsuz bir mücadelenin taraflari olarak lanse edilmek, birbirine ihtiyaci olmayan, tek basina varlik gösterebilen, tek iken daha mutlu ve huzurlu varliklar olarak gösterilmek, toplumsal deger ve dinamiklerimizi nasil etkiliyor” sorusunu aklimiza getirmek ve buna verilecek cevabin üzerinde uzun uzun düsünmek geregini vurgulayan Dönmez, sunlari söyledi: “Aile toplumun temel tasidir bilgisini henüz ilkögretimin ilk yillarindayken ögretiyoruz. Fakat bu temel tasin korunmasi gerektigini, bu temel tasin bireylerini birarada tutan deger ve dinamikleri yipratmamak, sarsmamak gerektigini unutuyoruz. Korkarim bu gidisin sonu temel taslari parçalanmis bir toplum olmayi hizlandiracak ve o zaman nerede hata yaptik deyip kara kara düsünecegiz. Bu konuyu ortada büyük bir kavga varmis gibi, sanki birbirine zit iki tarafmisiz gibi ele alanlarin bir de bu pencereden bakarak ele almasi, toplumsal gelecegimiz için son derece gereklidir.”