Kalkan, 5 Ekim Dünya Ögretmenler Günü münasebetiyle, bir basin açiklamasi yapti.
Konusmasina, tüm ögretmenlerin Ögretmenler Günü’nü kutlayarak baslayan Aydin Kalkan, ögretmenlerin içinde bulundugu durumu izah etmek için bir arastirma sirketinin bin 55 ögretmen üzerinde yaptigi bir çalismanin sonuçlarina dikkat çekti.
Arastirmaya göre, kamu çalisanlarinin yüzde 43’ünü olusturan bir milyon kisilik egitim ordusunun basi banka borçlariyla dertte. Arastirma, her 100 egitimciden 95’inin borçlu yasadigini ortaya koydu. Kredi karti borçlari yüzünden kara listeye alinanlarin orani yüzde 132 artti. Egitimcilerin banka borcu bir yil öncesine göre yüzde 82 oraninda artmis durumda. Ögretmenlerin yüzde 47’si kredi kartlari, yüzde 13’ü ev ve araba kredisiyle bankalara borçlu. Es, dost, arkadas ve akrabalara borcu bulunanlarin orani yüzde 27 iken, magazalara ve tanidik esnafa borçlananlarin orani yüzde 8. Ögretmenlerin sadece yüzde 5’i borçsuz.
Istanbul, Ankara ve Izmir’de çalisan egitimcilerin diger küçük kentlerde yasayanlara göre daha çok borcu bulunuyor. En az borcu bulunan egitimciler ise köylerde görev yapanlardan olusuyor.
Bu sorunlarin bir an önce çözüme kavusturulmasi ve egitimcilerin hak ettikleri refah seviyesine çikartilmasini isteyen Kalkan, söyle devam etti:
“Macaristan, Irlanda, Portekiz, Isveç, Yunanistan ve Türkiye arasinda en çok çalisma saatlerine sahip olan ülke Türkiye’dir. Portekiz’de ögretmenlerin bir yillik toplam çalisma saatleri sadece bin 425 saat iken, Türkiye’de bin 808 saattir. Irlanda’yi sirasiyla Portekiz, Isveç, Macaristan ve Yunanistan izlemektedir. Yunanistan, Macaristan, Isveç ve Portekiz’de ögretmen basina 11 ögrenci düserken, Türkiye’de bu rakam en az 26’dir. Bir milyon kisilik egitim ordusunu açligin ve yoksullugun kiskacina alan, meslegine karsi küstüren bu anlayisa karsi, bilimsel, demokratik, nitelikli bir egitim sistemi olusturmak için tüm egitim çalisanlarini ekonomik ve sosyal açidan doyuran bir politika olusturulmadigi sürece yasanan sorunlarin devam etmesi kaçinilmazdir.”
Kalkan, ögretmenlere, hizmetli ve memurlara insanca yasayabilecekleri, nitelikli hizmet verebilecekleri çalisma ve yasama kosullarinin olusturulmasi, bunun için de basta maaslar olmak üzere, mesleki ve özlük haklarinin insan onuruna yarasir bir düzeye yükseltilmesi gerektiginin altini çizdi.