Genel Yetkili Sendika

28 Subat Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Soygun Hareketidir

Subemizin Cumartesi günleri düzenledigi söylesilerinin konusu 28 Subat’ti. Yogun katilimin oldugu söylesi programinda Gaziosmanpasa Üniversitesi Ögretim Üyesi ve Star Gazetesi Yazari Doç. Dr. Berat Özipek, “28 Subat ve Sivil Toplum” konulu seminer verdi.

 

Sube Teskilatlanma Sekreterimiz Mustafa Eraslan, selamlama konusmasinda, 28 Subat sürecinde inançli insanlara yönelik adeta bir cadi avinin baslatildigini ifade ederek, “Hapse atilan, isine son verilen, sürgün edilen, asagilanan on binlerce insan, 28 Subat’in üzerinden 12 yil geçmis olmasina ragmen hala devletinden uzanacak bir sefkat elini beklemektedir. Darbelerin sarstigi insanlardan özür dilenmeden darbelerle hesaplasmak mümkün degildir” dedi.  

 

Konusmasinin basinda 28 Subat sürecini degerlendiren Doç. Dr. Berat Özipek, 28 Subat sürecinin Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmis geçmis en büyük soygun hareketi oldugunu söyledi.

“Darbelerin ve muhtiralarin ekonomi politigini anlamayanlar için 28 Subat’in anlami asagi yukari budur. 28 Subat’a böyle bakmak, sosyoloji, iktisat ve siyaset bilmemektir” diyen Özipek, sözlerini söyle sürdürdü:

“28 Subat’i böyle görmeyen ve böyle anlayamayanlar, irticayla yatip irticayla kalktigimiz bir ülkeden, nasil olup da bir anda kurtuldugumuzu da anlayamazlar. Tipki, 11 Eylül 1980 günü siddetin pençesindeki ülkeden, 12 Eylül günü huzur ve güven ortamina ani geçisimizi anlayamadiklari gibi. Tipki, 28 Subat müdahalesiyle, ardindan gelen iki büyük ekonomik kriz, çöküs, iflaslar, intiharlar, esnaf isyani, bir anda buharlasan milyarlarca dolar ile IMF’ye sarilmak zorunda kalisimizin iliskisini anlayamadiklari gibi. Tipki, içi bosaltilan bankalarla, o bankalarin yönetimindeki 28 Subatçilar arasinda bir iliski kuramadiklari gibi. Tipki, 28 Subatçi generallerin danismanligindaki holdinglerin nasil olup da büyük paralarla gözden kayboldugunu anlayamadiklari gibi.”

 

Bütün darbe ve muhtiralarda oldugu gibi ekonomik ve sosyal açidan asil magdur olanlarin alt siniflar oldugunu kaydeden Özipek, “Örnegin katsayi ve basörtüsü yasagi rezaletiyle milyonlarca yoksul aile çocugunun gelecegi çalindi, onlara üniversite yolu kapatildi. Bir kusak heba edildi. Kisaca ‘Isçisin, sen isçi kal’ dendi. 28 Subat, demokrasiye açtigi derin yaralarla anilirken, Fadime’nin gözyaslarinin gizledigi en genis kapsamli postmodern kapkaççilik boyutu da ihmal edilmemeli. Evet, 28 Subat sosyal piramidin altindan üstüne dogru bir gelir transferidir. 28 Subat Cumhuriyet tarihi boyunca yasanan gerilimin isiginda anlasilmalidir. Bu gerilim, atanmislar-seçilmisler, bürokrasi-siyaset, kapikulu-reaya, merkez-çevre, oligarsi-demokrasi çeliskisidir. Bunun ötesindeki bütün gerekçeler, temel çeliskiyi örtmek için kullanilan bahanelerden baskasi degildir” seklinde konustu.

 

Yapilmasi gerekenin; hem ahlaken, hem siyaseten, hem de hukuken darbelere ve muhtiralara ayrim yapmadan karsi çikmak oldugunu belirten Özipek, sunlari söyledi:

“Tüm sivil toplum unsurlari sag ve sol anlayisina kapilmadan, bütün baskilara ve zorluklara ahlaki zeminde karsi tavir almazsa, 28 Subat’i daha çok anariz. Kenan Evren Marmaris’te resim yapmaya devam eder. 28 Subat generalleri holdinglerin basinda boy göstermeye devam eder. 28 Subat, 12 Eylül’den, 27 Mayis 12 Mart’tan veya 27 Nisan’dan ayri degildir. Bunlari ayirmak hayati anlamamak demektir. Dolayisiyla bir dernek, bir sendika veya herhangi bir sivil toplum örgütü tüm darbe ve muhtiralara karsi refleks gelistirmiyorsa, bunun için ugrasmiyorsa, aslinda darbelerden çok da sikâyetçi degil, demektir.”

 

28 Subat ve onun gibi tüm darbelere ve muhtiralara karsi, insan haklari ortak zemininde kolektif bir sivil iradeyi insa etmek gerektigini bildiren Özipek, “Bunu için, herkes için ama herkes için, din ve vicdan özgürlügü kabul edilmelidir. Derin çetelere karsi birlikte hareket edilmelidir. 28 Subat’i mahkûm etmek istiyorsak, ayricalikli olarak degil tümüyle reddetmeliyiz. Hukuki, ahlaki ve siyasi bakimdan darbeciler yargilanmalidir demeliyiz. Yunanistan’da bu yargilanma oldugundan, bugün darbeden söz edilmemektedir. Darbecilere ‘süngülerle iktidara gelebilirsiniz, ancak süngülerin üzerine oturamazsiniz’ demeliyiz” diyerek sözlerini tamamladi.