Eğitim-Bir-Sen Denizli 1 No’lu Şube Başkanı Feyzullah Öselmiş, öğretmenliğin bir kariyer mesleği olduğunu belirterek, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanlarının sınavla değil, çalışma yılı esas alınarak verilmesi gerektiğini söyledi.
Sınav dayatmasından vazgeçilmesi için, üyelerin katılımıyla İl Millî Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan Öselmiş, “Sınavlı kariyer değil, tecrübeye itibar edilmesini istiyoruz” dedi.
Öselmiş, şunları kaydetti: “Yıllarca mücadelesini verdiğimiz; eylem, söylem ve araştırmalar ile mutlaka olmalı dediğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu’dur. Kanun büyük beklentiyle ortaya çıkmış olsa da içeriği, kapsamı ve çerçevesiyle dar kalmış, beklentinden uzak şekilde hayata geçirilmiştir. Paydaşların görüşleri, önerileri ve beklentiyi karşılama adına teklifleri dikkate alınmayarak, adı meslek kanunu olsa da içeriği mesleğin öneminden çok uzakta kalmıştır. 5 ve 6. Dönem Toplu sözleşmelerde masaya taşıdığımız, ‘Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında, eğitim-öğretim hizmetleri sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en az 8 yıl süreyle fiilen öğretmenlik yapmış olanlara uzman öğretmenler; en az 4 yıl süreyle fiilen uzman öğretmenlik yapmış olanlara ise başöğretmenler için öngörülen özel hizmet tazminatı ödenir’ teklifi uyarınca, 8 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 12 yılını tamamlayanlara da başöğretmen unvanı verilmelidir. Bu çerçevede, toplu sözleşme teklifimiz esas olmalı, sınav tartışması da son bulmalıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz her öğretmenimiz uzmandır. Öğretmenlerimizin öğrenci statüsüne sokularak mesleki kariyerinin sınav dayatmasıyla belirlenmesi yönteminden yol yakınken dönülmeli, toplu sözleşme teklifimiz esas alınmalıdır. Yine meslek kanunu içerisinde ısrarla olmasını istediğimiz, eylem, söylem ve tüm platformlarda dile getirdiğimiz eğitimciye şiddeti önleme yasası; her yıl yüzlerce eğitimciye uygulanan şiddet, darp ve hatta şehit edilmesine kadar varan üzücü olaylar yaşanmasına rağmen meslek kanunu içerisinde yer almaması, bakanlığın bu konuda vurdumduymazlığı eğitimin en büyük sorunu olarak karşımıza çıkmamaktadır.”