Senocak, düzenledigi basin toplantisinda, sözlerine, basta ögretmenler olmak üzere tüm egitim çalisanlarinin Ögretmenler Günü’nü kutlayarak, basladi.
“Bugün burada 24 Kasim Ögretmenler Günü öncesinde, egitime ve ögretmenlere dair sadece güzel seyler söylemek isterdik” diyen Senocak, sözlerini söyle sürdürdü:
“Ancak, son gelismeler karsisinda sessiz kalamayacagimiz için, Türk Egitim-Sen ve Egitim-Sen yöneticilerinin, imamlarin bos geçen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine girmeleri ile ilgili önceki gün yapmis olduklari; sendikamizi da hedef alan, bu cografya insanlarinin milli ve manevi degerleri ile çatisan beyanatlarinin yanlisligini, basinla ve halkimizla paylasmak istedik. Izmir genelinde, ögretmeni bulunmayan okullardaki ders açigini kapatmak için ortalama bin 500 ücretli ögretmen, mevzuata ve yönetmeliklere uygun olarak okullarimizda derslere girmektedir. Bu ögretmenlerin hepsi formasyon almis, üniversite mezunu egitimci arkadaslarimizdir. Egitim-Sen’in Din Dersi’ne yönelik halkin degerleri ile çelisen düsünceleri öteden beri bilinmektedir. Bir taraftan neden din dersi ögretmeni atamalari bu kadar çok derken, diger taraftan da ‘Okullarda neden Din Dersi ögretmeni yok?’ diye sormalari, onlarin zihniyetini gayet güzel ifade etmektedir. Ancak, kendisini her platformda milli ve manevi degerlere saygili, adeta bu ülkenin degerlerinin yegane sahibi ve koruyucusu gibi gören Türk Egitim-Sen yöneticilerinin, imamlari ve Din Dersi ögretmenlerini hedef gösteren, küçümseyen beyanatlari, kendi sendika üyeleri olan egitimci arkadaslarimizi ciddi manada rahatsiz edecek ve yeni bir sorgulama içine girmelerini saglayacaktir. Diger bir husus da, Türk Egitim-Sen’e üye ögretmenleri, üyeliklerinin devam etmesinin, bu ifadeleri kabul edip destekledikleri anlamina gelecegini unutmamalidirlar.”
Senocak, liyakat ve formasyon sahibi kisilerin derslere girmesinin problem degil, bir çözüm oldugunu söyledi.
Okullarda, Milli Güvenlik derslerine askerlerin, sosyal etkinlik derslerine ve egzersizlere Halk Egitim’den belge almis olan usta ögreticilerin, Okul Öncesi Egitim’de usta ögreticilerin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine Ilahiyat Fakültesi mezunlarinin girdigini hatirlatan Senocak, “Büyümemizi hazmedemeyen bazi sendika yöneticileri ‘kirmizi görmüs boga gibi’ sendikamiza saldiriyorlar. Çalisanlarla kurdugumuz olumlu iletisimden, diyalogdan ve büyümemizden duyduklari rahatsizligi paradoksal ifadelerle dile getiriyorlar. Toplum nezdinde kabul gören ve önemsenen bazi kavramlari tartisma malzemesi yaparak kendilerine suni gündem olusturuyorlar” diye konustu.
Izmir Büyüksehir Belediyesi tarafindan burs verilirken, okullara süt dagitilirken, ayni parti üyeleri tarafindan açilan dava sonucu ögrencilerin burslarinin iptal edilmesini dogru bulmadiklarini kaydeden Senocak, “Bu burslardan öncelikli olarak sehit ve dul çocuklari, yetimler ve öksüzler yararlanmaktaydi. Bu, ülke için canini, varini yogunu feda edenlerin evlatlarina karsi yapilmis bir kötülüktür. Bu insanlarin ellerinden kim tutacak, magduriyetlerini kim giderecek?” diye sordu.