Genel Yetkili Sendika

'Kent kültürü ve bilinci'

Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi, Mehmet Akif İnan Konferans Salonu’nda, Kent Konseyi Başkanı Sinan Temel’in konuşmacı olduğu bir konferans düzenledi. “Medeniyet Sohbetleri” kapsamında gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan Şube Başkanı Ali Deniz, “Bir medeniyet derdimiz, bir medeniyet kaygımız var. Türkiye’nin hem siyasal hem sivil tarihine bakıldığında, her 10 yılda bir iradesine ipotek konulan, her 10 yılda bir iradesine balans ayarı çekilen bir ülkede yaşadığımız görülecektir” dedi. 

Kent Kültürü ve Kent Bilinci konulu bir sunum yapan Sinan Temel, şehirlerin içinde barındırdığı insanların birbiriyle iletişim ve etkileşimlerini bir ilişki örüntüsü içinde düzenleyen sistemin birleştirici elemanı, sistemin tutkalı olarak kabul edilen şehir kültürünün, kentlerde karşılığını kaybetmek üzere olduğunu belirterek, “Gelenek ve görenekleri farklı, değişik kültürlerden gelen kişilerin, bireysel hak ve sorumluluklarının bilincine vararak, yaşadıkları kente özgün görgü ve nezaket kuralları çerçevesinde bir arada yaşama kültürünün adı olan kent kültürünü en çok etkileyen faktörlerin başında o kentin fiziksel, sosyo-ekonomik, kültürel ve tarihsel özellikleri gelmektedir” şeklinde konuştu. 
Bireylerin kentle bütünleşmesini ifade eden kentlileşmenin, bir sosyalleşme süreci sonunda oluşan kentlilik bilincinin kent hayatı içinde ortaya çıktığını ve kent kültürüne göre şekillendiğini kaydeden Temel, şöyle konuştu: “Buradan hareketle, kentlilik bilinci ‘bireylerin kentte yaşadıklarını ve kentli olduklarını bilmeleri ve bundan dolayı kente özgü tutum ve davranışları benimseyerek, bunları uygulamaları gerektiğinin farkında olmaları’ olarak tarif edilebilir. Kentlilik bilinci oluşumunun başlıca şartı, bireylerin yaşadıkları kent ile (kentteki diğer bireyler, kurumlar ve kuruluşlar ile) anlamlı, güçlü ve sürdürülebilir bağlar kurabilmeleri ve kendilerini yaşadıkları kentin bir parçası gibi hissetmeleridir.” 
Özellikle çocuklarda ve gençlerde oluşturulacak kentlilik bilinci sayesinde içinde yaşanılan şehrin daha çağdaş, daha yaşanabilir ve daha medeni bir mekân haline getirebileceğini vurgulayan Sinan Temel, “İnsanın insanla ve toplumla, toplumun insanla ilişkisinden şehir hayatının ortak malzeme ve mekânlarının kullanımına kadar bütün alanlarda yaşanan diyalog ve ilişkiler, saygı ve hakkaniyet ölçüsü oranında değer ve anlam kazanır” ifadelerini kullandı.