Eğitim-Bir-Sen Kahta İlçe Temsilciliği, “Ortadoğu ve Türkiye ile Yakın Tarihte Ortadoğu” konulu konferans düzenledi. Kahta Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek ile Bekir Tank’ın konuşmacı olarak iştirak ettiği konferansa Şube Başkanı Ali Deniz, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Halil Tünçmen, AK Parti İlçe Başkanı Engin Akel, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda eğitimci ile davetli katıldı.
Konferansın açılışında bir selamlama konuşması yapan İlçe Temsilcisi Mustafa Işık, kimsesizlerin kimi, mağdur ve mazlumların hamisi, çalışanların sesi ve sözü olmaya çalıştıklarını belirterek, “Her zaman ve her yerde bu misyon çerçevesinde destanlar yazacak, hak ve hakikat için her ne varsa gerçekleştirmek için gecemizi gündüzümüze katacağız” dedi.
Şube Başkanı Ali Deniz, sendikal mücadeleyi, çalışanların özlük haklarını ve özgürlüklerini savunmanın, sosyal ve mali kazanımlarını değiştirmenin yanında aynı zamanda da dünyayı kardeşleştirmenin aracı olarak gördüklerini söyledi. Deniz, şunları söyledi: “Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak kuruluşumuzdan bugüne kadar, kamu görevlilerinin taleplerini kazanıma dönüştürerek sendikacılığın, ülkemizin sivilleşme ve özgürleşme süreçlerinde sorumluluk alarak sivil toplumculuğun; mazlum ve mağdurlara elini uzatarak insani duruşun, milletten yana taraf oluşun, vesayetten kurtuluşun hakkını verdik.”
Araştırmacı-Yazar Bekir Tank, “Orta Doğu aslında İslam dünyasının, daha doğrusu Osmanlı’nın gerilemesiyle birlikte çökmeye başladığı ve bu çöküşle birlikte her toplamda 5 milyon civarında Müslüman’ın şehit edildiği ve 5 milyonu aşkın insanın da yerinden yurdundan edildiği, hicret etmek zorunda bırakıldığı bir dönemdir” şeklinde konuştu.
Orta Doğu ve Türkiye ekseninde konuşmasını yapan Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek ise, Avrupa’nın geçmiş dönemlerde yüzyıl savaşları yaşadığını, bu savaşların sonunda bir şeye karar verdiğini dile getirerek, “Dediler ki, biz seküler bir dinde mutabakata varıyoruz. Dolayısıyla da seküler bir din oluşturduğumuz zaman herhangi bir sorun kalmayacak. İslam coğrafyasında yaşanan bütün kavgaların temeline baktığımızda, aslında Avrupa’da yaşanan yüzyıllık din savaşlarının bir benzerinin yaşandığı görülmektedir. Peki, bunları nasıl inşa ediyorlar. Bu yüzyıllık Avrupa’nın öngördüğü projenin uygulanabilmesi için, yani seküler bir anlayışın oluşabilmesinin temel yolu bu çatışma alanlarının oluşturulması. Peki, nedir bu çatışma alanları. Birincisi, mezhebe karşı mezhep. Bugün Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Bahreyn’de, Sudan’da karşımıza çıkan bir tabloda mezhebe karşı mezhep çatışması öngörülüyor. İkincisi, coğrafyaya karşı coğrafya algısı. İslam coğrafyasının birçok yerinde ülkeler arası sınır sorunu ne yazık ki tam halledilmiş değil. Üçüncüsü, ılımlı İslama karşı radikal İslam. Dördüncüsü ise ırka karşı ırk. Türkün Kürt’ten üstünlüğünü, Arap’ın acemden üstünlüğünü, Bangladeşlinin Pakistanlıdan üstünlüğünü sürekli olarak vurgulayan ve İslam’ın içerisine yeni isimleri ekleyen yeni anlayışları ortaya çıkarmak” ifadelerini kullandı.