Sube Kadinlar Komisyonu Baskanimiz Huriye Dönmez, son günlerde ülke gündemini mesgul eden ‘kadina siddet’ konusunda bir açiklama yapti.
Kadin olmanin siddete maruz kalma açisindan basli basina bir risk faktörü oldugunu belirten Dönmez, “Özellikle ilk 30 yasta kadinlar daha çok siddete maruz kalmaktadir. Kadinlara yönelik siddette karsimiza çikan siddet türleri sunlardir: Fiziksel siddet, ekonomik siddet, duygusal siddet, sözlü siddet, çocugu kullanma, toplumdan izole etme vs. Ülkemizde karsimiza çikan bir siddet türü de töre cinayetleridir” dedi.
Toplumda yasanan kadina yönelik siddet vakalarina genel olarak bakildiginda, sorunun kadinin tanimi ile ilgili oldugunun görüldügünü kaydeden Dönmez, sözlerini söyle sürdürdü:
“Kadinin kendi hayatinda bir özne olmaktan çok çevresindeki diger birçok hayatin nesnesi durumunda olmasi, kadinin öz varliginin yeterince dikkate alinmamasi siddet sorununun temelini olusturabilir. Toplumumuzda kadin çilekes olmali, evlatlarini, esini mutlu etmeye, onlarin hayatini kolaylastirmaya çalismali, basina gelen ya da gelecek olan olumsuz seyleri susarak sineye çekmeli, görevlerine asla ara vermemeli, kol kirilsa da kadin kolunu yen içinde tutmali gibi söylemlerle karsilasiriz. Öte yandan cennetin ayaklari altina serildigi anneler ve her bir annenin bir kadin oldugu gerçegi de bizim toplumumuza aittir. Kadina yönelik bu söylemlerdeki farklilik, kadinin toplumdaki yerinin belirlenmesinde tanimi yapan tarafa göre degismektedir. Bu sorunun çözümünde belki de en öncelikli yapilmasi gereken, kadinin toplumdaki yerinin belirlenmesinde söz hakkinin ikinci, üçüncü sahislar yerine kadina verilmesidir. Nefis ve çikarlar ön planda tutularak yapilan tanimlara belki de bir format çekilmeli, kadin; üreticiligi, yaraticiligi, zekâsi ile yapip edebilecekleri, sahip oldugu mükemmel potansiyel dikkate alinarak erkekten ayri, erkekle ayni bir varlik oldugu düsünülerek, kadina kendi hayatinin öznesi olma hakki gözetilerek yeni bastan bir tanim yapilmalidir.”
Huriye Dönmez, kadina yönelik siddet konusunun her geçen gün artan bir çabayla ele alinarak tartisilmasinin oldukça sevindirici oldugunu ifade ederek, “Bu sorunun çözümünde her kadin üzerine düseni yapmali, konu ile ilgili çaba ve çalismalari gönülden desteklemelidir. Nesne degil, özne olmak beraberinde bir takim sikintilari da getirebilir. Fakat hiçbir sikinti, bir erkek tarafindan sokak ortasinda tokatlanan bir kadinin yasadigi onur zedelenmesi kadar büyük degildir” seklinde konustu.