Toplu sözleşme başlarken

Hükümet kurma arayışları, tırmanan terör olayları derken yeni sıcak ve önemli bir gündem olarak üçüncü toplu sözleşme süreci de başladı. Birkaç gündür Ankara’da, konfederasyonumuzun taleplerine son şeklinin verildiği çalışmalara katıldık. Memur-Sen, yenilenen il temsilcileri ile geçekleştirdiği 22. Başkanlar Kurulu’nda, hem ülke gündemini hem de kamu çalışanları için çok önemli olan 2016-2017 yılları için toplu sözleşme taleplerini değerlendirdi.

Toplu Sözleşme hakkını alarak daha önce yapılan iki toplu sözleşme ile birçok önemli kazanıma imza atan ve her türlü haksız eleştiriye göğüs geren Memur-Sen’dir. 11 hizmet kolunun tamamında yetki ve sorumluluk Memur-Sen’de olmasına rağmen, dünyada örneği olmayan bir uygulama ile diğer iki küçük konfederasyon da toplu sözleşme masasında yer alır. Alınmasına, karşı çıkarak oy vermedikleri ve hiçbir şekilde söz ve imza haklarının olmadığı toplu sözleşme masasında oturabilmek için hangi meziyetlere sahip olmak gerekir merak ediyorum. Misafir olduklarını bilerek misafir olgunluğunda davransalar en büyük katkıyı sunmuş olacaklar.

Memur-Sen, çok iyi analiz edilmiş, akıllıca çeşitlendirilmiş, rakibe göre daha çok isteyen olma uyanıklığına girilmemiş tutarlı ve dengeli talepler oluşturdu. Yüzdelik zam, ek göstergeye zam,  enflasyon farkı ve refah payından hakkını alma mantığı ile hazırlanan taleplerini hayata geçirmek için gelecek hafta, çalışan ve emekli büyük bir kesimi temsilen masada olacak. Hizmet kolu talepleri ile onlarca başlıkta görüşülecek müzakerelerle, sendikal mücadelenin er meydanı kurulacak ve herkes başpehlivanı izleyecek.

Bu yıl kurulacak toplu sözleşme masasını, memurlar açısından olumlu etkileyecek gelişmelerin yanında olumsuzluklar da yok değil. Seçim vaatlerinin iktidar partisinde oluşturduğu baskı ve beklenti, seçimlerin büyük olasılıkla yenilenecek olması, memur ve emeklinin göz ardı edildiği gerçeğinin AK Parti’nin seçim sonuçları raporuna girmesi beklentiyi yükseltecek gelişmeler olarak önümüzde durmaktadır. Diğer taraftan, tırmanan terör olayları, hükümet kurma çalışmalarında geri sayımı devam eden kırk beş günlük sürenin oluşturduğu baskı, dış politikadaki sıkışmış halimiz, her geçen gün artan mülteci gerçeği, Yunanistan’ın iflası ve dünya ekonomisinin yansıyan olumsuz etkisi zorluklarımız olarak önümüzdedir.

Ülkemizde, gelir dağılımındaki adaletsizlik hep memurları mağdur etmiştir. Sabrı istenen her defasında memurlar olmuştur. Sendikal mücadeledeki gecikmenin bedelini hep ödeyerek geldik. Bugün, kamu görevlileri Memur-Sen’in hakkını teslim etmek zorundadır. Kamu görevlileri, elde edilen kazanımları değersiz gösterme çabası içinde olanların, bugünlerde neler yaptıklarını çok iyi takip etmelidir. Biz, Temmuz sıcağında meydanlarda taleplerimizi dillendirirken, birileri yaralı teröristleri kanundan saklayarak tedavi ettirmekle, birileri ise toplu sözleşmeyi erteletmekle uğraşıyordu. Bunların oluşturduğu kirliliği, bu gerçekleri bilerek yüzlerine çarpmak bu ülkenin aklıselim çalışanlarının en büyük görevi olmalıdır.

Toplu sözleşme sürecinin her aşamasında ne yapacağını bilen, planlayan ve ısrarla takip edecek olan Memur-Sen, bu önemli görevi de başarı ile yerine getirecek ve gelecek yıllarda da büyümeye, üretmeye devam edecektir. Milletin kendisi olan, ufku ülke sınırları ile sınırlanmamış ve dünya mazlumlarına kucak açan bu teşkilat, bütün insanlık ailesi için bir şanstır. Devam eden süreçte, kamu görevlilerinden en önemli beklentimiz; kirli, kasıtlı bilgilere itibar etmeden bizi takip etmeleridir. Memur-Sen, yapılması gereken ne varsa, en iyisini yapacak ve masadan başarı ile kalkmasını bilecektir.