Eğitim-Bir-Sen Denizli 1 No’lu Şube Başkanı Şükrü Kolukısa, “Daha düne kadar birbirinden zerrece haz etmeyen kesimlerin hangi gizli elin maharetiyle kurduğunu bilmediğimiz ittifaklarının eninde sonunda ellerine ve ayaklarına dolanacağını biliyoruz” dedi.
Yetkili sendika belirleme çalışmalarının son hızla devam ettiği son günlerde Eğitim-Bir-Sen’e yönelik kara propaganda maksatlı, iftiralarla bezeli iddialara basın toplantısında cevap veren Kolukısa, “Türk Eğitim-Sen Başkanı ve Aktif Eğitim-Sen İl Temsilcisi ‘iki kafadar’ ağzıyla aynı garezin etrafında kurdukları kirli ittifakla sendikamızı hedef alan açıklamalarda bulunmuşlardır. Aktif Eğitim-Sen İl Temsilcisi, aç-kapa usulü emirle kurulan, talimatla üye olunan, yarın ‘Abilerin’ ani bir kararıyla yeniden kapanıp kapanmayacağı belli dahi olmayan nevzuhur sendikasını Türk Eğitim-Sen’in payandalığına vererek kendi başını bağlayamayanın düğün evinde gelin başı bağlamaya kalkması misaliyle yeni ağabeyinden öğrendiği ağızla konuşmaktadır. Kişileri ve kurumları asılsız ve haksız yere yıpratmama konusundaki hassasiyetimizle sorumlu sendikacılık anlayışımız gereği iddiaları araştırmamız ve üzerine gitmemiz neticesinde; yetkiyi Eğitim-Bir-Sen’den tek başına alamayacağını çok iyi bilen, bu yüzden cepheyi genişleterek, her sene küçük sendikalara musallat olan, yetki döneminde küçük sendikaların üyelerini aylık ve günlük ayartarak, sendika üye sayısını hormonlayan, ilkesiz ve iftiracı sendikacılık anlayışı nedeniyle iri sendika olan ama asla büyük sendika olamayan malum sendika, bu sefer de cemaatin sendikasını ayartmış, onların desteğiyle yetki alma hinliğine kaçmıştır. Ağızları aynı, sadece fotoğraf çektirdikleri yerler ayrı olan bu iki başkanın aynı çatı altında ‘Aktif Türk Eğitim-Sen’ olarak ortak bir basın açıklaması düzenlemelerinin daha dürüstçe olduğunu düşünüyoruz. Daha düne kadar birbirinden zerrece haz etmeyen bu kesimlerin hangi gizli elin maharetiyle kurduğunu bilmediğimiz ittifaklarının eninde sonunda ellerine ve ayaklarına dolanacağını biliyoruz” dedi.
Samimi üyelerinin manevi tercihlerini hiçe sayan bu pervasız, suni birleşmenin kendi öz üyelerine hakaret olduğunu bile düşünemeyen bu anlayışın birinde garez, diğerinde yetki sarhoşluğunu gördüklerini kaydeden Kolukısa, “Eğitim-Bir-Sen’le tek başlarına mücadele edemeyeceklerini çok iyi bildikleri için ‘iftira temasıyla’ kurdukları bu ittifaklarının aslında Eğitim-Bir-Sen’in gücünü itiraf etmekten başka bir anlam taşımadığını çok iyi biliyoruz. Eğitim-Bir-Sen, hizmet sendikacılığı gereği her ilçeye, her köye, her okula gitmekte, her eğitim çalışanına temas etmektedir. Eğitim çalışanlarının, kategorize etmeden, ayrımsız bir şekilde sorunlarıyla ilgilenmektedir. Üyelik çalışması yaparken anlatacağı bir medeniyet davası, çalışanları ikna edeceği onlarca kazanımı olan bir sendikanın hiçbir makam sahibinin ‘harici lütfuna’ ihtiyacı yoktur. Bunu ancak kendi yapanlar başkalarının da yaptığını var sayarlar” şeklinde konuştu.
Yeni dönem okul yöneticiliği ile alakalı olarak da ziyaret ettikleri her kurumda, kurum yönetme kabiliyeti olan, temsiliyet gücünü haiz, göreviyle alakalı birikim ve ideale sahip olan herkesin görev almasını arzuladıklarını, partizanca ayrımlara karşı olduklarını, mevcut yöneticilerin birikim ve tecrübelerinin kesinlikle zayi edilmemesini, mesleki heyecanı bitmiş, değişime kapalı, mental yorgunluğu olan yöneticilerin yerine bu işi layıkıyla yapacak gençlere yer açılmasını önemsediklerini vurguladıklarını belirten Kolukısa, şöyle konuştu: “Eğitimin doğal bir paydaşı olarak da bu konuda ‘kamu vicdanı’ vazifesi görevini hakkıyla yerine getireceğimizi söyledik. Hiçbir Allah’ın kuluna ne açık ne gizli ne teklif ne de tehditte bulunmadık. Bulunduğumuzu iddia eden bir eğitim çalışanı varsa, hodri meydan, buyursun bizi yalanlasın. Eğitim-Bir-Sen, yetki hedefi olan bir sendikadır, ancak iftira ile alınacak bir yetkiye asla tenezzül etmeyecektir. Biz ideolojik saplantıları olan değil, hizmet etmenin erdemine inanan bir sendikayız. Biz sendikacılığımızın hiçbir döneminde sendikamızı üye sayısı daha çok olan sendikalara peşkeş çekmedik. Düşünürken bilgiyle, konuşurken şairce, savaşırken kahramanca savaştık. Türkiye’nin her rengine gönül verdik, insan inşa etmek için yollara düştük, üye olmayı da, üyelikten istifa etmeyi de demokratik bir hak olarak gördük. Diğer sendikalar üye olmayı demokratik bir hak, istifa etmeyi davayı satmak olarak gördükleri için baskıyla tuttukları yüzlerce üye, gün gelip baskı kuranlar temizlendiğinde, hakiki tercihlerine yönelecek; herkes gerçek sayısına kavuşacak.”