Genel Yetkili Sendika

Öğretmene şiddete protesto

 

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 No’lu Şube yöneticileri ve üyeler, Esenyurt Siteler İlkokulu’nda görev yapan sınıf öğretmenlerinin darp edilmesini protesto etti.

Okulun önünde toplanan eğitim çalışanları adına basın açıklaması yapan Şube Başkanı Celal Demirci, toplumda giderek artan ya da artırılan şiddet olaylarının insan davranışlarını da etkilediğini ve yaşanılan sorunların çözümünde sıklıkla şiddete başvurulmaya başlandığını belirterek, “Devletin vatandaşla buluştuğu en uç noktası olan öğretmenlerimiz de şiddet davranışları ile karşı karşıya kalmakta ve görevlerini yerine getirirken sürekli yaşadıkları şikâyet edilme tedirginliğinin yanı sıra şiddete maruz kalma kaygısı yaşamaktadırlar. Tehdit ile başlayıp darp etme ve yaralamaya kadar giden şiddet davranışları öğretmenlerimizin sağlıklı bir ruh hali içinde derse girme ve öğrencileri ile buluşmalarının önündeki en büyük engel olarak ortaya çıkmaktadır” dedi.

Öğretmene yönelik en basitinden en ağırına kadar hiçbir şiddet türünün yaşanan sorunların çözümü olmadığını ve olmayacağını vurgulayan Demirci, şunları söyledi: “Öğretmenlerimiz ‘Alo 147’ hattı ile dayakçı veliler arasında asimetrik şiddetin kurbanı olmaya devam ediyorlar. Sahibini arayan imzasız dilekçelerle 147’den vurulan öğretmenlerimiz, karne sezonunun yaklaşmasıyla yeniden veli dayağı olgusuyla karşı karşıya gelmeye başladılar. Bunun en son örneğini Esenyurt Siteler İlkokulu’nda yaşadık. Önce sınıf öğretmeni arkadaşımız Ümit Teker, daha sonra onu korumaya gelen okul müdür yardımcısı ve nihayetinde de konu ile hiçbir ilgisi olmayan sınıf öğretmeni arkadaşımız Davut Kul kendini bilmez bir velinin şiddetinden nasibini almıştır. Sosyal dönüşümün linç kültürüyle hiç edildiği bir dönemde buhranlar içindeki yaralı bilinç anlamsızlık eşiğini aşıp öğretmen bedeninde öfke patlamasına dönüşüyor. Bu öfke patlamasıyla dökülen yalnız öğretmenimizin kanı değil, ülke geleceğinin de yaldızlarıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nı daha fazla gecikmeden bu sorunu kökten halledecek tedbirleri almaya ve öğretmenlerimizi kendini bilmezlerin hedef tahtası olmaktan çıkarmaya davet ediyor ve diyoruz ki, zalimin zulmü sükût sayesinde yurtlanır. Soruyoruz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenine sahip çıkması için daha kaç öğretmenin dayak yemesi, kaç öğretmenin ölmesi gerekmektedir?”