Genel Yetkili Sendika

Okul Yönetimleri Töhmet Altinda Birakilmistir

Sube Baskanimiz Ibrahim Coskun, Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer’e, egitim çalisanlariyla ilgili yaptigi açiklamalardan dolayi tepki gösterdi. Coskun, akademik kimlige önem veren, mesleki yeterlilik seminerlerini önemseyen, herkese yaptigi ise göre ücret düzenlemesine gidecek, maas konusunda üst makami alt makama ezdirmeyecek, ögretmen açigini bitirecek, Milli Egitim camiasinin toplum nezdinde gün geçtikçe deger yitiren itibarini özlenen düzeylere tasiyacak yenilikçi bir Bakan algisini iyi niyetle tasimak istediklerini belirterek, “Sayin Bakan’in teskilat kanununda yaptigi köklü degisiklik bizleri ümitlendirse de, yaptigi bazi açiklamalar camiamizi derinden sarsmistir. Göreve gelir gelmez bagis genelgesiyle, yillardir okul yöneticileriyle Bakanligin oynadigi oyunu görmezden gelerek çok sert ifadeler kullanan Sayin Bakan, okul yönetimlerini töhmet altinda birakmistir. Egitim-Bir-Sen olarak, devlet okullarinda parasiz egitim yapilmasinin zorunluluk oldugunu ve durumun yasal güvence altinda oldugunu yilladir haykiriyoruz. Tüm bunlara ragmen bugüne kadar Bakanlik, anaokullari ve ilkögretim okullarina hiçbir ödenek ayirmadigi halde velilerle okul yöneticilerini karsi karsiya getirmis, televizyon ekranlarindan velilere, ‘Kesinlikle hiçbir para vermeyin, isteyen olursa haberimiz olsun’ deyip, ardindan okullara, ‘velileri ikna etmenin yolunu bulun’ diyerek kendilerini ak, okul yöneticilerini tüm fedakarliklarina ragmen kara ilan eden uygulamalara imza atmistir” dedi.

 

Uzun yillardan beridir bu konunun kangren haline dönüstügünü ifade eden Coskun, sözlerini söyle sürdürdü: “Bu kandirmaca yetmezmis gibi, simdi tüm il egitim denetmenlerine görev verilerek okullarin aile birligi hesaplari kontrolden geçirilerek, bagis kaydi yapilan okullarla ilgili sorusturma açilabilecegi bilgisi okul müdürlerinin canini sikmaktadir. Denetlenebilirlik, bir kurumun güvenirliginin ilk sartidir. Su an sikayetçi olunan konu, bu hesaplarin incelenmesi degildir. Sorun suradan kaynaklanmaktadir: Bir okulumuz sene basinda aldigi bagislari aile birligi hesabina islememisse incelemelerden temiz sekilde çikarken, aldigi bagislari muntazaman aile birligi hesaplarina isleyen ve bankaya yatiran okullarimiz emre itaatsizlik yapmis sayilmaktadirlar.”

 

Ögretmenlerin ilkögretimlerde iki ay, ortaögretimlerde ise 45 gün yaptigi tatili üç ay gösteren, önceki Bakan tarafindan söz verilen 55 bin ögretmen aliminin gerçeklestirilememesi gibi uygulamalarin tüm egitim çalisanlarinin zihnindeki olumlu tabloyu zedelemesini istemediklerini kaydeden Coskun, “Çözümün ne oldugunu aslinda herkes biliyor. Ortaögretim kurumlarina ayrilan bütçenin artirilmasi, anaokullari ile ilkögretim okullarina ise merkezi bütçeden pay ayrilarak, okullarimizin ögrenci sayilarina göre hesaplarina aktarilmasi. Bu yapildiktan sonra okul aile birliklerinin feshi dahil her seçenek tartisilabilir. Aksi durumda okul yöneticilerini vatandasin gözünde hiçbirimizin kabul edemeyecegi bir sablona oturtmaya hakkimiz yok. Yeni ögretim yilina, belki de iyi niyetle atilmis veya atilacak adimlarin, yanlis yönlendirme ve yanlis sunuslarla, moral bozuklugu ile baslayan yöneticilerimizin motivasyonlarini saglamak Milli Egitim Bakanimiza düsmektedir” seklinde konustu.